Ayı küskün, sırtını dönmüş insanlara. On dakika bekledik yüzünü görmek için. Neyse döndü. Gözlerinde umut tükenmiş ve yüzüne hayvan olmanın utancı çökmüş.
Hep bir şeyleri bekleyen ruh halimiz bizi umut dolu canlılar haline dönüştürebildiği gibi bilmediğimiz bir yolda terk edilmiş bir halde de bırakabiliyordu.
…Cüzdanı çalıp çalmadığını ona hiç sormadım. Biliyordum ufacık bir güven, hayal etmeyi kolaylaştıran sıcacık bir umut bir çocuğun kalbine girdiğinde yabani tohumlar açmadan kuruyacak, yeni tohumlar büyümeye başlayacak, kimsede olmayan kokular ve renkler dünyaya saçılacaktı.
"Hep bir şeyleri bekleyen ruh halimiz bizi umut dolu canlılar haline dönüştürebildiği gibi bilmediğimiz bir yolda terk edilmiş bir halde de bırakabiliyordu."
Elinde tuttuğu telefonun mesajlar bölümüne girmiş, uzun zamandır yapmak istediği ama yapamadığı, atamadığı o mesajı yazmaya başlamıştı.
"Uzun zamandır seni bekliyormuşum gibi hissediyorum..."
Mesajı yollamadan önce yüzündeki gülümsemeyi yakalamıştı. Hep bir şeyleri bekleyen ruh halimiz bizi umut dolu canlılar haline dönüştürebildiği gibi bilmediğimiz bir yolda terk edilmiş bırakabiliyordu.