Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kim lara

kim lara
@vanteslibrary
Küçük Prens
Küçük Prens
: "Yıldızlar da benim; çünkü benden önce onlara sahip olmayı hiç kimse düşünmedi."
"Tamam, konuyu değiştirelim. Birkaç kadeh içkinin üstüne böyle bir konu konuşmak iyi fikir değil." "Hayır, yanılıyorsun." Ellie'nin sesi sertleşti. "In vino veritas,* unutma." *Gerçek şarapta gizlidir.
Sayfa 10
Reklam
"Onun ne demek istediğini ya da ne beklediğini çözmeye çalışman saçmalıktan başka bir şey değil. Vaktini boşa harcıyorsun."
Sayfa 10
Dışarıdan gülümserken içinin ağlamasının ne demek olduğunu iyi bilirdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen gerçekten de tırabzanları kavrar, atlamaya hazırlanırdı ama hemen geri çekilirdi. Zihni her şeyi, hatta ölümü tatma arzusuna karşı güçlü bir engel teşkil ediyordu. Kendisini neden öldürecekti ki?
Aşağıdaki sokağa bakınca Danny bazen bu uzun binadayken hissettiği o duyguyu tekrar hissetti. Balkondan atlamak istedi. Hiç hissetmediği bir keyifti; kendisini yerçekiminin kuvvetine bırakınca yüzünde hissedeceği rüzgârın baskısı, bilinmeyen o son şeye -ölüme ya da antik metinlerin iddia ettiği üzere ölümden sonraki hayata- karşı ani korku.
Reklam
Banyo aynasında kendisine bakıp iç çekti. Her şey dünle, ondan önceki ve ondan önceki günle hatta bir yıl öncesiyle aynıydı.
ne kadar harika bir gün. çay mı demlesem, kendimi mi assam karar veremiyorum.
çünkü tek bir sözcüğün bile ne kadar çok anlama gelebileceğini, nasıl zıt yönlere çekilebileceğini fark edince korkuyorum.
tanrı duymaz bir karıncanın sesini
rüzgara bıraktım kendimi. senin adım attığın her yerde fırtınalar karşıladı beni. bir çölde, leyla'nın serabını görüyordu mecnun. onu da kum fırtınası alıp götürüyordu. samyeli okşuyordu yüzümü. mecnunla beraber kum akıyordu gözlerimizden. kervanlar geçiyordu sıra sıra develerle, eşkıyalar geçiyordu sıra sıra atlarla. tepeler bile yer değiştiriyordu. ne leylayı buluyordu mecnun, ne ben seni görüyordum. serap bile olmuyordun, uyanıyordum.
Reklam
tanrı duymaz bir karıncanın sesini
sen tanrı dediğim yerde ölüyorsun baweşan ben tanrı'nın ellerini hissediyorum şah damarımda.
Yüzüme bakıp gülümsedi. "Yalan söylemeyi hiç beceremiyorsunuz." "Yalan söylemiyorum ki?" "Ne kalabalıktan, ne de müzikten sıkıldınız. Sizi sıkan benim." "Yapmayın, haksızlık ediyorsunuz." "Ama gerçek bu."
tanrı da senin kadar merhametli sevdiğim
bir ah çeksem yer yerinden oynayacak ama sen duymayacaksın kulakların bana o kadar kapalı ki kulağına konuşsam, sinek vızıldadı sanacaksın kulağına konuşsam, duyma engelli yazacaklar seni o kadar beni duymayacaksın
tanrı da senin kadar merhametli sevdiğim
kanım dostlarımın, yarimin elinden akıyor en büyük acı olarak kalacaksın içimde ve hiçbir ilaç ve hiçbir hekim söküp alamayacak bu acıyı gün geçtikçe yeşerteceğim kendimi acının tam ortasında gittiğim bütün gurbetleri kendime yurt edineceğim, sen gibi en çok da kendi toprağımı özleyeceğim belki de ama susacağım, kimse bilmeyecek çektiğim acıyı kanım akıyordu elinden ne bıçak vardı, ne silah