Ve o anda madenin girişi, dev bir patlamayla yerle bir oldu. Fıskiye gibi gökyüzüne yükselen toprak ve kaya parçaları, başlarına yağmaya başladı. Yerin derinliklerinden devasa bir yaratık çıktı. Canavarın karnından akan yapışkan madde, başında bulunan ve hastalıklı, yeşil bir ışık yayan taşlar yüzünden yemyeşil görünüyordu. Canavar, pörtlek gözlerini Torna dikti. Uzun, yapışkan vücudu, mavi bir zırhı andıran sert kabukla korunuyordu. İki yanından bir sürü ince bacak çıkan gövdesi, jilet kadar keskin görünen kıskaçlarla son buluyordu. “Trema,” dedi Tom yutkunarak. “Peşinde olduğumuz Canavar bu!”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Freya önüne çıkan herkesi tekme ve yumruklarıyla yere sererek ilerliyordu. Ölümcül vuruşlarını gözle takip etmek çok zordu ama her bir darbenin sesi onun ne kadar kuvvetli bir savaşçı olduğunu Torna açıkça anlatıyordu. Eğer iyilik için savaşıyor olsaydı Tom ona hayran olabilirdi. Ama Freya gücünü neden masumlara zarar vermek için kullanıyordu? “Bizden ne istiyor?” diye sordu Dylar. Bu sorunun yanıtı Tom için son derece açıktı. Freya hızla sunağa doğru ilerliyordu. “Kalkanı istiyor,” dedi.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Krabb’ın dev gibi gövdesi, karşısında dikiliyor ama ona saldırmıyordu. Artık onda bir farklılık vardı sanki. Daha önce öfkeyle parlayan gözleri artık onu öldürmek ister gibi bakmıyor, kıskaçları ise az öncekinin aksine hareketsiz duruyordu. Canavarın yaralı kıskacından akmaya devam eden yeşil zehri görünce Tom her şeyi anladı. Velmal, Krabb’ı zehir sayesinde kontrol ediyordu! Ve Tom onu yaralayıp zehri akıtınca kötü büyü de onunla beraber yok olmuştu. Yeniden iyiye dönen Krabb da yerdeki inciyi alıp Torna vermişti. Tom böylesine muhteşem bir canlıyı yaraladığı için çok üzülmüştü, kendinden utanıyordu.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
“Burası Avantia değil,” diye mırıldandı Tom. “Bu tılsım sahibine istediği her yerin yolunu gösterebilir,” dedi Taladon. “Ona her zaman güvenmelisin.” “Peki burası neresi?” diye sordu Tom, haritanın bir yanında parlayan mavi denize ve kumsala göz gezdirerek. Aduro tılsımı Tom’un avcuna bırakınca ışık azalarak kayboldu. Büyücü, Torna bakarak “Bu gördüğün yer Gwildor’du,” dedi. “Yani sıradaki Canavar Avının seni beklediği yer...”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
“Eğer bana tılsım parçasını atmasaydın asla kazanamazdım,” diye yanıtladı Tom. “Ve Malvel’i yalnızca yaralayabildim. Yanağındaki yara, onu öldürmeyecektir.” “Haklısın çocuk!” Etraflarında Malvel’in, Torna lanet eden sesi yankılanıyordu. “Savaşımız daha yeni başladı. Geri döneceğim!” “Umarım öyle olur!” diye yanıtladı Tom. “Dört gözle bekliyor olacağım.” Yanağından akan kanı görünce sinirden kıpkırmızı kesilen Malvel’in o halini hatırlamak Tom’u cesaretlendirdi. Malvel yaralanabiliyorsa öldürülebilirdi de! Eğer kötü büyücüyle bir kez daha karşılaşacak olursa, bunu biliyor olacaktı artık. Ama bunları başka bir gün düşünebilirdi. Elenna’ya dönüp “Görevimizi tamamladık!” dedi. “Artık babama kavuşabilirim.”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum kökten dallara yürüyen sular gibi yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye torna tezgahlarında demir.
Sayfa 115 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
169 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.