Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üzerinde neredeyse evrensel bir fikir birliği olan nokta, yaygın türleşme sürecinin coğrafi (ya da allopatrik) türleşme olduğudur. Coğrafi türleşme, coğrafi olarak yalıtılmış popülasyonların genetik olarak farklılaşması demektir. Bu olay iki şekilde gerçekleşir: Dikopatrik türleşme ve peripatrik türleşme
Darwin, Türlerin Kökeninde varyasyonal evrimin farklı yönlerine ilişkin beş temel kuram oluşturdu: (1) Organizmalar zaman içinde sürekli evrimleşirler (biz bunu evrim kuramı olarak tanımlayabiliriz). (2) Farklı organizma çeşitleri ortak bir soydan türemiştir (ortak soy kuramı). (3) Türlerin sayısı zaman içinde artar (türlerin çoğalması kuramı veya türleşme). (4) Evrim, popülasyonların aşamalı değişimiyle oluşur (süreklilik kuramı). (5) Evrimin mekanizması, çok sayıda biricik birey arasında hayatta kalma ve üreme açısından farklılıklara yol açan, kısıtlı kaynaklar için rekabettir (doğal seçilim kuramı).
Reklam
İnsan ve şempanzelerin türleşmesi
insan (Homo sapiens) ve şempanze (Pan troglodytes) türlerinin 6-7 milyon yıl kadar önce yaşamış ortak ataları olan Sahelanthropus tschadensis veya Orrorin tugenensis gibi maymunsu türlerden ayrılması vardır. Bu ayrılmadan sonraki 6 milyon yıllık bir süre sonucunda çok sayıda ara türden geçerek evrimleşmeleri, en bariz ve bizi en çok ilgilendiren türleşme örneklerinden birisidir.
Bilim ve Gelecek
Meksika'nın Yucatan yarımadasındaki devasa kireçtaşı topoğrafyasının bir parçası olan Hoyo Negro (=Kara Delik) mağarasında bulunan ve tahminen 12-13 yaşlarında bir kız çocuğuna ait 12-13 bin yıllık kafatasıyla birlikte neredeyse tastamam olan iskelette yapılan incelemeler bu kızın DNA yapısına göre, Amerika'da yaşayan Kızılderililerin atası olan bir topluluğa ait olduğunu gösteriyor. Gelgelelim, kızcağızın iskelet yapısı ve bilhassa kafatası, bugünkü Kızılderililere benzemiyor. Amerika'nın en eski iskeletlerinin daha sonraki dönemlerde yaşamış olan Kızılderililerinkine benzemediği uzun zamandır biliniyordu ve bunlar birbirinden tamamen farklı iki insan grubuna ait sanıldığından, Amerika'ya değişik zamanlarda değişik göç dalgalarının birbirleriyle genetik ilgisi bulunmayan değişik insan grupları getirdiği sanılıyordu. Hoyo Negro buluntusuyla bu kuram çöktü ve en eskiden de sanıldığı gibi Amerika'ya gelenlerin tek bir dalgayla son Buz Çağında Asya'dan geldikleri ortaya çıktı. Peki iskeletlerdeki değişiklikler? İşte bu sorunun cevabı bu buluşun en muhteşem yanı: Amerika'ya 30.000-10.000 yıl ön- cesi göçen insanlar bu kıtada geldikleri yerlerdekilerden ayrı olarak evrim geçirmişlerdır! Yani Amerika yerlileri Eski Dünya (Avrasya+Afrika) insanlarından ayrı bir evrim neticesidirler. Bu evrim zamanın kısalığından ötürü henüz yeni bir türleşme yaratmamış olduğu halde evrim neticesi yeni bir ırk yaratmıştır.
Sayfa 117 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Yeni organizma tiplerinin birçoğu filetik bir soy çizgisinin, yani var olan bir tipin aşamalı dönüşümüyle ortaya çıkmaz. Daha çok, yeni bir uyum bölgesine kurucu bir tür girer ve bu yeni çevreye en yüksek uyumu sağlayacak hızlı düzenlemeleri yapmada başarılı olur. Bu başarı sağlandığında, bu yeni soy çizgisi bir durağanlık dönemine girebilir ve bu dönemde büyük ölçüde türleşme gerçekleştiği halde, yapısal tipte herhangi bir yeni oluşum söz konusu olmayabilir.
Doğada olan da budur. Nesiller geçtikçe, "insan", "bak­teri" , "köknar" ya da "kedi" dediğimiz canlıları tanımla­ yan parametrelerin popülasyon içinde görülme sıklığı ve dolayısıyla bu parametrelerin bir araya gelerek oluştur­dukları kombinasyonlar durmadan değişir. İşte bu, ev­ mrimdir. Ancak buna bağlı olarak, görebileceğiniz gibi, bir noktadan sonra yepyeni parametrelere, parametre dağı­lımlarına ve kombinasyonlara sahip canlılara kavuşuruz. Buna türleşme deriz. Belirttiğim gibi türleşme, evrimin bir sonucudur; tanımı değil.
Sayfa 17
Reklam
Evrim Teorilerinde Mikro ve Makro Evrim.
Evrimi iki büyük kategoriye ayırmaktayız:Türlerin kendi içlerindeki değişimlerini inceleyen mikroevrim ile türlerin başka türlere dönüşümlerini inceleyen makroevrim.Bunlardan ikincisi çoğunlukla türleşme kavramı ile birlikte ele alınır. Evrimi popülasyon içi gen ve özelliklerin nesiller içindeki değişimi olarak tanımlamıştık. İşin gen değişimi tarafıyla genellikle mikroevrim ilgilenir. Mikroevrimi gözlemek oldukça basittir: Tüm canlıların hücrelerinde o canlıya ait özellikleri belirleyen genler vardır. Bu genlerden protein üretilir. O proteinler canlının fiziksel ,kimyasal ve biyolojik özelliklerini belirler. Bu proteinleri üreten genlerin farklı versiyonları vardır. Bu versiyonlara “alel “deriz.Örneğin saç rengini belirleyen birden fazla gen ve her bir genin birden fazla aleli vardır. Makroevrim ise bu türü köklü miktarda değiştiren ve gözlemsel olarak ölçülebilir düzeyde farklılaştıran evrimsel değişime makroevrim deriz. Unutmamak gerekiyor ki bu iki kavram arasındaki fark mutlak değil süreğendir. Dolayısı ile her iki tarafa da uygun örnekler bulmak mümkündür.
Sayfa 20 - 7 Renk BasımKitabı okuyor
Çok daha uzak geleceğe baktığımızda..... Reprogenetik teknolojisinin insan türünü iki değil birçok türe ayıracağı ve bu ayrımın sadece zengin-fakir şeklinde olmayacağı konusunda hemfikiriz. Ayrım farklı yaşam felsefeleri ve farklı yaşam şekilleri üzerinde olacaktır. Farklı yaşam şekilleri konusundaki arzular gerçeğe dönüştüğünde, arzuların farklılığı giderek, türlerin farklılığına bile dönüşebilecektir. Reprogenetik teknolojisi, yaşamın ortaya çıkışından beri yeni türler yaratmakta olan doğal süreçlerin daha hızlı bir versiyonu olacaktır. Türleşme, küçük bir topluluk komşularından genetik olarak tecrit edildiğinde doğal olarak ortaya çıkmaktadır. Bu grup, değişen koşullara çevresinden bağımsız olarak uyumlar geliştirmekte ve kendi ekolojik köşesini (niş) doldurmaktadır. Türleşme, milyarlarca yıldır, evrimi sürükleyen motor olmuştur. Yerleşmiş türler için evrim, ya hiç yoktur veya çok yavaştır. Evrim, yalnızca türleşmeyle hızlanmaktadır. Reprogenetik, doğanın bu tema'sı, yani evrim üzerine insanın eklediği, genetik ayıklamanın yaratıcı kullanımıyla evrimin hızlanmasını sağlayan bir tür sapma olarak da görülebilir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Darwin ayrıca, evrimin iki ayrı yönünü açıkça görmüştü. Biri, soyoluşun "yukarı doğru" hareketidir, atasal durumdan edinilmiş duruma doğru kademeli değişimdir. Buna anagenez denir. Diğeri, soyların ayrılarak evrilmesini, daha kapsamlı açıklarsak, soyoluş ağacında yeni dalların (kladların) oluşma­ sını kapsar. Biyo-çeşitliliğin bu başlama sürecine kladogenez denir. Daima bir türleşme olayıyla başlar fakat yeni klad, za­man içinde, atasal tipten gitgide ıraksayarak soyoluş ağacının önemli bir dalı haline gelebilir. Kladogenez çalışması, makro evrim araştırmalarının önemli ilgi alanlarından biridir. Ana­ genez ve kladogenez, birbirinden çok bağımsız süreçlerdir (Mayr, 1991).
Mikro Evrim
Evrimsel fenomenleri gözden geçirdiğimiz zaman, kolaylıkla iki sınıfa ayrılabileceklerini görürüz. Bunlardan biri, popülas­yonların değişkenliği, popülasyonlardaki uyarlanmalı deği­şimler, coğrafi varyasyonlar ve türleşme gibi tür düzeyinde veya tür düzeyinin altındaki tüm olaylar ve süreçlerden olu­şur. Bu düzeyde, neredeyse sadece popülasyonlardaki feno­menler ele alınır. Fenomenlerin bu sınıfına mikro evrim denir.
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.