Kalp, vücudumuzun içinde hafif sola doğru yerleştirilmiştir. İki kadim dil olan Arapça ve İbranice sağdan sola doğru yazılır, yani kalbe doğru. Kimilerinin de bildirdiği gibi, bu durum yazma eyleminin maksadını yansıtmaktadır: Kalbi etkilemek.
"Gel gel berü ki savm ü salâtın kazâsı var
Sensiz geçen zamân-ı hayâtın kazâsı yok"
Gel gel beri, çünkü orucun da kazası var, namazın da, fakat sensiz geçen yaşayış çağının kazası yok.
Nesîmî
Mektepte alınan ders, ya bir tasavvurdur, hayale mal edilir; ya bir hünerdir, ele mal edilir; ya bir iradedir, iktidarımıza ilâve edilir; ya da bir aşktır, kalbe doldurulur.
ey türkistan yürürüm damar damar nârına
kanımla imzaladım ben kayıtsız kinleri
yarına sere serpe bir tomurcuk kârına
adak verdim adadım kadın erkek binleri
hürriyetim imanım düşse sızım kaldırır
imanım düşsem bir gün oğlum kızım kaldırır
Yüreğimizde bir dönem sımsıkı tuttuğumuz insanlarla olan ilişkimiz, bir kalp kırıklığı ile yaralanmadıysa eğer, kaldığı yerden devam edecek tazelikte görünür bana.
Güzel, görünmekten tereddüt eder... Güzel, meselenin yanında, köşede vuku bulur. Örtme güzellik için aslidir. Örtüsünün açılmaması güzelin özündendir... Güzel nesne sadece örtüsünün altında kendisi kalabilir. Örtülmekle, sonsuz derecede göze çarpmayan hale gelir.
Byung Chul Han
Kalbimi okumayı unutursam eğer, bir el bana değsin ve harfleri yüzüme tutsun isterim. Hecelemeyi yeni söken bir çocukmuşum gibi, otursun biri yanıma ve bana okumayı öğretsin. Bak bu kalp atışı aşkın alametidir. Bak bu özlem, yurt ağrısı olarak okunur. Yurdundan ayrı düşen ağrır. Böyle tek tek öğretsin bana kelimeleri. Yüzleri okumayı öğretsin, kâinata bakmayı.