Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
352 syf.
1/10 puan verdi
Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (...) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu. George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır. Can Yayınları, bu "bütün zamanların kitabını" Celâl Üster'in özenli çevirisiyle okura sunmaktan kıvanç duyuyor.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Düşüncesuçu ölümü gerektirmez: Düşüncesuçunun KENDİSİ ölümdür Merhaba kitapseverler, Özgürlüğün olmadığı, yaşam kalitesinin diplerde olduğu ve buna rağmen yaşanılanların eskisinden daha iyi olduğuna inandırıldınız bir dünya düşünün. Ben düşünürken şunu dedim; dur bir dakika zaten üstü kapalı böyle bir dünyada yaşamıyor muyuz? Biraz aydınlanayım
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
Savaşın Travmaları ve İyileşme Yolculuğu
Orwell'ın "Boğulmamak İçin"i, 30'ların kasvetli atmosferine ve sıradan bir adamın bu kaos içinde boğulmamak için verdiği mücadeleye dalan etkileyici bir kitap. Hikaye, Orwell'ın Londra'daki bunaltıcı hayatından ve savaşın gölgesinde ezilen ruh halinden başlıyor. Kendini geçmişe, savaş öncesinin masum hayallerine ve huzurlu çocukluk günlerine atıyor. Anılar, sadece geçmişi değil, toplumdaki eşitsizlikleri, yoksulluğu ve emperyalizmin karanlık etkilerini de gözler önüne seriyor. Orwell, ustalıkla karanlık bir tablo çiziyor: 1. Dünya Savaşı'nın travmaları, işçi sınıfının sömürüsü, totaliter rejimlerin tehlikeleri... Yine de umut ışıkları da var: Dayanışma, cesaret ve özgürlük arayışı. Orwell bu inancını okura da aşılamaya çalışıyor. "Boğulmamak İçin" sadece kişisel bir anıdan öte, 20. yüzyılın ilk yarısına keskin bir bakış açısı sunuyor. Savaş karşıtı mesajlar, emperyalizm ve totaliter rejimlere eleştiriler, işçi sınıfının hakları için savunuculuk... Orwell okuru sorgulamaya, içinde yaşadığı dünyayı sorgulamaya teşvik ediyor. Dili sade ve akıcı, karmaşık fikirleri basitçe ifade ediyor. Anılar, günlük dil, şiirsel betimlemeler ve ironiyle harmanlanarak derinlik ve duygusallık katıyor. "Boğulmamak İçin", Orwell hayranları ve tarih, siyaset, edebiyatla ilgilenen herkes için etkileyici bir okuma. 20. yüzyılın karanlık dehlizlerinde bir yolculuğa çıkarıyor, umudun ve direnişin önemini vurguluyor. Orwell'ın kalemi zihinlerde iz bırakacak, tartışmalara konu olacak bir eser yaratmış.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
Kapitalizm, Emperyalizm ve Direniş Orwell'ın Keskin Kalemi
Orwell'ın "Boğulmamak İçin"i son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri oldu. Totaliter rejimlerin dehşetini ve bireyin özgürlüğünü nasıl tehdit ettiğini ustalıkla anlatıyor. Büyük Birader gibi semboller günümüzde de geçerliliğini koruyor ve totaliter rejimlerin ortak özelliklerini çok iyi yansıtıyor. Orwell sadece totaliter rejimleri değil, aynı zamanda kapitalizmi ve emperyalizmi de eleştiriyor. Bu sistemlerin bireyi nasıl köleleştirdiğini ve sömürdüğünü açıkça gözler önüne seriyor. Kitap sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir direniş manifestosu da. Orwell, okuru sessiz kalmamaya ve totaliter rejimlere karşı mücadele etmeye teşvik ediyor. Bireyin özgürlüğünün ve bağımsızlığının ne kadar değerli olduğunu ve bu değerleri korumak için ne kadar çaba göstermemiz gerektiğini vurguluyor. Orwell'ın keskin zekası ve ironik diliyle yazdığı bu kitap, okuru etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Sadece problemleri görmeye değil, aynı zamanda çözümler üretmeye de teşvik ediyor. "Boğulmamak İçin", her yaştan ve her kesimden insana hitap eden, okunması gereken bir eser. Günümüz dünyasını daha iyi anlamamıza ve kendimizi sorgulamamıza yardımcı olacak. Orwell'ın güçlü kaleminden çıkan bu eser, okuru derinden etkileyecek ve zihninde iz bırakacak. Eğer özgürlük, eşitlik ve adalet gibi kavramlara önem veriyorsan ve totaliter rejimlere karşı mücadeleye inanıyorsan, "Boğulmamak İçin"i okumalısın. Bu kitap sana ilham verecek ve daha iyi bir dünya için mücadele etmen için sana cesaret verecektir.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
Gerçeklik Algısının Manipülasyonu 1984'te Propaganda ve Beyin Yıkama
Orwell bizi bu kitapta, Büyük Birader adında koca bir abinin her şeyi kontrol ettiği, distopik bir ülkeye götürüyor. Hikayenin kahramanı Winston Smith ise bu abinin gölgesinde boğulmamak için çabalayan bir adam. Büyük Birader her yeri gözetliyor, her şeyi duyuyor, her şeyi biliyor. Düşünce Polisi bile var, aklından bile çıkmadan seni yakalayabilirler. Winston ise bu sisteme karşı gelmeye, özgür düşünmeye çalışıyor. Yasak bir aşk yaşıyor, Büyük Birader'e karşı olan fikirlerini yazdığı bir günlük tutuyor. Fakat Winston'ın bu çabaları pek de işe yaramıyor. Büyük Birader her yerde ve her şeyde. Winston yakalanıyor, işkence görüyor ve sonunda Büyük Birader'in dediklerine inanmaya zorlanıyor. bize totaliter rejimlerin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Bireysel özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu ve onu korumak için ne kadar çabalamamız gerektiğini hatırlatıyor. Orwell'in dili yalın ve akıcı, kitabı okurken sayfalar akıp gidiyor. Gerilim ve heyecan dolu atmosferiyle sürükleyici bir hikaye. Aynı zamanda da üzerinde uzun uzun düşünmemizi sağlayan bir eser. günümüzde de okunması gereken ve üzerinde düşünülmesi gereken bir başyapıt. Totaliter rejimlere karşı bir uyarı niteliğinde olan bu kitap, bireysel özgürlüğün önemini bir kez daha vurguluyor.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
60 syf.
8/10 puan verdi
Adalet Makinesi Kafka'nın Karanlık Cezalandırma Sistemi
"Ceza Sömürgesi"ne. Kafka bizi bu eserinde, isimsiz bir adada geçen ve dehşetengiz bir infaz makinesiyle tanıştırıyor. Hikayenin kahramanı ise bu makineyle idam edilecek olan talihsiz mahkum. Kafka, okuru ustalıkla yarattığı kasvetli atmosferin içine çekiyor. Betimlemeler o kadar canlı ki, sanki biz de o adadaymışız gibi hissediyoruz. Karmaşık infaz makinesi ve mahkumun yaşadığı korku tüm ayrıntılarıyla gözler önüne seriliyor. Hikayede otoritenin gölgesi her yerde hissediliyor. Komutan, sorgusuz sualsiz itaat bekleyen mutlak güce sahip bir figür. Makine ise bu otoritenin somut bir temsili olarak karşımıza çıkıyor ve adaletin ne kadar mekanik ve insanlıktan uzak olabileceğini gösteriyor. Peki ya mahkum? O bu acımasız sistemin zavallı kurbanı. Suçu ne olduğu belirsiz olsa da, makine tarafından acımasızca cezalandırılmaya mahkum. Kafka, mahkumun kimliğini ve geçmişini bilinmezliğe bırakarak okuru evrensel bir sorgulamaya itiyor: Adalet nedir? Hakikat nedir? Birey, otorite karşısında ne kadar güçsüzdür? "Ceza Sömürgesi" basit bir infaz hikayesinden çok daha fazlası. Kafka, bu eserinde totaliter rejimlerin vahşetini, bürokrasinin çarklarını ve bireyin nasıl ezildiğini ustalıkla eleştiriyor. Hikayenin sonu ise umutsuzluk ve karamsarlığa sürüklerken, okuru adaletin ve insanlığın geleceği hakkında derin düşüncelere sevk ediyor. "Ceza Sömürgesi", Kafka'nın en etkileyici ve sarsıcı eserlerinden biri. Okuru karanlığın kalbine sürükleyen ve adaletin çarpıtılmış yüzünü gözler önüne seren bu eser, okuru derinden etkileyecek ve uzun süre zihninde yer edecek bir başyapıt.
Ceza Sömürgesi
Ceza SömürgesiFranz Kafka · Kırmızı Kedi Yayınları · 20188,5bin okunma
Reklam
250 syf.
6/10 puan verdi
Thomas Wolfe’yi ilk kez okuyorum. Holden Kitap’ın #Kuytu etiketiyle, “kıyıda köşede kalmış” kitapları günyüzüne çıkarma gayesi güden bir seri. Açıkçası “Yalnızlığın Anatomisi”mi okumaya başlarken, arka kapak yazısını okumadan kitaba başladım ve öykü kitabı olduğunu o an fark ettim. Küçük çaplı bir şaşkınlıktan sonra -tamamen benim dağınıklığımdan
Yalnızlığın Anatomisi
Yalnızlığın AnatomisiThomas Wolfe · Storyside · 202341 okunma
440 syf.
3/10 puan verdi
Başka bir özgürlük tarihini yıkıntının altından kurtarma girişimi olan bu kitap, bugünün siyasi tartışmalarının ötesine giden yeni bir sözdağarcığı öneriyor. Özgürlük deneyimini, dünya üzerinde bir birlikte-yaratma süreci olarak; siyasi eylem, bireysel yargı, kişisel ve kamusal hayal gücü ve düşünce alanlarında bir macera olarak ele alıyor." Adını Puşkin’in bir şiirinden alan kitap, Aiskhylos ve Euripides, Tocqueville ve Dostoyevski, Berlin ve Ahmatova, Kafka ve Kierkegaard, Heidegger ve Arendt dahil birçok yazar ve düşünürün özgürlük hakkındaki görüş ve tavırlarını özgün bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Özgürlüğün kutsallıkla ilişkisi, özgürlük ile özgürleşme arasındaki fark, totaliter rejimlerde baskı ve sansür, “kötülüğün sıradanlığı”, özgürlüğün vatansızlığı, aşkta özgürlük, en katı hapis koşullarında bireysel muhakeme ve hayal gücü gibi konuların ele alındığı bu kapsamlı eser, her şeyden önce özgürlüğün değerini ve ona sahip çıkmanın gerekliliğini hatırlatıyor bizlere.
Svetlana Boym
Svetlana Boym
Başka Bir Özgürlük
Başka Bir ÖzgürlükSvetlana Boym · Metis Yayıncılık · 20168 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
Özgürlük Mücadelesi Winston Smith'in Hikayesi
Orwell'ın bu distopik klasiği, bizi Büyük Birader adlı tekinsiz bir rejimin kontrolündeki Okyanusya adında bir ülkeye götürüyor. Her adımımız izleniyor, her düşüncemiz kontrol ediliyor, gerçeklik bile Partinin istediği gibi şekillendiriliyor. Hikayemizin kahramanı Winston Smith ise bu toталитар sisteme karşı koymaya çalışan bir adam. Gerçekleri öğrenmek ve özgürlüğü bulmak için mücadele ediyor. Fakat her adımda Büyük Birader'in gölgesi onu takip ediyor. 1984, sadece sürükleyici bir roman değil, aynı zamanda totaliter rejimlerin tehlikelerine dair çarpıcı bir uyarı. Orwell, bu eserinde bize bireysel özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu ve onu korumak için ne kadar mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Kitap biraz kasvetli ve bunaltıcı olabilir, ama kesinlikle okunmaya değer. Özellikle günümüzde bilgi bombardımanı altında yaşadığımız ve gerçek algımızın sürekli sınandığı bir dönemde 1984'ün mesajı daha da önem kazanıyor. Eğer totaliter rejimler, distopik kurgular ve özgürlük mücadelesi gibi konular ilginizi çekiyorsa 1984'ü kesinlikle okumalısınız. Biraz karanlık bir yolculuk olacak, ama eminim bu yolculuktan çok şey öğreneceksiniz.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
83 syf.
10/10 puan verdi
Satranç Tahtası Üzerindeki Delilik Dansı
Hikayemiz New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemide geçiyor. Gemide dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic de var. Czentovic, yıllarca süren esaretten sonra özgürlüğüne kavuşmuş olsa da, bu onu tatmin etmiyor. Satranç dışında bir amacı olmayan Czentovic, kendini boşlukta hissediyor. Tam bu sırada gizemli bir adam olan Dr. B. ile tanışıyor. Dr. B., Czentovic'e geçmişte yaşadığı travmatik bir olayı ve bu olayın onu nasıl satranç takıntısına sürüklediğini anlatır. Bu hikaye Czentovic'i derinden etkiler ve kendi hayatını sorgulamaya başlar. Dr. B. ile Czentovic arasında bir satranç oyunu başlar. Oyun ilerledikçe Dr. B.'nin zihinsel durumu da bozulmaya başlar. Nazi toplama kamplarında yaşadığı işkenceler ve gördüğü vahşet onu travmatize etmiştir. Satranç tahtası Dr. B.'nin zihninin savaş alanı haline gelir ve her hamle onun için bir ölüm kalım mücadelesi haline gelir. Satranç sadece bir oyun değil, aynı zamanda hayatta kalma ve özgürlük mücadelesini de simgeliyor. Czentovic ve Dr. B.'nin hikayeleri, savaşın ve totaliter rejimlerin insan psikolojisi üzerinde yarattığı derin tahribatı gözler önüne seriyor. Zweig, bu kısa romanında insan ruhunun kırılganlığını ve travmanın yıkıcı etkisini ustalıkla tasvir ediyor. Satranç, sadece satranç severler için değil, insan psikolojisi ve tarihi olaylarla ilgilenen herkes için okunması gereken bir eser. Kısacası, Satranç sizi hem nefes nefese edecek bir satranç oyunu izlemeye, hem de insan ruhunun karanlık dehlizlerinde bir yolculuğa çıkaracak.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
Reklam
83 syf.
9/10 puan verdi
Beyaz Taşların Karanlık Gölgesinde Bir Ruhun Çöküşü
Stefan Zweig'ın son eseri olan Satranç, kısa hacmiyle ezici bir etkiye sahip, insan ruhunun derinliklerine inen ve okuru sürükleyici bir yolculuğa çıkaran bir başyapıttır. Hikaye, New York'tan Buenos Aires'e giden bir transatlantik gemi yolcusu olan ve geçmişte dünyaca ünlü bir satranç şampiyonu olan Joseph S. Joseph'in etrafında dönmektedir. S. Joseph, Nazi rejiminden kaçarak Avrupa'yı terk etmiş ve hafızasını kaybetmiş bir adamdır. Gemide tanıştığı bir grup satranç meraklısı ile oynadığı bir maç, zihninin derinliklerinde gömülü olan anıları ve travmaları tetikler. Bu maç, sadece bir oyun olmaktan öte, hayatta kalma mücadelesini ve insanlığın karanlık yüzünü simgeler hale gelir. Zweig, S. Joseph'in çökmekte olan zihnini ve travmalarla boğuşmasını ustalıkla tasvir eder. Satranç tahtası, S. Joseph'in geçmişiyle yüzleşmek zorunda kaldığı bir savaş alanına dönüşür. Her hamle, onu geçmişe adım adım yaklaştırır ve unutmaya çalıştığı dehşetlerle yüzleşmesine neden olur. Roman, sadece satranç oyunu üzerine bir hikaye olmanın ötesinde, totaliter rejimlerin yıkıcı etkisi, hafıza kaybı ve kimlik arayışı gibi evrensel temalara da değiniyor. Zweig, S. Joseph'in trajedisini kullanarak, insan ruhunun kırılganlığını ve faşizmin insan onuruna verdiği zararı gözler önüne seriyor. Satranç, sürükleyici kurgusu, etkileyici karakterleri ve derin felsefi sorgulamalarıyla okuru derinden etkileyen bir eser. Zweig'ın zarif ve şiirsel dil kullanımı, hikayenin trajik atmosferini daha da vurguluyor. Bu kısa roman, okuru uzun süre düşündürecek ve insan olmanın anlamı üzerine derin sorgulamalara itecek güce sahip.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
1984, George Orwell tarafından kaleme alınan ve günümüzde hala büyük ilgi gören bir distopya romanıdır. Kitap, insanların düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının tamamen kontrol altına alındığı totaliter bir toplumu anlatır. Bu toplumda, kişisel özgürlükler yok edilmiş, insanlar korku ve manipülasyonla yönetilmiştir. Roman, ana karakter
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
255 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
221 günde okudu
𝓖ü𝓷 𝓞𝓻𝓽𝓪𝓼ı𝓷𝓭𝓪 𝓚𝓪𝓻𝓪𝓷𝓵ı𝓴- - 𝓐𝓻𝓽𝓱𝓾𝓻 𝓚𝓸𝓮𝓼𝓽𝓵𝓮𝓻 Kitap, Arthur Koestler'in totaliter bir rejimin yanlış mantığını Nicolas Salmanovitch Rubashov'un deneyimleri üzerinden anlatıyor. Rubashov devrimde savaşmış ve bir zamanlar Partinin Merkez Komitesinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Kendisi Sovyet Büyük Tasfiyeleri sırasında Josef Stalin rejimi tarafından tutuklanan bir Bolşeviktir. 1 Numaraya suikast girişimini kışkırtmak ona muhalif olmak nedeni ve karşı-devrimci faaliyetlere katılmak suçlamasıyla tutuklanıyor. Sovyet hapishanesine atılan Rubashov, hücresinde boş boş dolaşırken Partiyle olan geçmişini anıyor. Özellikle sadık devrimcileri Partiden kovmak ve onları ölüme göndermek zorunda kaldığı anlarda suçluluk duygusunu hissetmeye başlıyor. Hücresinde gramer kurgusu üzerinde düşünerek biraz zaman geçirdikten sonra diş ağrısını geçmişindeki bu suçluluklarla ilişkilendirir. Rubashov sonunda bunları suçluluk kavramı olarak tanımlayana kadar diş ağrısı ve bedel ödeme düşüncesi bilinçaltını sürekli olarak kaplıyor. Koestler, Almanya'da bilim gazetecisi olarak çalıştığı süre boyunca katıldığı Komünist Parti hücresinde öğrendiği Stalinist diyalektiğe olan aşinalığını bu kitapta ortaya koyuyor. Bu bilgi, Rubashov'un sorgulayıcıları Ivanov ve Gletkin’in yürüttüğü diyalogda anlaşılıyor. Buna ek olarak Rubashov'un hücre hapsi, Koestler'in İspanya İç Savaşı sırasında yaşadığı yürek parçalayıcı tutukluluğu tasvirini anımsatan bir üslupla tasvir edilmiştir. Kitaplarla ve sevgiyle kalınız
Gün Ortasında Karanlık
Gün Ortasında KaranlıkArthur Koestler · İletişim Yayınevi · 2019416 okunma
420 syf.
10/10 puan verdi
İnsan Doğasının Yansıması Açlık Oyunları'nın Sarsıcı Evreni
Suzanne Collins'in "Açlık Oyunları" kitabı, distopik bir gelecekte geçen ve insanların zorla bir arenada birbirleriyle ölümüne mücadele ettiği bir dünyayı konu ediniyor. Kitap, Panem adı verilen totaliter bir rejim tarafından yönetilen bir ülkede geçmektedir. Hikaye, Panem'in fakir bölgelerinden biri olan 12. Bölge'den gönüllü olarak seçilen genç bir kız olan Katniss Everdeen'in perspektifinden anlatılır. Katniss, kardeşi ve ailesi için avlanarak geçimini sağlayan güçlü ve cesur bir karakterdir. Ancak, Panem'in zalim lideri olan Başkan Snow'un acımasız rejimi altında yaşam mücadelesi vermektedir. Açlık Oyunları, Panem'in her yıl düzenlediği ve bölge halkının birer temsilcisinin katıldığı ölümcül bir yarışmayı konu alır. Bu yarışmada, 24 genç, birbirlerini öldürmek için mücadele ederken, yarışma hem bir şova dönüşmüş hem de halkı sindirmek için bir araç haline gelmiştir. Kitap, okuyucuya insan doğasının karanlık yönleri, toplumsal eşitsizlik ve güç kullanımı gibi derin konuları sorgulatırken, aynı zamanda umudu, direnişi ve insanın içindeki iyiliği de vurgular. Suzanne Collins'in akıcı üslubu ve sürükleyici kurgusuyla yazdığı bu roman, gençlerden yetişkinlere kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmektedir. Ayrıca, kitabın sinemaya da uyarlanarak büyük bir başarı elde etmesi, hikayenin ne kadar etkileyici olduğunun bir göstergesidir.
Açlık Oyunları
Açlık OyunlarıSuzanne Collins · Dex Kitap · 201628,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.