Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BELKİ HİÇ OLMAMIŞTI
Sabahın erken saatleri… Caddeler boş… Kırlangıç çığlıkları havayı bir jilet gibi kesip duruyor. Oyunbaz kargalar kaldırımlarda paytak adım geziniyor. Baygın bir ıhlamur kokusu diğer bütün kokuları bastırmış, gönlünce yayılıyor. Şehir yeni yeni uyanıyor. Binlerce evde aynı anda kahrolası alarmlar çalıyor; düşler belki de en güzel yerinden
Tuhaf bir insan tipi türedi. Okumuyor ve her şeyi biliyor. Alıntı bir akılla akıllı! Okuduğu da sosyal medya denen e herkesin birbiri üstüne boca ettiği cehalet, süprüntü sözler. İyi edebiyattan haberi olmadığı için orada, saklandığı oyukta dünyaya ayetler indiriyor. Bu cehaleti yüzüne çarpacak ne bir dergi, ne bir yayinevi var. Zaten bu "büyük"lerin de dergi ve yayinevleriyle bir ilgisi yok. Aklıma Leonardo da Vinci'nin bir sözü geldi: "Zenginlerin hatıraları ölümleriyle biter." Bundan daha acı olan, bu süprüntü edebiyatın bir hatırası da olmayacak. Ne diyordu Necatigil: "İşimize bakalım."
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Mutsuz Dev: Balzac
Eserlerinin pek çoğu klasikler arasında yer alan Balzac için, ‘yeryüzünde Tanrı’dan sonra en çok insan yaratmış kudret’ derler. Fransız yazarın tam adı Honoré de Balzac’tır. İsmini sonradan Balzac olarak değiştiren yazar soyluluk ifade eden De’ takısını almıştır. Ahmet Altan da Kristal Denizaltı kitabında Balzac’a ayrı bir bölüm vermiştir. Ahmet
Az önce izmir metroda başıma gelen tuhaf olay
Konak durağından metroya evime gitmek üzere bindim. Kıyıda köşede bir yere kuruldum. Hep adetim olması üzerine dergi çıkardım okumaya başladım. Birden solumdan bir adamın omzumu dürtmesiyle irkildim. Bana dönerek “okuma, okuyunca ne olacak? Önemli olan görebilmekte çevreni kolaçan et. Okuma yazık gözlerine “ dedi. Hı hı dedim cevap olarak. 55-60 yaşlarında tıknaz bir adamdı işin tuhafı. Bunları dedikten sonra kalktı inmek için, ben de tam sayfamı çevirdim ve çıkan başlık şu oldu: ‘En Büyük Savaş, Cahilliğe Karşı Yapılan Savaştır!’
“İki kişinin bile üzerinde anlaşmazlığa düşmeyeceği apa- çık gerçek, kişileri okumaya sevk eden faktörün öğrenme me- rakı olmasıdır. Okumak için eline bir kitap ya da dergi alan kişiyi bu eyleme sevk eden şey, öğrenme isteğidir; haberlerin arkasındaki gerçeği, haberlerin içerdiği bilgi ve gerçekleri öğ- renme isteği... Buna karşın akıllı bir kişinin, okudukları üze- rinde aklını kullanmaksızın veya okuduğu şeylerin anlamını düşünmeksizin diliyle ya da gözü ile okuması mümkün değil- dir! Bunu yapabildiğini söyleyen bir kişiyi hayal ediniz... Onun hakkında neler söylersiniz? O kişi hakkında ne tür bir değerlendirmede bulunursunuz? Bu kişinin sıra dışı bir kişi ol- duğunu söylemek uygun olmaz mı? Mezhepleri ve dinleri fark- lı olmasına rağmen insanlar, okuma kavramının bu apaçık an- lamı üzerinde her yüzyılda görüş birliği içerisinde olmuşlardır. Bir kişi ancak bir şeyler öğrenmek amacı ile okuma eylemini gerçekleştirir. Bu kural, dünya üzerinde mevcut bütün dergi, kitap ve gazeteler için geçerlidir. Sadece bir tek kitapla zikret- tiğimiz türden bir ilişki içine girilmemektedir. Pek çok insan yalnızca bir tek kitapla çok tuhaf bir ilişki içine girmiş bulunmaktadır. Onlar sadece bir tek kitabı sırf “okumuş olmak için” okumaktadırlar. Diğer bir deyişle yalnızca okumaktadır- lar! Okuma esnasında okuduklarının anlamını –genel olarak– kavrama konusunda akıllarını yormamaktadırlar. Bu kitabı okumada yarışmaktadırlar (bu ayda kaç hatim indireceksin diye!) ve bu eylemi gerçekleştirirken kendilerinde herhangi bir eksiklik görmemektedirler...”
Kütüphane oluşturma fikri oluştuğu zamanlarda sürekli olarak okuduğum birkaç dergi vardı. Bunlar Kafkaokur ve Tuhaf dergileriydi. Yeni yazarlar keşfetmek istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. En sevdiğim şairlerden birisi olan Füruğ Ferruhzad’ı bu sayede tanıdım. Bazı dergiler iyi ki var.☺️ Bundan sonra okuduğum dergileri bu uygulamaya da gireceğim.
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Eğitim, Öğrenim Hayatı Necip Fazıl, 26 Mayıs 1904'te Çemberlitaş'ta doğmuştur. Asıl adı Ahmet Necip'dir. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Ahmet Necip eğitimine mahalle mektebinde başlamıştır. 1912'de Gedikpaşa'daki Fransız Frerler Okulu'na geçmiştir. Bir süre sonra bu okuldan ayrılıp Amerikan Koleji'ne devam
İnsanların tuhaf olduğuna karar verdim. Zorunlu olmadıkça onlar konusunda kafa patlatmayacaktım ..
Ama bunca ayrılıktan sonra içime sinen o garipliği, yabancılığı, kendi evime, babama, anama, evdeki herkese karşı gelişmiş o tuhaf utangaçlığı silkip atamıyorum.
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
𝙺𝚊𝚑𝚛𝚊𝚖𝚊𝚗𝚖𝚊𝚛𝚊𝚜̧ 𝐄𝐝𝐞𝐛𝐢𝐲𝐚𝐭 𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡𝐢𝐧𝐞 𝐆𝐢𝐫𝐢𝐬̧ | s.92
Ömer Yalçınova
Ömer Yalçınova
202 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.