Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
300 yiğidi ile imkansızlıklar içinde kendinden katbekat donanımlı olan 1000 kişilik müşrik ordusu üzerine korkusuzlukla yürüyen Allah Resulü ve ashabının; bir avuç zalimden korkan, kuru gürültü olmaktan öteye gidemeyen, bahaneler üreten, meydanda iki slogan atmayı dünyayı kurtarmak sanan ümmeti olduk. Oysaki biz yürüyüşü ile ölümü korkutan Hamza'lardık. Şeytana yolunu değiştiren Ömer'lerdik. Zülfikarla adalet dağıtan Ali'lerdik. Küdüs kapılarına dayanan Selahaddin'lerdik. İstanbul surları önünde Fatih, Mısır çöllerinde Yavuz'lardık. Uyanmak için neyi bekliyoruz ey Müslümanlar! Yerle bir olmuş, ayaklar altına alınmış izzetimizi kurtarmak için neyi bekliyoruz! Ebabilleri beklemekten yorulmadınız mı, ebabil olmak nefsinize bu denli mi ağır geliyor ey Müslümanlar!
Umut vadetmek
Risk almak...Yaşamak da bir nebze risk almak değil mi? Aslında hepimiz sistemin bir parçası olmaya devam ediyoruz ,düşünmeden sorgulamadan yaşayıp gidiyoruz. Arsız arsız her sabah aynı güneşe uyanmak. Kahvaltı yapmak, aynı yollardan geçmek. Tekrar tekrar aynı rutini gerçekleştirmek. Ama bizi diğerlerinden ayıran risk almak. İnsanlara güvenmek de
Reklam
442 syf.
9/10 puan verdi
Benim gibi çok rüya gorenler ve de eskileri çok özleyen sevenler için enfes bir kitap. Rüyaları kurgulayan beynimiz.. Uyandıktan sonra gerçek gibiydi dediğimiz o ruyalar..İşte karakterimiz Peri de bayildiktan sonra öyle bir rüyanın içine dalıyor ve 2017den 1951 senesine ışınlanıyor.. Oradaki hayatın içinde olmak istemese de zamanla anneannesinin anlattigi o Eski İstanbul da yaşamayi çok seviyor. İlk aşkını da orada buluyor. Ama uyanmak zorundadır artık..Uyandıktan sonra bir daha o eskilerdeki hayata dönebilecek mi, dönse geri gidebilecek mi? Hangi hayatı gerçek? İki zamanın ortasında sıkışmış bocalayan bir #Zamansız o.
Zamansız
ZamansızUmut Dikici · İkinci Adam Yayınları · 202437 okunma
Anlamlı ve güzel bir hikaye. Uzun bir hikaye.. Papatya ve yakamoz..
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Papatya& Yakamoz [9-13]
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Reklam
“Düşsüz uykulardan bile uyanmak. Yol tükendiğinde dönüşsüzlüğün mutlu kesinliğini ayırt edebileceğine inansa, dayanmak daha mı dayanılır olurdu? Yürekleri duranlar yaşama döndürülebildiklerinde ‘bitti’yi algılayabildiklerini söyleyemiyorlarmış. ”
4. Baskı İstanbul Şubat 2012 ( e kitap yky baskısı bulan söylesin bana lütfen alayım ) :)Kitabı okuyor
Erken uyanmak ya da uyuyamamak gibi bir hastalık var mı acaba?
CLOV Kimi zaman... kendi kendime diyorum ki, Clov, seni cezalandırmaktan bıkmaları için... bir gün... acı çekmeyi bundan daha iyi öğrenmelisin. Kimi zaman... kendi kendime diyorum ki, Clov, gitmene izin vermelerini istiyorsan... bir gün... bundan daha iyi olmalısın burada. Ama yeni alışkanlıklar edinebilmek için kendimi fazla yaşlı, fazla uzak hissediyorum. Demek ki, bu hiç bitmeyecek, demek ki hiç gidemeyeceğim. Sonra bir gün, ansızın, bitiyor, değişiyor, anlamıyorum, ölüyor mu, yoksa ben mi, onu da anlamıyorum. Geride kalan sözcüklere soruyorum — uyumak, uyanmak, gece, sabah. Bir şey söyleyemiyorlar. Hücrenin kapısını açıp, gidiyorum. Kendi kendime, dünya sönmüş diyorum, onu hiç yanar görmediğim halde. Kendiliğinden oluyor. Düştüğüm zaman mutluluktan ağlayacağım.
—Ayol, erkekler ayrı bir odada, kadınlar ayrı bir odada. Hanımlar, yabancı erkeklere hizmet etmezmiş. — Servisi kim yapıyor? — Kadınlara evin hanımı ya da kızı. Erkeklere de erkek servis yapıyor. —Aman ne kadar güzel… — Güzel mi? — Evet güzel. Bizim orada, bir arkadaşımızın beyi, arkadaşının hanımına aşık olmuş. Yuvaları dağıldı…
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.