Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yalnızlığı şu son kıyısını da atla Ve anla ki hayat En özgür biçimini sende denemiştir Onun içindir ki ölüm Denizin doğurduğu eşsiz dalga Sende dokumaktadır güzelliğini. Varsın açıklamasın kendini hiçbirşey Değil mi ki gökyüzü toprağı kucaklamaktadır Değil mi ki mavilikler yolmaktayım göğsünden Değil mi ki bileklerimize kaynayan çelik Bir nehir gibi akan şu bulvar Gövdemizi dolaşan güneş Her gece üstümüze devrilen yıldızlar Senin doğurganlığından birer parçadır Ve elbet senin için söylenmiş türküler vardır Uzak dağlarında ülkemin..."
152 syf.
9/10 puan verdi
Yola Düşen Gölgeler adlı kitabıyla tanıdım yazar Mehmet Yılmaz'ı. İkincisi de İzzet Bey Apartmanı oldu. Dili oldukça akıcı ve oldukça sürükleyici bir kitaptı. Bir solukta okunabilen özgün bir kitaptı. Hikâyelerden oluşan bu kitap Üsküdar'da bulunan 4 katlı bir apartmanın 1970 - 1995 - 2020 yıllarında yaşayan/yaşamış insanların hikayeleri
İzzet Bey Apartmanı
İzzet Bey ApartmanıMehmet Yılmaz · Roza Yayınevi · 202074 okunma
Reklam
Asırlardan beri, bir lokma ekmek icin memleketi bir uctan bir uca dolasan milyonlarca yurtsuz, yuvasız insanın garipligi, ıstırabı, bu türkülerle anlatılmıyor mu? Madem ki bu türküler bu kadar hazindir, o halde, halkın hayat şartları tahammül edilemeyecek kadar hazin demektir. Hayatın öldürücü şartları o kadar yerlesmis ve nasırlasmis ki, bir an, bir nefes gülse, bir günah işlediğini, başına bir felaketin geleceğini vehmederek hemen tövbe istigfar eder.
Sayfa 48 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Hüzün uçurumları
Yavrum Yalnızlığı şu son kıyısını da atla Ve anla ki hayat En özgür biçimini sende denemiştir Onun içindir ki ölüm Denizin doğurduğu eşsiz dalga Sende dokumaktadır güzelliğini. Varsın açıklamasın kendini hiçbirşey Değil mi ki gökyüzü toprağı kucaklamaktadır Değil mi ki mavilikler yolmaktayım göğsünden Değil mi ki bileklerimize kaynayan çelik Bir
"Şimdi nerelerdesiniz, hangi yollarda yürüyorsunuz? Artık bizde, bozkırda, bütün Kazakistan'ı aşan, Altay'lara ve Sibirya'ya kadar ulaşan yollar var! Nice cesur insanlar oralarda çalışıyor. Siz de mi o ülkelere gittiniz! Cemile'm! O geniş bozkırda, hiç ardına bakmadan yürüyüp gittin! Yoruldun mu, kendine olan inancını yitirdin mi? Öyleyse Danyar'a yaslan. Sana, aşk üstüne, vatan sevgisi üstüne, hayat üstüne türküler söylesin! Bozkır canlansın ve bütün renkleriyle oynamaya başlasın. Git Cemile, git! Hiç pişman olma, sen mutluluğunu en sarp yollarda yürüyerek buldun!..."
383 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitabı okurken Yalom'un Aşkın Celladı kitabını okuduğum zamanki hislere kapıldım. Aynı açıklıkta ve sadelikte bir anlatım vardı. Yazar için boşuna Yerli Yalom diye bir benzetme yapmamışlar. Kitapta ülkemizde yaşayan her kesimden insanın hikayelerine yer verilmiş. Her biri birbirinden değerli hayat hikayelerinin anlatıldığı kitapta beni en çok etkileyen genç yaşında yakalandığı hastalık dolayısıyla öleceğini öğrenen ve bunu kabul etmenin buruk hüznünü yaşayan Şule'nin hikayesi ve nereye giderse gitsin içindeki boşluğu bir türlü dolduramayan kader kurbanı Hayal'in hikayesiydi. Yazar kitabın sonunda danışanları için, "İç dünyalarından yükselen nice senfoniler, semailer, türküler, şiirler, ilahiler dinletirler bana. Ben yıllardır bu güzellikleri dinlemeye doyamadım." der ve neredeyse her bölümde insana duyduğu sevgiden, insanın yüceliğinden bahseder. Eğer yazar gerçekten de kitapta anlattığı gibi biriyse ne mutlu ülkemize.
Madalyonun İçi
Madalyonun İçiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202018,1bin okunma
Reklam
Hüzün uçurumları
Yavrum Yalnızlığı şu son kıyısını da atla Ve anla ki hayat En özgür biçimini sende denemiştir Onun içindir ki ölüm Denizin doğurduğu eşsiz dalga Sende dokumaktadır güzelliğini. Varsın açıklamasın kendini hiçbirşey Değil mi ki gökyüzü toprağı kucaklamaktadır Değil mi ki mavilikler yolmaktayım göğsünden Değil mi ki bileklerimize kaynayan çelik Bir nehir gibi akan şu bulvar Gövdemizi dolaşan güneş Her gece üstümüze devrilen yıldızlar Senin doğurganlığından birer parçadır Ve elbet senin için söylenmiş türküler vardır Uzak dağlarında ülkemin Alaeddin Özdenören
Ev yapımı şarap içip, Yayık sesiyle size Nazım'dan,Sabahattin Ali'den şiir okuyan güzel adamları değil de, 3 liralık çiçeğe 30 tl veren,kuryeyle ayıcık yollayıp sizi etkilemeye çalışan "hediyeni aldın mı askım" diye mesaj atan barzoları sevin siz. Anneniz de sevsin o adamları. Ne çıkar! ... Bugün Beşiktaş'ın maçı var. Çünkü her sevgili bir gün gider. Ben artık Beşiktaş, Türküler,şiirler,iyi kitaplar ve rakı dışında kimseden medet ummuyorum. Annem gibi "sana ne kazandırıyor bunlar" demeyin. Pragmatist değilim. Emin olun türküler,şiirler gitmez; Aksine yaralarinizi sararlar. Neyse; Birbirinizi sevin lan . yeterince şair var ülkede,hayat guzeldir aslında; insanlar olmasa.
451 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.