Ah, keşke bir kuş olabilseydim, ya da keşke bir kuş gibi hafifçecik olsaydım da, tüm dünyevi baskılardan rahatlıkla, havadan bile hafifmişçesine sıyrılıp, rahatça yükseklere uçabilseydim, ah, keşke o hafifçecik kuş gibi olabilseydim, ayağını basacak bir yer ararken de, hatta denizin yüzeyine bile yuva kurarken de hafifçecik ah, ama ben kendi hesabıma, en ufak bir harekette bulunduğumda, azıcık bir kıpırdandığımda bile, üzerimde nasıl bir ağırlık olduğunu hissederim sadece! Ah, keşke bir kuş olabilseydim, ya da keşke bir kuş gibi olabilseydim, tüm gaileli düşüncelerden özgür, o küçücük ötücü kuş gibi, naçizane şakıyan böyle bir kuş, kimse ona kulak vermese bile, yahut gururla şakıyan, kimse ona kulak vermese dahi; ah, ama bana gelince, benim kendime ait hiçbir anım ve hiçbir şeyim yok, ben sadece binlerce gaileli düşünceye hizmet edebilmek üzere parsellenmişim! Ah, keşke bir çiçek olabilseydim, ya da keşke vadideki çiçek gibi olabilseydim, kendime sevdalı, mutluca, ve de bu kadar ah, ben ki insan yüreğindeki bölünmüşlüğü kendi yüreğimde hissederim, ne öz sevgi yoluyla her şeyden tümüyle kopabilirim, ne de sevgiyle her şeyi feda edebilirim!