"Gökler güneşiyle, ayıyla senin hodbin kalbin ve arzuların için yaratıldı zannediyordun!"
KayaKitabı okudu
– Türklerin kökeni Orta Asya bozkırlarına dayanır Atalarımı çekik gözlüydü ve Moğollarla ayru bölgede yaşıyordu. Hunlar, mesela onlar Turktü. Bu göçebe kavimler Orta Asya'yı dalga dalga aştıktan sonra, yaklaşık X. yüzyılda Anadolu'ya geldi.
– Peki, Turan'ın manası ne, nedir Turan?
– Bir tür düşsel imparatorluk, Orta Asya'da yaşayan bütün Türk halklarını tek bir yurt, tek bir bayrak altında birleştirmeyi hedefleyen bir siyasi görüş. Bir tür Atlantis anlayacağın, tarihçilerin hep varlığına inandığı, ama hiçbir zaman en ufak bir kanıt bile bulamadıkları kayıp ülke. İşte Bozkurtlar da bu kayıp kıtanın hayalini kuruyor. Özbekleri, Tatarları, Uygurları, Türkmenleri bir araya getirmenin hayalini... Balkanlar'dan Baykal Gölü'ne kadar uzanan muazzam bir imparatorluğun hayalini.
Sayfa 306Kitabı okudu
–...Aslında onları kullanan gangsterlerden nefret ediyorlar. Çok daha yüce idealleri var.
–Bana bu idealden bahsedin.
Acun derin bir soluk aldı, sanki ciğerleri büyük bir yurtseverlik dalgasıyla şişmişti.
–Türk imparatorluğunu yeniden kurma. Turan hayali.
Sayfa 305Kitabı okudu
Her davadan kutludur, Turan denilen dava,
Zırıltı dinlemeyiz, boş ağızdan bedava.
Herkes taraf olurken uydurduğu bir safa,
Bizim tarafımız da dünyadaki Türk kadar,
Biz Türklüğün yarıyız, Türkçülük de bize yar!
Caner Kara
Biz ki. Turan mülkünün ve Türkistan’ın Emiriyiz!..» «Biz ki, Türk oğlu Türküz!..
Biz ki, miletlerin en eskisi ve en büyüğü olan Türk’ün Başbuğuyuz! »
Ali Şir Nevai
Öyle sanıyorum ki, CHP'nin kuruluşundaki yapısını teşhis edebilmek için Atatürk'ün bu ana amacını gözden kaçırmamak gerekir. Batılılaşma işlemine en yakın sınıflar CHP'nin kurulduğu yıllarda 'mahalli eşraf' ve 'memurlar'dı. Atatürk devrimlerini yaymak için, devlet örgütü olarak memurları, parti örgütü olarak da 'yerel eşraf'ı kullanmıştır. Bunun nedenleri aşikardır. Bir kere Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında Türkiye'nin nispeten aydın topluluğunu bunlar oluşturuyorlardı. İkincisi, memurlar, devlet makinesinin çarkları olarak, doğal olarak devlet uygulamasına bağlıydılar; eşraf da devletle ve bundan ötürü iktidarda bulunanlarla en sıkı ilişkisi olan ve devlete bağlı olan bir zümre oluşturuyordu. İllerdeki Cumhuriyet balolarını hatırlayanlar, vali beyin yanında belde eşrafının da, eşleri ile birlikte, şöyle salonun bir kenarına eriştiğini unutmamış olacaklardı.
Agora Kitaplığı 2009 Sayfa: 31
Milli Kurtuluş Savaşı'nı sivil-asker bürokratlar ve eşraf yaptı.
Agora Kitaplığı 2009 Sayfa: 25
Halkın içinden çıkan -fakat ondan ayrı bir zümre olan- bürokrasi bir yanda, toplum bir yanda; Türk devlet yapısı böylece ikili bir mahiyet gösteriyor: Hükümdarı artık bürokrasi (yani, yöneticiler) ile halk (yani, yönetilenler). Eğer sınıfsal bir yapıdan söz edilecekse, denilebilir ki sınıfsal çelişki, bu ikisi arasındadır. Burada halk deyimine toplumun bütün katmanları dahildir. Hepsi reayadır.
Agora Kitaplığı 2009 Sayfa: 6
Yeniçeri kanununa göre Türk'ten devşirme yasaktır. Bunun nedeni, ailesi, köyü ya da aşireti olup da, sultana karşı dayanma, direnme gücü bir olasılık olarak bulunabilecek birisini devlet yönetimine getirmemektir.
Agora Kitaplığı 2009 Sayfa: 3