Alevîlikle Bektâşîlik arasında bir ayrılık bulunmakla beraber müşterek noktalar da pek çoktur. Alî’yi Tanrı yerine koymak, hurâfevî bir şekilde Oniki İmamı ve «Açıklama» da da anlattığımız gibi, Ondört Ma'sûmu tanımak, inançlarda, kökleri çok eski devirlere çıkan geleneklere yer vermek, kadınların da iştirâk ettiği sazlı, içkili mahabbet meclisleri kurmak, törende, aynı esas unsurları kabul etmek, aynı duâları okumak, başlıca birleşme temelleridir. Hattâ bu yüzden Bektâşîler, «Yol bir, sürek bin bir» diyerek onları hoş görmüşlerdir, Perîşân Baba, sonradan bir ata-sözü gibi söylenegelen «Sürek olsun, çörek olsun, Ehli Beyti sever olsun» sözünü söylemiştir. Zâten bu birliği, her iki zümrenin törenlerini de, Fütüvvet ehlinin törenlerinin mayalaması, sağlamıştır.