…, kestikçe saçlarımı bir şey değişir mi hayatımda? İleriye akan zaman, bir yolunu bulup geriye akar mı?
Sayfa 83 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada?
Sayfa 9 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sevgi fiziksel bir varlık olarak, sevilen kişiden çok daha öteye gidiyordu. En derin anlamını tinsel varlıkta, iç benlikte buluyordu. Onun gerçekten var olup olmadığı, yaşayıp yaşamadığı önemini bir ölçüde yitiriyordu.
Sayfa 51 - OkyanusKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Hakikat şuydu; sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti.
Sayfa 50 - OkyanusKitabı okudu
Zengin bir entelektüel yaşama alışmış olan duyarlı kişiler daha fazla etkilenseler de (çoğunlukla daha hassas yapıda olurlar) iç benlikleri daha az hasara uğrar. Kendilerini çevreleyen korkunçluklardan, iç zenginliklerine ve ruhsal özgürlüklerine sığınarak korunabiliyorlardı.
Sayfa 48 - OkyanusKitabı okudu
Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.
Sayfa 11 - OkyanusKitabı okudu
“Seninle evlenirken kendim hakkında hemen hemen her şeyi biliyordum. Buna karşılık senin hakkında çok az şey biliyordum. Seninle evlendim, çünkü beni bu kadar seveceğini bilmiyordum.”
Sayfa 31 - Yapı Kredi Yayınları
Bu, onun üçüncü ve son ölümü oldu.
Sayfa 72 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Eskiden hayatımın parçası olan çoğu şey ruhumu terk etti.
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ne diyeyim, huzur tuhaf şey arkadaş, ancak kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelip seni buluyor.
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Öyle güzel bir andı ki, hafızasının köşesini kıvırdı.
Sayfa 21 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ben peki, dedi, birini mi arıyorum, yoksa bulunmak mı istiyorum?
Sayfa 9 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ayrıca fazla alçak gönüllü olan bütün insanlar gibi annemin de hatası, kendisini ilgilendiren şeyleri başkalarından aşağıda ve dolayısıyla dışında tutmasından kaynaklanıyordu.
Sayfa 14 - Yapı Kredi Yayınları
Erdemlerimiz, özgür, değişken, kullanımı daimi şekilde bize ait şeyler değildirler; zihnimizde erdemlerimiz, karşılaştığımızda kendilerini harekete geçirmeye göre bildiğimiz olaylara öyle sımsıkı bağlanmıştır ki, karşımıza farklı nitelikte bir olay çıktığında gafil avlanır ve bu erdemlerimizi kullanabileceğimizi aklımıza bile getirmeyiz.
Sayfa 8 - Yapı Kredi Yayınları
…, Swann’ın zerafetindeki sadeliğin, aslında kibrin incelmiş bir şeklinden başka bir şey olmadığı,…
Sayfa 8 - Yapı Kredi Yayınları