Demek ki senin köylü tabiatın bana miras kalmış babacığım: Medeniyeti sevmiyorum. Bu günlere yetişebilseydin, sen de benim gibi televizyondan nefret ederdin sanıyorum.
Bu kadar haklı olduğu halde, böylesine haksız görünmeğe dayanamamıştır. Kaçmakla, bir bakıma bütün dünyayı suçlamaktadır belki de. Böyle bir topluluğun içinde yaşayamayacağını anladığı için kaçmaktan başka çare bulamamıştır.
Biz albayımla her şeyi kararlaştırdık, nasıl yaşayacağımızı tespit ettik. Bundan sonra hata yapmayacağız. Çılgın bir kalabalığın ortasında nereye döneceğimizi bilmeden koşuşup durmayacağız. Kime ne söylediğimizi çok iyi bileceğiz. Kendimizi tanıyacağız.
Aşk çılgınlığının ta kedisi bu,
Kendi yaman gücü yıkar kendini;
Aklını öyle başından alır ki insanın
Dünyada hiçbir tutku getiremez
Onun başımıza getireceği belaları.
Hayatın bir oyun olduğunu unutmayalım. En büyük hazinemizin aklımız olduğunu unutmayalım. Aklımızı korursak bütün oyunları istediğimiz gibi oynayabileceğimizi unutmayalım.
Koşalım, durmadan koşalım. Herkes kendine bakmalı. Herkes kendini sever. Aziz varlığımızı koruyalım, aziz aklımızı koruyalım. Bizi, biz olduğumuz için sevmezler; sağlam olalım.
Ben bütün oyunların, çocuklukla birlikte sona ereceğini bilseydim, muhakkak oynardım işte: Haini oynardım, korkağı oynardım, fakat oynardım; kimse beni sahneden çıkaramazdı. Büyüyünce bu rolleri oynamak pek hoş olmuyordu.