Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Prof. Dr. Norman G. Finkelstein tarafından 2000 yılında yazılan eser, Nazi soykırımı (Holokost) anısının İsrail ve Amerikan Yahudi elitleri tarafından siyasi ve mali ve İsrail çıkarlarını iletletmek için nasıl istismar edildiğini gözler önüne seriyor. Anlatımından ziyade anlattıklarıyla öne çıkıyor.
Annesi ve babası Auschwitz'den kurtulmuş,
Zamanın Yankısı| Serdar Çatak
Selam kitapkurtlarım
Size yine efsane güzel, aklınızı uçuracak, başıyla sonuyla sizi dehşete düşürecek olan eser önerisiyle geldim. Beni biliyorsunuz nerede aşk temalı bir kitap var ben hop oradayım. Hey durun durun hemen “yine mi yaa” demeyin çünkü bu sadece bir aşk kitabı değil. Bu aşkın aklınızı kaçırtacak
Bazı kitaplar hiç bitmemeli
Kitaba tavsiye üzerine başladım. Açıkçası sıkılırım sandım çünkü durağan seyirde giden kitapları oldum olası çok sevmem. Ama bu kitap benim için yeri ayrı olanlar listesine eklendi.
Neyse gelelim kitaba. Kahramanımız Drogo Bestiani Kalesi'ne teğmen olarak atanır. Ve yaşamı boyunca beklediği bir an vardır ve o asla gelmez. Varoluşunun anlamsızlığını bu kalede farkeder. Sonra o çok istediği an gelir ve bu seferde sağlığı elvermez. Yani beklemek, beklemek hep beklemek ve umut etmek kısacası yaşamın döngüsü işte.
Dip not: bir arkadaşım çok bunalttı kitap dedi ama hiç de öyle değil çok da güzel.
Ahhh ahhh ben ne okudum böyle. Bir solukta okunup bitecek harika bir kitaptı. Yeri geldi güldüm yeri geldi ağladım. 70lerin 80lerin devrimci faşist olayların içinde buluyorsunuz kendinizi. Zamanının Ankara’sında okumaya çalışan gençlerin dahil olduğu gruplar, yaşanan olaylar, eylemler, boykotlar. Ve bu yaşananların yanında filizlenen güzel bir aşk. Annesi doğumda ölen, polis babası ve halası ile yaşayan Umut, babası terk edip giden annesi ve dedesi ile yaşayan devrimci Tuna. Babasına verdiği sözlere sadık Umut okulla ev arasında gidip gelir. Bir gün kantine gider ve şansına kantinde yaşanan olaylardan dolayı bildiri yayınlanır. Bildiriyi okuyan heybetli yakışıklı delikanlı ile bir ara göz göze gelirler ve ne olursa bundan sonra olur.
Kitapta en çok Mustafa’ya sinir oldum. Sen nasıl bir arkadaşsın derken buldum kendimi. İçerisinde o dönemlere ait şarkıların yer alması harika düşünülmüş. Daha önce duymadığım şarkıları öğrenmiş oldum. Eğer sıcak bir aşk ve bir dönem romanı okumak istiyorsanız doğru adrestesiniz. Sadece sonu çok kötü bir yerde bitti. Devam kitabı gelir diye düşünüyorum. Böyle bitmemeli çünkü.
İzmir Masalı / Gamze Gökçe
Merhabalar
Buram buram ayrılık,acı,hüzün kokan kitapları bir tarafa bırakıp okurken miss gibi krizantem (kasımpatı)kokuları aldığım,mücadele ve güvensizliğin üstesinden gelecek en yüce duygu olan umut ve mutluluğun harmanlandığı; aile,aşk,dostluk ve ümit dolu kitap yorum ve önerisiyle geldim
Yazar kitabın ön
Psikopatlığın sınırlarını zorlayan kanlı bir polisiye serisinin ilk kitabı ve üzücü haber ise bu üçlemenin ülkemizde çevrilmiş başka kitabı yok. Almanca öğrenmeniz için güçlü bir motivasyon olabilir çünkü çok iyiydi fakat herkesin midesinin kaldıracağı bir kurgu olmadığını da belirteyim. Ayrıca +18 olduğunu da ileteyim ki çocuklarınızın elinde görürseniz rafa kaldırın :))
Kısa videolarla desteklenmiş digital bir kitap okuyorsunuz. Bazı bölümler kodlarla desteklenmiş bir siteye gönderiyor sizi. Ben siteye giremedim ama sıralama doğru olmasa da birkaç videoyu youtube üzerinden izledim. Katilin zehirli zekasını görsellestirebilmek ne kadar mümkünse o kadar başarılı olmuş. Sonu hakkında yoruma şuan gerek duymuyorum ve bir umut @dogankitap devamını basar diye bekleyeceğim. Hiçbir hikaye böyle soru işaretleri ile bitmemeli. Serinin devamı yok diye okumadığım onca kitap varken buna neden bulaştım hiç bilmiyorum zaten 🙄 şimdi kafamda deli sorular ve bilinçaltımda dolaşan bir sürü senaryo ile kalakaldım. Neyse artık belkliyciiizz :)
✔Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere şahane bir kitapla geldim.
✔Kitabımız bir aşk kitabı. Aşk ki ama nasıl bir aşk? Devrimci Tuna'mız hiç olmayacak birine aşık oluyor: Umut'a. Sağ sol çatışmaların yaşandığı o dönemlerde Ankara'da olan bu iki gencin bir ders sayesinde yolları kesişiyor. Sıkıntılı süreçler atlatan bu çiftimiz aceba kavuşabilecek mi? Tuna devrimci olmayı mı seçecek yoksa aşkını mı?
✔Kitap başından itibaren sizi içine çekiyor ve bir bölüm daha okuyum derken bakmışsınız ki kitap bitmiş. Çok akıcı ve sürükleyici idi. Aralara serpiştirilen barkod müzikler şahaneydi. Normalde kitap okurken müzik dinlemem ama açınca ne ara bittiğini fark etmedim bile. Bayıla bayıla okudum, o dönemde ben yaşıyormuşum da Tuna ile aşk yaşayan benmişim gibi oldu Devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım bu son bir devamının olduğunu gösteriyor çünkü. Böyle bitemez, bitmemeli. Bu tarz kitaplar seviyorsanız kesinlikle okumalısınız.
✔Yazarımızın kalemine sağlık
BİTTİ
YAZAR: BURÇAK ÇEREZCİOĞLU
YAYIN: YKY
Önce bir of of çekmek istiyorum çünkü o kadar acılar yaşamış ki burçak yürek dayanmadı okurken. Her bir sayfayı çevirirken hep bir umut bekledim tamamen iyileşeceğini hayal ettim. Bu hayattan gitmeden önce günlük bile yazsanız bir şeyler yapın belki ölünce birilerine umut olursunuz.
ALINTILAR
Çimenin
Yine bitmeyen bir acı...
Yine hüzünü diyar yapmış bu kitapta Tarık Tufan kendine..
Çok garip değil aslında kitapta anlatılan olaylar. Ama istemsizce gözleri doluyor insanın. Belki de aynılarını , benzerlerini içimizin en derinliklerine gönderdiğimiz, üstüne beton döktüğümüz acıları, hüzünleri gün yüzüne çıkarması bu kadar yaktı canımızı...
Umut besliyorum her seferinde Tarık Tufan'ın kitaplarında, belki demekten yoruldum belki bu kez güzel biter, belki bu kez, belki bu kez...
Bitmedi ama, yine güzel bitmedi. Acıyı bu kadar güzel anlatan kalemi bu kadar akıcı, yalın, sürükleyici olan başka bir yazar var mı ki?
Kitap okuyana şok yaşatıcak tarzda, hele o son. Ben son sayfada hayır ya dedim böyle bitemez, bitmemeli...
Bitti ama...
Yine hüzünlü, yine kederli, yine buruk...
Mart ayında okuduğum 7. kitabın yorumu ile merhabalar
Sabri Bey’in evine hırsızlık yapmak için giren Aziz’in evde bulduğu mektupla Sabri Bey’in hayatını kurtarmasıyla başlıyor hikayeleri. Sonrasında bir mektubun bir araya getirdiği Aziz ve ihtiyarın sırlarla dolu o güzel sohbetlerini dinliyoruz, okuyoruz.
Daha okumaya başlar başlamaz kalbimin tam ortasına oturdu bu kitap. Neredeyse her cümlesi yüreğime dokundu. Altını çizmeye kalksan bütün kitabı çizersin herhalde.
Kitabın sonlarına doğru “Fransız Kadın Yolcu”yu tanımaya başlıyorsunuz. Ve kitap bittiğinde “keşke daha fazla tanısaydım” demeden edemiyorsunuz.
Ah Aziz! İçimi dağladın be! Keşke bütün hırsızlar sendeki vicdanı taşısa. Sen hırsızlık yap ama ölümün, birini hırsızlardan kurtarırken olsun.
Sabri Bey Amca o son mektubun neydi öyle? Gözyaşlarımı tutamadım. Gözlerimden değil sadece yüreğimden de akıttım o yaşları.
Böyle bir son olmamalı. Bu kitap böyle bitmemeli. Umut ediyorum ki ölmedi aslında Aziz! Belki de İhtiyar, Aziz’e son görevini yapacak, kurtaracak evladını, nihayetinde bir kalp cerrahisi değil miydi?
Şunu da söylemeden edemeyeceğim, bu kitabı okurken ben sanki bir #stefanzweig okudum. Benim gibi hissedenler oldu mu? Yorumlarınızı bekliyorum.
Musmutlu hafta sonları diliyorum
188 syf.
·
Puan vermedi
Sevgi, sadakat üzere yazılmış bir kitabı yorumlarken söze yazarının
‘’ Neydi aşk? Başlamadan vazgeçiş mi, yoksa kaybederek kazanmak mıydı? ‘’ cümleleri ile
başlasam kızmazsınız değil mi?
Çoğumuzun hayatının bir döneminde derin bir aşkla bağlandığı, şarkıların, şiirlerin anımsattığı bir insanı yok saymamız nasıl imkansızdır değil mi?
