Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1 MAYIS RİTÜELİ!
1 Mayıs: Emek Kutlaması mı, Yoksayma Ritüeli mi? 1 Mayıs: Emekçinin Adı Yok mu? Her yıl 1 Mayıs'ta coşkuyla kutlanan İşçi Bayramı, bir kez daha asgari ücretli emekçilerin yok sayılışına sahne oluyor. Devlet memurları tatil yaparken, asgari ücretle çalışanlar ekmek parası için ter döküyor. Bu durum, emek ve adalet kavramlarına tokat gibi
İçinde yaşanılan 'sahne'nin doğasını sorgulamadan sergilenen herhangi bir oyunu eleştirmek, kendi oyununa yer açmak için koşuşturanın işidir. Oyunu değiştirmek yerine sahne yenilenmelidir. Tıpkı ütü masası pütürlüyse, gömleğin markası ve ütünün modeli yapılan ütünün kaliteli olmasını sağlamaz. Marka ve model değil ütü masası gözden geçirilmelidir. Unutulmamalıdır ki düşünmek nedenlemektir; nedenleri örtenler, sonuçları manipüle ederler; etmek zorundadırlar.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Reklam
* İlahi Rahmet her an tecelli halindedir. İlahi kameranın altında olduğumuz unutulmamalıdır. * İbret almak ve şükretmek için kalbin tekâmülü şarttır. Mümin kalbini tekamül ettirip rahmet insanı olmaya niyet etmelidir. * ⁠Kul daima ilahi azameti okumalıdır. Nasıl ki kâinat daima denge halindeyse, kul da ilahi emirlere uymakla bu ahengi devam ettirmelidir. * ⁠Nefsani arzular gönül aynasını buğulaştırır. * ⁠Mümin, devamlı af halindedir. Affede affede affedilmeye layık hale gelir. * ⁠Kibir, cehennem mahsülüdür. Kibir, kalbin kanseridir. Kibrin ilacı tevazu, mütevazı ve hiçliktir. Mütevazı kullar merhametli olur. Merhamet ise imanın ilk meyvesidir. * ⁠Ben, ene olmamalıdır. (Sen çıkınca aradan, kalır seni yaradan). * ⁠Bir mümin, bir müminin; birbirini yıkayan eli gibi olmalıdır.
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
27.04.24 / Çilehane Camii
..Bu devirde artık en büyük tanıdığı Güneş'i yerinde bırakmış, gözünü ve aklını Güneş'ten aldığı ışıkla kainata yaymıştır. Bu genişleme devresinde, ana kökü ve esas kökleri göz önünde bulundurmakla beraber, artık şuurunu gördükleri üzerinde hakim kılmaya başlamış, yani kendisini taptığı Güneş'in yerine koymuştur. Bu kadar değil, kendisinden başka tespit ettiği her objeyi de Güneş'in yerine koymuştur. İşte ancak bu geniş düşünce ve hareket kabiliyeti sayesindedir ki, dil denilen varlık vücut bulmuştur. Dil, düşüncenin yanında yer almış, tabii, lojik bir varlıktır. Esas etken, düşüncedir. Bu, asla unutulmamalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
"Kavramlar eroze olursa değerler de eroze olur. İnsanoğlu da bundan nasibini bir hayli alır. Ne yaşam ne de ölüm algılarımızda değişmeyecek kavramlar değildir. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki kavram genişledikçe anlam kaybolmaya başlar... Anlaşılır ki hayatın önceden belirlenen bir anlamı yoktur. Kavramlar değişir, olgular ve fenomenler aynı kalabilir, fakat bununla ilgili algılar yine değişkendir. Çünkü kavramlar eroze oldukça veya derinleştikçe dilin canlılığı kendini gösterir. Buradan hareketle herşeyin üzerinde olması gereken tek bir sorun vardır, o da dil sorunudur. İnsanlık tarihi boyunca dil felsefesiyle uğraşan araştırmacıların oranının yüz milyonda bir olduğu göz önüne alındığında, karşımızda duran sorunun derinliği ortaya çıkıyor. Fikrimce dilin saptığı en arızalı yol, evrimsel süreçte bizden farklı olanı ayırt etme ve dışlama üzerine olmuştur. Bugün asıl beceri farklılıkları değil aynılıkları farkedebilmek olmalıdır. Yeni kültür olan yaşamdaşlığı yaratabilmeliyiz. Yaşam buradan durmaksızın fışkıracaktır." İ.S. 17.4.2024
Reklam
Ve unutulmamalıdır ki; Vahşet aşkın ilk cümlesidir. İnsan sevdiği kadar eziyet eder... Dilsiz Şair
Hücresiz ve zincirsiz kimse yok; yalnızca hücresi biraz daha büyük, zinciri biraz daha uzun olan kendini özgür sanıyor. İnsanlarda bu doymak bilmez mülkiyet (sahip olma) hırsı oldukça kula kulluğun sonu yok. Unutulmamalıdır ki, her mâlik diyalektik olarak bir memlûktür.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
BEREKET: MANEVİ BOLLUK Bereket, bolluk demektir; öyle bir bolluk ki taşan, eksilmeyen... Bereket, saadet demektir; öyle bir saadet ki hiç gitmemecesine yerleşip kalan... Bereket, ilahi lütfun apaçık tecellilerinden birisidir. “Tebâreke” vasfıyla anılan Rabbimizin kullarına lütfettiği bir ihsandır. Bereket, hayatın her lahzasına sinmiş ilahi bir teyittir. Unutulmamalıdır ki ömrümüzün bereketi; iman, ibadet, salih amel ve güzel ahlaktır. Gönlümüzün bereketi Kur’an-ı Kerim’dir. Hanemizin bereketi ülfet, muhabbet ve merhamettir. Malımızın bereketi, zekât, infak ve sadakadır. Ticaretimizin bereketi, dürüstlük, alın teri ve helal kazançtır. Çalışmamızın bereketi, işimizin hakkını vermek ve özverili olmaktır. İlmimizin bereketi, öğrendiğimizle amel etmek ve bilgimizi paylaşmaktır. Zamanımızın bereketi onu heba etmemek, kıymetini bilip değerlendirmektir. Neslimizin bereketi İslam’a ve insanlığa hayırlı evlat yetiştirmektir. Bize düşen hayatın bereketini yitirmemek için onun üzerine titremektir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Unutulmamalıdır ki
Bu ülkenin insanın kanı toprağı aktığın da vatan olur... Kim bu kemalist yahudi ermeni rum çeteler ki bunlar ülkemiz de en iyi yerlere en iyi imkanalra sahipler... Bunları darmadağan etmeliyiz. suriyeli gibi yurdumuzdan çıkarmalıyız.
Reklam
Yasak ve Hak !
Her yasak; isyancısına gebedir. Ve unutulmamalıdır ki! Her yasak masum değildir. Çünkü yasaklar; Başkalarının ve ötekilerinin kendilerine hak gördüklerini yapabilmesi için koyulmuş koşullardır. Şimdi söyle bana Yasak ve hak Aynı şey değil midir?
Ve kendimize asıl sorulması gereken soru: Buna değer mi? Unutulmamalıdır ki yüce bir ruh için beğenilmek de beğenilmemek de; onaylanmak da onaylanmamak da önemsizdir…
Muhtarlık üzerine!!!
31 Mart yerel seçimlere şunun şurasında 14 gün falan kaldı. Bu seçim içerisinde bir de mahalle muhtarı seçmesi var (bana kalsa şu dijital çağda tamamen gereksiz bir durum bu muhtarlık işi zira eskisi gibi değil sonuçta herkes kendi işini telefondan ordan burdan görüyor). Biraz daha küçük yerlerde yani kırda, köyde, taşrada veyahut kasabada yaşayan
756 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.