"Bodin, egemenliği bütün vatandaşlar ve tebaa üzerinde kanunla kısıtlanamayan en üstün iktidar olarak tanımlamıştır."
Sayfa 11 - Doğu Kütüphanesi
"...tarih, benzer durumların olası sonuçları üzerine ışık tutarak analoji yoluyla öğretir. Ancak her kuşak, kendisi için hangi durumların benzer olduğuna karar vermek zorundadır."
Sayfa 21
"Yani belli bir yaşa gelip geriye bakınca insan kaderi görüyor. Her şeyin bambaşka olabilme ihtimalini, buna rağmen olanın, yaşanan ve olup biten olduğunu görüyor."
Sayfa 46
Okur Takip Önerileri
"Çünkü bence, nüfusun yüzde doksan dokuzu koyu cehaletten tamamıyla kurtarılamamış olan bir memlekete, henüz en aydınlık ve basit fikirleri bile sökemeyen kimselere 'edebî' eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti."
Sayfa 27
"Aptal programlar, diziler izledikçe suçluluk hissim yerini hiçliğe terk etmeye başlamıştı. Hiçlik! Ne korkunç bir his..." #kitapşuuru
Sayfa 23
"Filtresi olmayanın medenî dünyadaki sıfatı "deli"dir ve hiçbir yazar, metninde akan şuurunun taşıyıp getirdiklerini denetimsizce kullandığı için bu sıfatla anılmayı göze alamaz." #kitapşuuru
Sayfa 5
"...birey kendini topluma devrederek hiç kimseye devretmemiş olur. Diğerlerinin onun üzerinde olduğu kadar onun da diğerleri üzerinde hakkı vardır. Kaybettiği kadarını kazandığı gibi sahip olduklarının korunması için de fazladan güç elde eder."
Sayfa 21 - Karbon Kitaplar
"Dolayısıyla, keyfî bir yönetimin meşru olması için, halkı oluşturan her nesilden kişinin onu kabul ya da reddetme yetkisi olmalıdır. Bu şekilde yönetim keyfî olmaktan çıkar."
Sayfa 15 - Karbon Kitaplar
"İnsan özgür doğar ancak her yerde zincire vurulmuştur."
Sayfa 10 - Karbon Kitaplar
"Cesur adam, o korkak adamcağızdır ki cesaret isteyen yerde, hele diğer insanların önünde korkuya yenilmez. Her şeyi sarsan korkuya rağmen dizlerini bükmemeyi, sesini kaybetmemeyi, ayakta kalmayı becerir. En garibi, bu kuvveti de ona karşısındakiler, yani kendisini korkutanlar verir."
Sayfa 401 - İthaki Yayınları
"Bazen bir gülümseme ya da bir öfkeyle şirinleştiğini, bazen de aynı şeylerle çirkinleştiğini biliyordu. Fakat kendisine asıl yaraşan hal, mahcupluktan gelen bir sevimli acemilikti."
Sayfa 394 - İthaki Yayınları
"Kadın, tek başına bir ordu gibi dövüşüyor."
Sayfa 248 - İthaki Yayınları
"İnsanlar acıya sevinçten daha fazla dayanıyorlar."
Sayfa 247 - İthaki Yayınları
"Beni her zaman çaresizlik bitiriyor. Neden böyle hep çaresiz oluyoruz? Kuvvetimiz var. Cesaretimiz var, aklımız da var. Fazladan hayatımızı sakınır adamlar da değiliz."
Sayfa 236 - İthaki Yayınları
"Asıl ödevinizi yapmıyorsunuz... Bundan kaçıyorsunuz... Karışık, karanlık, maskara lafların arkasına sinmeniz bundan... Hem bu memleket ahalisini en büyük tehlike karşısında yalnız bırakıyorsunuz hem de o ahalinin sanatınız önünde secde etmesini istiyorsunuz."
Sayfa 226 - İthaki Yayınları