Hayatta 3 yanlışım oldu Olric.
-Ne gibi efendimiz ?
-Tanıdım, inandım, güvendim. Ama 1 doğrum oldu
-O nedir efendimiz ?
-Sevmek Olric. Fakat sen de bilirsin ki 3 yanlış 1 doğruyu götürür.
-Gidelim efendimiz.
En tehlikeli kelime nedir Olric?
-Ama’dır efendim bana göre…
-Neden Olric?
-Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür!
Mesela, Seni seviyorum ama… Gibi.
-Hayatta üç yanlışım oldu Olric.
-Ne gibi efendim?
-Tanıdım, inandım, güvendim. Ama bir doğrum oldu.
-O nedir efendimiz?
-Sevdim Olric. Fakat sende bilirsin ki üç yanlış bir doğruyu götürür.
Tahsisat, derler. Nasıl bir şeydir bu tahsisat; bilinmez. Kimse bu güne kadar yüzünü görmemiştir tahsisatın. Tahsisat yüzü görmüyoruz, derler. Bu sözden biliyorum bir yüzü olması gerektiğini. Aslında çok yüzsüzdür bu tahsisat. O kadar yazılır, çizilir: tahsisat istenir. Bana mısın demez. Uzun süre gelmez. Tahsisat yok derler. Sonra, tahsisat geldi derler. Gene kimse görmez tahsisatı. Bir de bakarsınız tahsisat bitmiş, işler bitmeden. Tahsisat olsaydı diye dövünürler. Tahsisat olmadan nasıl icraat olur? İşte bir soyut kavram daha. İcraat. Mesela, içindeki bulanık suda, kırmızı olduklarını tahmin ettiğim balıkların yüzdüğü şu havuz bir icraattır. Hükümet meydanında görülen beyaz boyalı, buzlucamlı fenerler icraattır. Tahsisat, verilir; icraat, yapılır. Ayrı ayrı fiillerdir bunlar. Yazıyı merkeze gönderen memura soruyoruz: tahsisat nedir? Hayretle yüzümüze bakıyor: Ankara’dan gelir, diyor. İstediğimiz cevabı alamadan üzülerek ayrılıyoruz. Hükümet Konağı eski bir bina Olric.
Sayfa 62 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
- O sizin için yasak efendim..
- Yasaklar çiğnenmek içindir Olric..
- Ama o sizin için inkamsız efendim.
- Önemli olan imkansızı başarmaktır Olric.
- Onda bulduğunuz nedir ki efendim?
- Herkeste arayıp ta bulamadığımdır Olric.
- Peki o da sizi seviyormu efendim?
- İşte bir tek buna cevap veremem Olric