Yakın gözlüğü takacak kadar geçkin bir kadındı ama hala diri bir vücudu vardı. Yürüdükçe etekleri savrulan uzun beyaz bir elbise giymişti ve altına giydiği siyah bikinisi belli oluyordu. Boynuna taktığı boncuklu uzun kolyesiyle, simli ojeleriyle, ayak bileğine yaptırdığı yunus dövmesi ile ne kadar da yaşam doluydu. Muhtemelen yanımdaki emekli amca ile aynı yaşlardaydı. Aynı zaman dilimi mi geçip gitmişti üzerlerinden? Bu adama cep telefonunu beline taktıran ve bu kadına yunus dövmesini yaptıran aynı zaman dilimi miydi ? Buna inanması güçtü. Su gibi geçip giden zaman, yanımdaki amcaya, bej rengi keten şortu, penye tişörtü, Sözcü gazetesinin Tokmak köşesini armağan ederken, pansiyoncu kadına simli ojeleri, Javier Baardem’i hoş bulmayı, yaşlanmayı değil olgunlaşmayı sunmuştu.