Kadın Korsanlar
Lâtif cinsten korsanlardan söz edilmeyegörsün, korsan kılı­ğına girmiş olmalarına karşın ev kadını oldukları bir bakışta anlaşılan hanımların kartondan tuzlu deryalarda tepindik­leri küflenmiş bir müzikal komedinin mahalle tiyatroların­dan birindeki içler acısı sahnelenişi akla gelir hemen. Ama bakmayın siz, gerçek kadın korsanlar da geçmiştir bu
Pisagorcular takva sahibi olmayanları vahşi hayvanlara, hatta biri Empodocles’e inanacak olsa, onu da bitkiye dönüştürür. Onları örnek alan Hz. Muhammet de şu sözleri dilinden düşürmez: “Allah’ın buyruğuna uymayanlar birer hayvana dönüşür.” Haklıdır. Bitkiyi bitki yapan kabuğu değil, duyarsız doğası, hayvanı hayvan yapan postu değil, duyarlı ve fakat akılsız ruhudur. Aynı şekilde, gökleri gök yapan küreselliği değil, değişmez düzeni; meleği melek yapan bedeninden vaz geçmiş olması değil, ruhani aklıdır. Kendini bedensel hazza kaptırıp yerlerde sürünen birini görürseniz bilin ki o bir insan değil, bitkidir; kendini Calypso gibi hayallere kaptırıp başka bir şey görmez olan birini görürseniz bilin ki o bir insan değil, hayvandır. Şayet her şeyi muhakeme sonucu açıklayan bir filozof görürseniz, önünde eğilin, çünkü göksel bir varlıktır. Şayet bedeni unutup zihnin derinliklerine ulaşmak üzere tefekküre dalmış birini görürseniz, bilin ki o ne bu dünyaya, ne de gökyüzüne aittir; o insan derisine bürünmüş, muhterem bir varlıktır. [Mirandolalı Pico]
Reklam
VAHŞİ BATI: AVRUPA'NIN KOLONİLEŞTİRİLMESİ
Buzul Çağı hakkında konuşurken aklına buz gelir: Beyaz, katı ve barınılamaz. Bu yanlıştır. Kışın soğuk olmuş olabilir, ama bahar ve yazda bugünkü gibidir demek istiyorum: Bolca ot, yeşillik, hayvanlar için bolca yem. Bir mamutu düşün sadece: Buzul Çağının arketip hayvanı. Bir mamut hayatta kalmak için her gün yaklaşık 150 kilo ot yemek zorundadır. Mamut stepleri oldukça verimli çevrelerdi ve Lone Vadisindeki bu sahalarda bolca yünlü gergedan, mamut, geyik, at ve birçok çeşit hayvana dair kalıntılar görüyoruz.
Sayfa 286Kitabı okudu
Caesar'ın doğudan dönmeyeceği, imparatorluğun başkentini Mısır'a veya atalarının yurdu Troia'ya nakledeceği söylentileri kenti sardı. Aslında Caesar uzun sürecek seferi bitirir bitirmez Roma'ya dönmeyi çok istiyordu. Önce aşağı Tuna bölgesinde sorun çıkaran Dacialılara ilk darbeyi vurmayı planlıyor, böylece Balkanların kuzeyini güvence altına almak istiyordu. Daha sonra Asia Minor'dan Ermenistan'a geçecek ve Parth İmparatorluğu'nu kuzeyden istila edecekti. Ne kadar doğuya gitmeyi planladığı bilinmemektedir. Belki de Mezopotamya'nın fethiyle yetinecek veya kendisinden önce Büyük İskender'in yaptığı gibi İndüs Nehri'ne dek uzanacaktı. Ne kadar uzağa giderse gitsin, Kafkas Dağları ve Hazar Denizi üzerinden dönecek ve yolu üzerindeki vahşi İskit kabilelerini ezip geçecekti. Oradan da Tuna'yı izleyerek Batı'ya ilerleyecek, Alplerden geçerek Cermenlere gözdağı verecek ve Galya üzerinden İtalya'ya dönecekti. Eğer bu iddialar başka bir general için anlatılsaydı, hayal ürünü olarak nitelendirilebilirdi. Ancak söz konusu Caesar ise bu general Yakındoğu'yu ve Kuzey Denizi'ne dek tüm Avrupa'yı fethetmeyi planlıyor olabilirdi.
Sayfa 357 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
İnsanlık nerede? Vahşi kapitalizm hepimizi mahkum etti. Menfaatimiz, arzularımızdan önce gelen pek de bir şey kalmadı. Dünya sevgisi ve ölüm korkusu her yanımızı kuşattı. Arayışlarımız Doğu, Batı arasında gidip geliyor. Buldum dediğimiz her inanış ve değer, tutarsızlık dehlizinde sıkışıp kalıyor. Başta sorulan sorunun cevabını veriyorum, insanlık İslamiyet’de. İslamiyet nerede, bilmem ama galiba göklerdedir.
"İşte bu yaşıtlarımız yıllar sonra bir zaman reddettikleri Amerika'nın vahşi batı kökenli orta-sınıf değerlerini öyle bir yaydılar, öyle bir temsilcisi oldular ki bugün herkes, Teksaslı sığır çobanlarına özenti pantolon ve çizmeleriyle kendi geçmişlerini çiğneyerek arşınlıyor dünya başkentlerini."
Sayfa 32
Reklam
1.000 öğeden 881 ile 890 arasındakiler gösteriliyor.