❝ ❞
Hepsi bir yana, eleştiri; adı üstünde, bir silahtır. O silahla, maytap oynanmaz; yanlışlar okşanmaz; vurulup öldürülür. Yanlışında aydınlanan kişi, yücelebilir. Yanlışı ile kaynaşan, yanlışı ile gömülür.
❞ ❞
--------------------------------------------------------------------------------
80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
Hikmet Kıvılcımlı bu kitabında Türkiye'de iki sınıftan ((işçi ve sermayedar [finans kapitale sahip bezirganlar] )) bahsederek burjuva sosyalizmini örneklendirir. Politikasını açar. Aydınlık dergisinin 1969 Mart ve Haziran ayları sayılarında yazdığı bu yazıların derlemesi olan kitapta 27 Mayıs ihtilali ve TİP içerisindeki proleter varlık sorgulanmaktadır. Dr. Kıvılcımlı'nın tezleri statükoculara karşı cevap niteliğindedir.
İkinci Dünya Savaşı’nın Türkiye’de toplumsal sınıflar açısından bir sonucu Türkiye burjuvazisini palazlandırmak oldu. İstifçilik, vurgunculuk, emlâk ve arsa spekülâsyonu egemen sınıfları daha da zenginleştirdi.
Proletarya yani İşçi Sınıfı, üretim araçları üzerinde hiçbir mülkiyeti bulunmayan yalnızca işgücünü satarak yaşamını sürdürebilen Modern bir Sınıftır.
Modernden kasıt Kapitalizmdir. Kapitalist üretim biçiminde dolaysızca görev alan iki kesim insan vardır: Kapitalistler ve Proletarya. Modern üretimde dolaysızca yer alan insan kümelerine “Sınıf”
tarihe düşen acı tanıklıkların yılmaz savunucusu Halit Çelenk'in derleyerek ilk basımını 1974'te ikinci basımını ise 68liler birliği vakfının 2008de basmış olduğu kitaptır THKO Davası. savunmasinin sonuc bolumu, asagidaki gibi olan kitaptir:
toplumumuzun bir ferdi ve bir vatandaş olarak düşünmek zorundayız... başlarımızı ellerimiz arasına alarak
Fikret Başkaya: Demokrasi mi dediniz? / Türkiye’de 73 yıldır bir demokrasi oyunu oynanıyor. Ağzını açan her politikacı, akademi üyesi, gazeteci, “aydın” denilenler, mülk sahibi sınıfların sözcüleri, Türkiye’nin ‘demokratik bir cumhuriyet olduğunu söylüyor… Cunta anayasasında da “Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti” olduğu yazılı…
Hikmet Kıvılcımlı, bilindiği üzere sosyalisttir. Hayat tarzı olarak mücadeleci bir kişiliği olduğu için ilgimi çekmiştir ancak fikrî olarak bana uzak birisidir. Kitabını okuduğumda sosyal sınıfların ayrımını proleter-burjuva ekseninde yapmıştır ve açıklamaları bu yöndedir. Türkiye'nin bunalımlarını sosyalist açıdan değerlendirmiştir. Farklı fikir okumak isteyen okuyabilir.
Sosyal sarhoş, sosyal aksionla yıkılır; kendiliğinden yıkılmaz. Sonra "sarhoş" yalnız kendi olsa, bırakılır. Üzerlerine yıkılarak yıktığı insanlar da var. Bırakılamaz.
Hepsi bir yana, ELEŞTİRİ; adı üstünde, bir silahtır. O silahla, maytap oynanmaz; yanlışlar okşanmaz; vurulup öldürülür. Yanlışında aydınlanan kişi, yücelebilir. Yanlışı ile kaynaşan, yanlışı ile gömülür.
Satılık adam, kolay maskesini düşürür. Asıl içten, samimi demagoklardır ki, hem kendilerini, hem çevrelerini herkesten iyi aldatabilirler: dolayısı ile de, yapma demagoklardan çok daha aşırı tehlikeli olurlar.