Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bütün iş, yaşa­mın tek hedefi yapabileceğin bir ülkü bulmakta. O za­man eylem soyluluk kazanır, hayatın anlamı olur, insan ölümsüz bir soluğa karışıp gideceğini bildiğinden ölüm, yerini ölümsüzlüğe bırakır. Bu ülküye Yurt, Tanrı, Şiir, Özgürlük ya da Adalet adı verilebilir Önemli olan inan­mak ve ülküye hizmet etmektir
Unutma, ne söylediğinden çok, nasıl söylediğin önemli. Bir şeyi nasıl söyleyeceğini bilmek için hem bilgi, hem akıl gerek.
Reklam
–Tasarladığım iş çok atılgancadır. Başarırsak budun kurtulacak. Başaramazsak, dökülecek kanlarımız geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Ölüme karşı göz kırpmadan yapılan her saldırış, büyük bir ülkü için çekilen her kılıç, atılan her ok, çekilen her emek, bil ki boşuna değildir.
Sayfa 357 - Kür ŞadKitabı okuyor
Herkesin hayatı ona özel yazılmış bir senaryodur ve bazen yazılanı değiştirmek isteriz..
Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için hakiki ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemeti yok eden olacaksın, önüne sonsuz engeller yığacaklardır, kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız ve hiç kabul ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra büyük derlerse, bunu diyenlere de güleceksin...
Anneme bakılacak olursa, Mustafa Kemal, kişisel yaşamında yalnız ve mutsuz bir insandı. Yakın çevresinin içtenliğine de tam bir güven duyamıyordu. Annem, son yıllarında küçük Ülkü'ye bağlanmasını çok anlamlı bulurdu bu açıdan. Çünkü beş yaşında bir çocuğun ona dalkavukluk etmesi söz konusu olamazdı. Onun sevgisine güvenebilirdi hiç olmazsa. Mustafa Kemal çok küçükken yatılı askeri okula verilmiş, anne sevgisinden yoksun kalmıştı. Afet Hanım dışında, hiçbir kadınla uzun süren mutlu bir ilişki kuramamıştı. Evliliğinin bir fiyaskoyla sonuçlanması, kendi kabahatinden çok Latife Hanımın kabahatiydi anneme göre. Avrupa uygarlığına dönük, yabancı diller bilen bir kızla evlenmek istemişti. Gerçi Latife Hanım yabancı diller biliyormuş ama, davranışları hiç de uygar değilmiş anneme bakılacak olursa. Aklın alamayacağı kadar kıskanç ve hırçınmış. Değil Mustafa Kemal gibi birinin, en sıradan bir erkeğin bile tahammül edemeyeceği kıskançlık sahneleri yapar, herkesin önünde hırçınlığını gözler önüne serermiş. Örneğin odaya dalıp, "Kemal, gene mi içiyorsun?" ya da "Kemal, gene mi poker oynuyorsun?" diye bağırırmış.
Reklam
Kıyısından köşesinden tutunmaya çalışıyorduk hayata. Başka şansımız da yoktu zaten...
Bir ülkü peşine adanmış milli körpe yürekler ne kadar yanlış olabilirdi ki?Eksik olabilirdi ama yanlış asla
Bir soğuk yel eser Üşür ölüm bile. Anlatır akan kanı Beyaz sesiyle. ~ÜLKÜ TAMER
Reklam
Şiddet, tüm kadınlar için sadece mağduriyet ve acı değil utanç aynı zamanda..
Makul sanrılar var zihnimde. Bir kadın kendini de doğurabilmeli. Doğumumun eşiğindeyim..
Ülkü... hayatta ait olmak istediği her şeyin bedenlenmiş haliydi.
Sayfa 469Kitabı okudu
İnsanlar üzerine şunu söyleyebiliriz: kuramlar değiştiği ve parçalandığı zaman; okullar, felsefeler ve düşüncenin ulusal, dinsel, ekonomik dar ve karanlık yolları gelişip dağıldığı zaman, insan ileriye uzanır, ıstırapla, bazen yanlışlıkla sendeleyerek adımını atar. Adımını ileri attıktan sonra geri kayabilir, ama sadece yarım adım, hiçbir zaman tam adım geriye gelmez. Bunu savunabilir ve buna inanabilirsiniz. Kapkara uçaklardan atılan bombalar pazar yerinde patladığı zaman, tutsaklar domuzlar gibi birbirine sokuldukları zaman, ezilmiş vücutların kanları tozların üstünde pis pis süzüldüğü zaman bunu anlayabilirsiniz. Bunu ancak böyle anlayabilirsiniz: Eğer ileriye doğru adım atılmasaydı, eğer insanlarda ilerleme açlığı olmasaydı, bombalar patlamaz, insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılmazlardı. Bombardıman uçakları var oldukları halde, bomba atmazlarsa asıl o zaman korkun... Çünkü, her bomba, o ruhun hâlâ õlmediğini ispatlar. Ve büyük mal sahipleri varken, grevlerin durmasından korkun... Çünkü, her yenilen küçük grev, atılan adımın atıldığını ispatlar. Özellikle şunu unutmayın: Insanın kendisi, bir ülkü uğrunda ıstırap çekmez ve ölmezse korkun, çünkü bu tek nitelik, insanın temelidir ve bu tek nitelik, insanı evrendeki bütün öteki şeylerden ayırır.
Sayfa 185Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.