CAHİT SITKI
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
NAZIM HİKMET
Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın
Kudret Ayşe Yılmaz'dan sözün saydam gölgesinde başlığı altında yine harika tadı damakta kalan bir yazıyla giriş yaptık bu ay.
"İnsanoğlu sadece işitmeye layık olduğunu söyler. Söz; sahibinin asıl kimliği, saf tasviri, net manzarası." İşte bu kadar net.
Katı yalnızlıkları da bir söz eritecek; gönül ırmaklarını da söz kurutacak..
"Bitmeyen nedir dersen tesirdir sade.."
Bu sayıda Emin Gürdamur'da kalbimi fethetmeyi başardı: Öykücünün Üç Ahlak Yasası yazısıyla.
Hayata bir hikaye avlama gözüyle bakan yeni yazarlarımıza güzel bir uyarı, nahif bir resim olmuş bu yazı. İnsanın adım attığı her anından onda bir iz kalır, yazar bunları okuyup aktarmada yeterince güçlüdür.. başkalarının acısına hikaye gözüyle bakmaktan da Allah'a sığınırlar.
Üç tavsiye köşesinde Ali Ural'a denk gelmek sürpriz oldu doğrusu. Bir hatıra; bir dizi, bir kitap tavsiyesi oluyor bizlere.
Ben kitabı iliştireyim sadece şuracığa:
Hümeyra Yabar - Bir Kulübe
"Onu okumak sükûnetin içinde kalp atışlarınızı duymaktır." diyor onun için.
Okumak için sabırsızlanıyorum.
Elif Ezgi Bektaş Hurdalık yazısıyla çok manidar, derin anlamıyla insanı içine çeken bir bölüm ortaya çıkarmış.
"..eskimek, onların dilinde ölümle eş anlamlı." derken insanın dahi eskiyebileceği bir noktaya kadar getiriyor bizleri. İnsan nasıl mı eskir? Üstünde düşünmeyi size bırakıyorum. Bende düşünüyorum zira..
Sultan I.Murat, Kâtip Çelebi, Turgut Uyar, Shakespeare, Ahmet Haşim... değişik isimlerden izler görmek çok güzel oluyor. Kısa bir dokunuş ama derin bir temas bırakıyorlar.
Sevdiğim bir sayı oldu velhasıl..
Gözde
Turgut Uyar'dan okuduğum ilk eser. İlk olarak ''Göğe Bakma Durağı''nı seçme nedenim, bu platformda kitapla çok fazla karşılaşmamdı.
Şiir okumaya yeni başladım. Bu nedenle bu incelemeyi yazarken dahi kendimi yetersiz hissediyorum. Belki de, şairin ilk olarak bu kitabını okumakla hata yaptım çünkü kitabın içindeki
Gözlerini açtığında yine alarmının sesiyle güne uyandı. Gözlerinden akan yaşlar, mutsuzluğu yüzüne vurmuştu. Hala görmüş olduğu rüyanın etkisindeydi. Alarmı tatil günlerinde de çalıyordu. Kimi zaman bunu bilerek tercih ediyordu. Çünkü o anın kıymetini bu şekilde daha da değerlendiriyordu. Gözlerini tekrar kapattı. Rüya alemine geçmek için ama uyku
-
Sevmek yahut aşık olmanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz...
Hayatım boyunca onlarca şair/yazar lerin şiir/nesir lerini okudum (Kibir mahiyetinde değil.). Öyle iki onlarca, yüzlerce kitap ve ya şiir okuyan insanları, ağzı her açıldığında sevmekten, aşktan ve ya çektiği acılardan bahseden insanlar ve alıntılarıyla karşılaştım, okudum. Her gece
Kırıldığım Mehmet'ten
Sevindiğim Hasan'dan
Ne buldum ne yitirdiysem insandan
Bulutlar bulut, yıldızlar yıldız
Nasıl olur, bu koca yuvarlak ortasında
Ben kendi kendime, tek başıma, yapayalnız
......