Asırlardan beri, bir lokma ekmek icin memleketi bir uctan bir uca dolasan milyonlarca yurtsuz, yuvasız insanın garipligi, ıstırabı, bu türkülerle anlatılmıyor mu? Madem ki bu türküler bu kadar hazindir, o halde, halkın hayat şartları tahammül edilemeyecek kadar hazin demektir. Hayatın öldürücü şartları o kadar yerlesmis ve nasırlasmis ki, bir an, bir nefes gülse, bir günah işlediğini, başına bir felaketin geleceğini vehmederek hemen tövbe istigfar eder.