Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta biraz heyecan, üzüntü, gerginlik ve çokça 'gerçeklik' bulacaksınız. Kitabı çok çabuk bitirdim, çünkü bir sonraki sayfada ne olacağını merak ettiğim bir kitabı okumak her zaman mutlu ediyor beni. Yormuyor, akıp gidiyor. Betimlemelere hayran kaldım sanki hep olay mahalindeydim. Kitabın en önemli alıntısı, arkasında yazan, " Aç bir şehrin dişleri arasında sıkışmış çocuklarız. Ne yutabiliyor ne de tükürebiliyor bizi. " İki sokak çocugunun hikayesini okuyorsunuz Kanat'ın ağzından. Öyle ötekileşmişler ki bahsederken bile ayırıyoruz diğer çocuklardan. Başına sıfat eklenmiş çocuklar.. öteki çocuklar.. Çocukluğu ellerinden alınmış çocuklar.. Yüzlercesi yanımızdan geçip gidiyor her gün ve bizlerde onları öteki hâle getiriyoruz. Kanat ve arkadaşı Nevzat'ın yaşlı bir adamın cüzdanını çalmasıyla başlıyor herşey, cüzdandan çıkan anahtar, cinayetler, cesetler.. Fazla spoi vermek istemiyorum, toplumsal farkındalığı yansıtan çok güzel bir polisiye okudum
Kanat
KanatSelçuk Karadağ · Kitap Müptelası Yayınları · 202329 okunma
559 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
“Dünya Quasimadonunku gibi hassas olan kalpler için bir cehennemdir” - bu əsəri oxumuş olsaydı Goethe
Victor Hugo
Victor Hugo
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın Kamburu
. Öz möhtəşəmliyi, dərinliyi, verdiyi mesajlar, sahib olduğu həzin, təsirli səhnələr- dram, tragediya, sevgi ilə hər oxur kimi məni də dərindən təsirləndirən bir kitab oldu. Amma düzünü desəm incələmə yazmaq içimdən gəlmədi əsəri
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma
Reklam
264 syf.
8/10 puan verdi
Mutlaka okunması gereken bir kitap!
28 yaşında aşırı dozdan aramızdan ayrılan Anthony Veasna So' nun dilimize çevrilen tek kitabı. 9 öyküden oluşan derleme 2022 yılında LGBTQ edebiyatı dalında ödül almış. Yazarı genç yaşta kaybettiğimizi öğrenince kitabı daha bir duygusal okudum. Öyküler bir varoluş sancısı üzerine yazılmış, birbiriyle olan bağlantıları nedeniyle de sanki aile hikayesi okuyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Aynı zamanda günümüz "Amerikan Rüyası" dünyasının aslında nasıl kabuslarla dolu olduğuna değiniyor. Kamboçya halkına yapılan soykırım, lgbtqıa+ bireylerinin problemleri, aile içi sıkıntılar, ataerkil düzen eleştirisi ve din konusu öykülerinin arka planında işlenen konular olarak tekrarlanıyor. Öykülerin hepsi iyi olmakla beraber benim kişisel olarak sevdiğim 3 öyküsü muhteşem. Bunlar, "Chuck's Donuts'ta Üç Kadın", "Dükkan" ve "Nesil Farkları". İyi ki dilimize çevrilmiş, içimde buruk bir üzüntü bıraksa da iyi ki bu yazarla tanışmışım.
Gece Yarısı Partileri
Gece Yarısı PartileriAnthony Veasna So · Can Yayınları · 20241 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
El ve Yüzdeki Çizgilerde Hastalıkların Sessiz İşaretleri
El ve Yüzdeki Çizgilerde Hastalıkların Sessiz İşaretleri
Halid Emre Aslan
Halid Emre Aslan
Hayatı planlamayı ,vakit kaybetmemeyi,en büyük sermayenin zaman olduğunu ,bazı şeyler için acele etmek gerektiğini ,insanın kendini bilmesinin hayattaki en büyük amaç olduğuna inanan yazarımız,insanların hayatlarına olumlu yönde dokunabilmek adına bu eseri kılavuz niteliğinde kaleme almış arkadaşlar . El ve yüz
El ve Yüzdeki Çizgilerde Hastalıkların Sessiz İşaretleri
El ve Yüzdeki Çizgilerde Hastalıkların Sessiz İşaretleriHalid Emre Aslan · Foliant Yayınevi · 202313 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
Yalnız Cumhuriyet
Pkk konusuna uzun yıllardır ilgiliyim. Bu bağlamda Osman Pamukoğlu ve Erdal Sarızeybek gibi değerli komutanlarımızın kitaplarını büyük bir dikkatle okudum. Bugün Hasan Atilla Uğur komutanımın bu kitabının kapağını kapattığımda geçmişte olduğu gibi yine derin bir üzüntü hissettim. Memleketimizin sözde "Kürt Sorunu" gibi içi boş sözlerle nasıl yıllardır oyalandığını, aslında meselenin ta 100 yıl önce hatta 200 yıl önce kuyruk acısı olan batılı devletlerin kirli oyunlarından ibaret olduğunu, apo ve türevleri taşeronların ateş olsa cürümleri kadar yer yakabilen piyonlar olduğunu, asıl düşmanlarımızın fi tarihte canına ot tıkadığımız devlet müsveddeleri olduğunu bir kere daha öğrenmiş ve pekiştirmiş oldum. Bu güzide eser için komutanımın ellerinden öper, hürmet ederim. Keyifli okumalar.
Sorgu Odasında Apo
Sorgu Odasında ApoHasan Atilla Uğur · Destek · 2022155 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
Bazı sonların gerçekten sonsuza kadar mutlu olmadığını gösteren bir Novella. İlk kitapta Rahip Bell ve Poppy’nin tanışmaları, beraber olmaları ve bu süreçte yaşadıklarını okumuştuk. Açıkçası ara kitabın olmasına sevindim ve yayınevinin bunu yayınlamış olmasına daha da çok sevindim. Her sonun aslında sorunsuz bir mutlu son olmadığını çok güzel göstermiş kitapta, Tyler ve Poppy’nin evliliklerinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra yaşadıklarını okuyoruz. Tyler‘ın kendini hem bir yere ait hissetme hem de yüksek lisans tezini tamamlama süreci yıpratıcı ve sevdiği şeyden uzak kalmasına sebep olduğu için suçluluk duygusuyla boğuştuğu bir dönem. Poppy ise, işinde başarılı olurken eşinin yanında olmasına ihtiyaç duyduğu bir dönemde. Her ikisi de kendi iç dünyalarında boğulmuş bir şekilde görünürken yaşadıkları bir trajedi ile tekrar bağlanmalarını göstermiş yazar. Poppy yüne sığ kalmış ama en azından bu kitapta çok daha iyi resmedilmiş. Açıkçası kısa bir kitap olmasına rağmen ilk kitaba göre yazarın kaleminin çok fazla geliştiği görülüyor. Bu da bana diğer kitaplar için gerçekten umut verdi özellikle kitabın sonundaki Sean’ın hikayesine dair minik giriş.. Tür herkese göre olmadığı için, sadece belli sebeplerle okuyan insanların asla beğenmeyeceği bir kitap. Ama ben kitabın yaşattığı duyguları sevdim en azından bana geçti o umutsuzluk, yalnızlık, çaresizlik, üzüntü kızgınlık… ve bu süreçlerin sonunda güzel şeylerin olması.
Gece Yarısı Ayini
Gece Yarısı AyiniSierra Simone · Pukka Yayınları · 202462 okunma
Reklam
92 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Öncelikle kitabın sadece Psikolojik bir eser olmadığını söylemeliyim. Bana göre Kişisel Gelişim'i de kapsıyor. Neden hep mutlu olmayı isteriz? Mutsuz olmayı isteyen oldu mu aranızda? Eser tam da bu konulardan bahsediyor. Mutlu olmak ve mutsuz olmak. İnsan bazen üzülmeyi de özler. O üzüntü hissini... Daima mutlu olan insan kendinden korksun. Bazen mutsuz olmak da gerekir. -İnsanlar tecrübeyle öğrenirler, tecrübe­nin de önemli bir kısmı kötü tecrübedir. -Ama her hoşluğa tekabül eden bir nahoşluk, her iyilik haline tekabül eden bir kötülük hali, her mutlu oluşa tekabül eden bir mutsuzluk vardır. -Peki ama her şeyde daima sa­dece pozitif olanı göreceğim diye kendini kasmak niye? Ne­den her günümüz ille pozitif olsun? Hayatın başka zaman­ları da vardır, pozitif olanın kıymetini onlar sayesinde bilir­siniz. -İnsan hayatında sadece yaşam sevincini bilmeyiz, yaşam kederini de biliriz, sadece gülmeyi değil ağlamayı da biliriz, hepsinin zamanı vardır.
Mutsuz Olmak
Mutsuz OlmakWilhelm Schmid · İletişim Yayınevi · 20204,488 okunma
268 syf.
8/10 puan verdi
Unutma ki sinekleri öldürmeye değil bataklığı kurutmaya çalışıyoruz evlat. Nasıl da güzel ağlıyorsun..."Salak mısın be adam,kendine gel !Artık bunalmıştın ya ağlak kadınlardan, her gün onlarcasını görüyorsun sen." Ama bu kadında farklı bir şeyler var..."Deli mısın?Ağlayan bir kadın işte...Hem sen demiyor muydun ,"Kadınlar üzüntü nesnesine değil de aslında için için hep sadece kendileri için ağlarlar.Gözyaşları da hep bu hüzün gösterisinin şaşmaz süsleme işidir "diye..." Hasta ile psikiyayrın karşılıklı sohbet tadında geçen bir kitap. İsimsiz bayan hasta kahramanımız. Miraç psikiyatr ve asistan sekreter Nazmiye .En çokta Nazmiye'nin ortalıkta şaşkın ,sakar hallerine güldüm. İsimsiz bayan hasta ağır bir depresyon geçirir. Bunun için psikiyatri kliniğine gelir ,bu süreçte abisi en yakın destekcisidir.Intihara meyilli olduğu düşüncesi ile kliniğe yatırılır. Hastaneye yatırıldığında kendisi hariç, içinde bulunduğu bu durumdan etrafındaki kişileri sorumlu tutar. Peki İsimsiz bayan kahramanımız bundan sonraki süreçte ne yapacak?İçinde bulunduğu bu durumdan başarılı bir şekilde iyileşip kurtulabilecek mi?Benim keyif alarak okuduğum bu kitap içinde gündelik yaşantımızda bizim yada yakınlarımızın başına gelebilecek depresyon konusunu muazzam bir şekilde ele almıştır. Depresyon küçümsenmemesi gereken bir hastalıktır. @isikkorkunc
Vuslat teki
Vuslat teki
@edisyonkitap #vuslatınkitapkurtları #bimusadetdelireyim
Bi' Müsade Et Delireyim!
Bi' Müsade Et Delireyim!Işık Korkunç · Edisyon Kitap · 20241 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Bibliyoterapi etkisi sağlayan bir kitap.
"Belki de hayatımıza yön veren şey yalnızca seçimlerimizdi..." Hyunam-Dong Kitabevi, hayatın olağan akışında ilerleyen bir kitap olmakla birlikte, bizi yani okuyucuları kendi iç dünyalarına götüren bir roman. Zira ne merak uyandıracak bir olay var ne de bir sır, macera... Nitekim böyle olmasına rağmen kitabı okurken asla sıkılmadım.
Hyunam-Dong Kitabevi
Hyunam-Dong KitabeviHwang Bo-reum · Athica Yayınları · 2024263 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Doyumsuz, ne istediğini de asla bilmeyen Leyla, babasının hayal kırıklığı, annesinin üzüntü kaynağıdır. Dedesi tarafından hep şımartılmış, her istediği alınmış ve hiçbir şeyin fiyatını bilmeden büyümüştür. Aslında iyi bir eğitim almış olmasına rağmen evde ailesine karşı hiç başarılı olamamıştır. 3 yıllık ilişkisi olan Barış’ı yeni kaybetmiş ve
Leyla'yı Bulmak
Leyla'yı BulmakSerpil Çoşan · İnkılap Kitabevi · 202330 okunma
Reklam
282 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendimizi hayal kırıklıkları, üzüntü, kaygı gibi birçok berbat hisle başbaşa bulduğumuz zamanlar vardır, belki de çoğu zaman böyledir. Bu hislerle birlikte gelen pişmanlıklar vardır. "Keşke"lerle oyalanıp dururuz, hayattaki seçimlerimizden şikayet ederiz. Halbuki hiçbir seçimimizin tam olarak ne getireceğini, nasıl sonuçlar doğuracağını bilemeyiz. Kitabımız da pişmanlıklara, kötü yapıldığı kabullenilen seçimlere rağmen "geleceğe" odaklanıp, hayatı yaşamamızı, hayatı sevmemizi temel alıyor. Sade bir anlatımı ve basit bir kurgusu var ancak günümüzdeki insanlığın temel problemleri hakkında çok güzel mesajlar içeriyor. Özellikle kötü dönemden geçen, umutsuz duygular içinde olanlar için kitap motive edici ve nefes aldırıcı olabilir. "Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır." "Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını." "Hayat" diye yazmış Sartre bir zamanlar, "umutsuzluğun öte yanında başlar."
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,1bin okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Birinci Dünya Savaşı ve Büyük Buhran yıllarının boğucu atmosferinde yerleşik kalıpların dışına taşanların, gelecek kaygısı taşımayan ama bugünü de sonuna kadar yaşayanların, sistemin dışında kalmakta direnenlerin, beş parasız aylak takımının hikâyesi Yukarı Mahalle. Sıra dışı ilişkileri, tuhaf alışkanlıkları, durduk yere çıkan kavgaları, renkli karakterleri ve hatta köpekleriyle dostluğun, dayanışmanın, fedakârlığın ama illa ki neşenin kol gezdiği bu sokaklarda yoksulluk bir üzüntü, işsizlik bir yoksunluk olmaktan çıkıyor.
Yukarı Mahalle
Yukarı MahalleJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20182,118 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
*Sevmek kavuşmak değilmiş ama kavuşmamak da değil .* Herkese merhaba Bugün sizlere Sözcüklerin Dansı kitabı ile geldim. 46 yazar 46 öykü.. Her bir öykü de acı,mutluluk, üzüntü, sevinç, yaşanmışlıklar, özlem, keder vb. birçok duyguyu okuyorsunuz. Her bir öykü ile yeni dünyanın kapılarını açıyorsunuz. Her yazar kendi diliyle kendi bakış açısıyla sözcükleri dans ettirmişlerdir. Öykü okumayı seviyorsanız kitaba göz atabilirsiniz. #Alıntılar *İşte o gün öğrendim'Neden?' sorusu tek başına bir paragrafmış.* *Bir farenin kapanla dansı kadardır yaşamanın bedeli. Yorgun düştüğün an kapana kısılırsın.* *Ah be kızım bu insanlık nereye gidiyor? Herkes menfaat peşinde. Yalan ağızlardan değil gözlerinden okunuyor.* *İnsanı büyütüp derinleştiren şey acılar ve o acılarda bulduğu anlamlardı.*
Sözcüklerin Dansı
Sözcüklerin DansıKolektif · Kibele · 202315 okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
öyle uzun bir inceleme yazısı yazmayı düşünmüyorum çünkü üstüne yapılabilecek daha fazla yorum olduğunu düşünmüyorum. kadın olmayı çok seviyorum ve kadınları çok seviyorum. tarih boyunca ne çok şey çekmişiz ve nasıl görülmüşüz diğer cins tarafından şaşırtıcı derecede iğrenç bir üzüntü vurdu okurken bana. şuanki toplumumuzda gene aynı durumlar dönsede şuanki mesleklerimizi ve neler başarabildiğimizi görmesini çok isterdim. kitabı okurken yeni kişileri ve yerleri keşfetmiş olmaktan da çok büyük keyif aldım. postite boğdum kitabı okurken, her cümlesi çok kıymetli ve beyne kazınacak şekilde. ayrıca her zaman Shakespeare'in kadınlar hakkında ne düşündüğünü çok merak etmişimdir çünkü o zamanlarda kadınların hiçbir değeri yoktu çocuk yapmaktan başka, fakat kendi kitaplarında kafa tutabilecek kadınları yazdı Shakespeare. virginia woolf'da bir şey bulamamış bu konu hakkında. sanırım hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğiz ama ben Shakespeare'i aklımda iyi düşüneceğim ve kitapta bu konuya değinildiği için çok mutlu oldum. diyeceklerim bu kadar kadınları çok seviyorum
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,9bin okunma
9/10 puan verdi
Aşkını bir sır gibi senelerdir sakladım...
Herkese merhabalar. Öncelikle kitaba puanım 10 üzerinden 9. Kısaca bahsetmek gerekirse kitapta bilinmeyen bir kadının mektubunu okuyoruz. Kim olduğunu, adının ne olduğunu, şu an nerede olduğunu bilmediğimiz bir kadının 13 yaşından beri sevdiği adama gönderdiği bir mektubu. Buna sevgi demek yanlış olur, bu bir takıntı. Kitabı ağzım açık okudum. Kadının adamı gözetlemesi çok rahatsız ediciydi. Eğer ki bu cidden bir aşk olsaydı adamın rahatsız olabileceğini düşünüp bu hareketi bırakırdı. Her ne kadar kadın kendini bu kadere mahkum ettiyse de üzülmemek elde değildi. Her zaman görünmeye çalıştığı, onunla yaşadığı küçük anları yücelttiği adamın onu her seferinde tanımaması ve sadece kullanması üzücüydü. Kitaptan şunu anladım bazıları için önemsiz olan şeyler, bazıları içinse tamamen hayatının bir anlamı olabiliyor. Kadına hiçbir şekilde hak vermedim, hele ki o doğan çocuğu sevdiği adam rahatsız olmasın, hayatına rahat devam etsin diye babası olduğunu adama söylememesine ayrı bir gıcık oldum. Çok rahat bir hayat yaşayabilecekken kendini bir takıntının içine atması acınasıydı. Kitap bende birçok duyguyu beraberinde uyandırdı: Korku, şaşkınlık, ürperti, üzüntü... Kısa ve etkileyici bir kitaptı. Aşk sanılan şeyin ne denli bir takıntı olabileceğini anladım. Tavsiye ederimm.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.