Tarih ve coğrafya kader değildir, kader tercih edilen siyasettir.
Toplum bilimi, tarih,coğrafya, siyaset ve politika ile ilgili olmayıp sadece merak edip okumak isteyen okurlar için; sıkıcı ve ağır ilerleyen bir kitap denilebilir. Konu ile ilgili değiseniz kitabı yarıda bırakmanız olası. Fakat kitap okundukça ilgiyi üzerine çekebilen bir içeriğe de sahip.
Kitabın bana göre artı olan yanı 
Jared Diamond'ın
dış yardımı, kullanımını ve yönetimini normalde iktidardan dışlanan grupları ve liderleri karar alma sürecine dahil edecek şekilde yapılandırmak ve geniş halk kitlelerini güçlendirmek daha iyi sonuç verebilir.
Sayfa 419 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Sorunların temel sebebiyle, yani sömürücü kurumlarla ve bu kurumları koruyan politikacılarla yüzleşmeden girişilecek refah mühendisliğinin meyve vermesi mümkün değildir.
Sayfa 416 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Bizi bu noktaya getiren cehaletse, yöneticileri ve politikayı belirleyenleri aydınlatıp bilgilendirerek bundan kurtulabilir, doğru tavsiyeler vererek ve politikacıları iyi ekonominin nasıl olduğuna ikna ederek dünya çapında bir refah "mühendisliği" gerçekleştirebiliriz.
Sayfa 412 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Seymour Martin Lipset'in teorisi:
...tüm toplumların geliştikçe daha modern, gelişmiş ve uygar bir varoluşa, özellikle de demokrasiye yöneldiği görüşüne dayanır. Modernleşme teorisinin birçok taraftarı demokrasi gibi kapsayıcı kurumların da bu büyümenin bir yan ürünü olarak ortaya çıkacağını iddia eder. Dahası, demokrasi kapsayıcı siyasi kurumlarla aynı anlama gelmese de düzenli seçimler ve nispeten serbest siyasi rekabet kapsayıcı siyasi kurumların oluşmasına yardımcı olabilir diye düşünür.
Sayfa 409 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Çinli bir ekonomist der ki:
"Büyük devlet şirketleri büyük projeler başlatabilir. Ancak özel şirketler bunu yaptığında, özellikle de devletle rekabete girdiklerinde bela her yerden gelir."
Sayfa 405 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Mao'dan (Çin)
"O Hitler denen adam çok daha acımasızdı. Ne kadar acımasız olursa o kadar iyi değil mi sizce? Ne kadar çok insan öldürürseniz o kadar devrimcisiniz."
Sayfa 391 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Ülkeler coğrafyaları ya da kültürleri yüzünden değil, gücü ve zenginliği devleti yönetenin elinde toplayan, huzursuzluğun, anlaşmazlıkların, iç savaşın yolunu açan sömürücü kurumların mirası yüzünden başarısızlığa düşerler.
Sayfa 353 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Bugünkü ulusların da düşüşü sömürücü ekonomik kurumlarının tasarruf, yatırım ve yenilik için ihtiyaç duyulan teşvikleri yaratmıyor olmasındandır. Sömürücü siyasi kurumlar, sömürüden faydalananların gücünü pekiştirir ve bu ekonomik kurumları destekler.
Sayfa 350 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Günümüzde ulusların düşüşünün en yaygın sebebi sahip oldukları sömürücü kurumlardır.
Sayfa 346 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Zengin uluslar büyük ölçüde, son üç yüzyılda belli noktada kapsayıcı kurumlar geliştirmeyi başardıkları için zengindirler. Bu kurumlar verimli döngü süreciyle sürekliliklerini sağladılar.
Sayfa 343 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Ekonomik ve siyasi gücü olanlar güçlerinin sürekliliğini sağlayacak kurumları yapılandırırlar ve bunda başarılı olurlar. Bu tip kısırdöngü sömürücü kurumların devamlılığını, aynı elitlerin iktidarda kalmasını ve azgelişmişliğin devam etmesini sağlar.
Sayfa 327 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Güç, sömürücü siyasi kurumların bulunduğu rejimlerde çok önemlidir çünkü bu yapılarda güç denetlenmez ve ekonomik zenginlik getirir.
Sayfa 325 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu
Çoğulculuk ayrıca hukukun üstünlüğü kavramını, yani yasaların herkese eşit biçimde uygulanması ilkesini yüceltir ki bu, mutlakıyetçi monarşide mümkün değildir. Ancak hukukun üstünlüğü de yasaların, bir başkasının hakkını ihlal etmek için kullanılamayacağına işaret eder. Dahası hukukun üstünlüğü ilkesi, insanların yalnızca yasalar önünde de siyasi sistemde de eşit olması gerektiği fikrini etkili bir biçimde ortaya koyduğu için, siyasi sürece daha fazla katılımın ve daha büyük bir kapsayıcılığın kapılarını açar.
Sayfa 316 - Doğan Yayınları, 85. BaskıKitabı okudu