sanki beyaz gömleğinin yakasındaki kola ayakta tutuyordu onu, gömlek biraz daha eskise, bir kerecik daha yıkansa, ya da pencere camı biraz daha aralık kalsa da içeri akşam rüzgârı dalsa, yedeğinde, yeşeren otların, ilk kabak kızartmalarının, nanenin kokusunu getirip bıraksa, yaşamanın üstüne bunca varmasına dayanamayacak, yıkılıverecekti.