"Laf uzuyor, yol uzuyor, telgrafın tellerine kuşlar konuyor, herkes sevdiğine yanıyor, doktorun gözü iki de bir hasta kadın ile kocasına kayıyor.
Ne yapmalı?
Yapacak bir şey yok.
En kötüsü de bu."
Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda
Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum
Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor
Bir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalan
bir deniz gibi
Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu.
Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme
Alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar
Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
İnsanların koşup dolduğu bu dar yapılarda
Bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar
Biz bunun için mi geldik ?
...
Erdem Bayazıt
"Ölümün gölgesinden bir an önce uzaklaşmalı.
Mümkün mü bu?
Evet, mümkün
Nasıl?
Unutarak!
Elbette!.. Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında
Ya hatırlamak!..
Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kâh unutup kâh hatırlayarak.