Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu Gidiş Nereye??
Şımartılmış çocuk:topluma zararlı oluyor etrafımızda çok var. Dün okulda üzücü bir olay yaşandı, Veli öğretmene yumruk attı, (çocuğu için) Eğitimin ne olduğunu II.Murat kadar olamasa da; en azından kendi çocuğunu yanlış yollara süreklemeyecek kadar idrak etmiş anne ve babalara ihtiyaç var. Unutmayalım, Çocuklar şımarık doğmaz; diplomalı,maaşlı
"Bilinmedik bir hüzün var. İçimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik."
Can Yücel
Can Yücel
Reklam
Üç beş tane sağdan soldan bilgiyle konuşurlar...
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek üzerinden hükümete seslenen Külünk "Net ifade edeyim ki, mutfakta feryat, sofrada ıstırap var. Nüfusumuzun çok önemli kesiminde çok ciddi kızgınlık ve öfke var. Kamuoyu sizden tedbirleri almanızı bekliyor" dedi. Kimse SEBATİ 'yi konuşmuyor... Kavcıoğlu denen yaratığı konuşmuyor... Şimşek 'in yerinde olsam Tayyip 'e ya şu yakalarının sesini kes ya da ben bunlara ağzının payını veririm derim... Ulan ülke 56 olmuş... KKM denen illeti bela etmişler ülkeye... Asıl sorumlular, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor... Bak burada dini olarak geçinen üç beş tane badem bıyıklı var... Böyle çok okuyup da kanaat önderi gibi konuşan... Sizin yüzünüzden bu halde bu ülke...
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
Gençlik ve İman
Gençlik, ağacın dalında duran bir yaprak gibidir bir gün o yaprağın dalından kopup ta bir nehre düştüğünü düşünürsek nehir onun üzerine suyunu bırakır ve yaprak nehre yapışarak yol almaya başlar. Nehir onu nereye götürürse yaprak o tarafa gider işte o yaprağın oradan kurtulması zordur. İşte gençlik de o yaprağa benzer nehir onu sürükleyip durur, ta ki sonu belli olmayan bir yere... Ama o farkında bile değildir. Genç bir insan da kişilik sorunları olabilir. O kişilik sorunu bir genç insanın kendi benliğini bulamamasıdır. O'nu kişiliğini bulması konusunda ebeveynler iyi bir rehber olmalıdır. O rehberlik ise çocuğa verilmiş olan ahlak ve terbiyenin iyi bir şekilde işlenmesidir. Çocuğum kendi yeteneklerini kullanması yönünde iyi bir rehberlik yapılmalıdır yâda o yeteneklerin var olduğunu hissetirilmesi gerekir. Eğer, bu iyi bir şekilde yapılırsa o çocuğun kendine güveni de artar ve gençliğinde ki kişilik sorunlarını kolay bir şekilde atlatılır. Fakat günümüze bakarsak evebeynlerin çocuklarına kendi malıymış gibi davranması ya da cahil bir şekilde çocuklarını yetiştirmesi toplumun yapı taşı olan gençlerin davranış bozukluğunu ortaya çıkarması gibi olaylarda bire bir etken oluyorlar. Çocuğuna malıymış gibi davranan bir aileye bakılırsa, aile hiçbir zaman o gencin sözlerini yâda davranışlarını dikkate almaz her zaman kendi istek ve doğrultuları yönünde o genci yönlendirmeye çalışırlar. Onun sözlerini ya da fikirlerini hiçe sayarak o genci rencide ederler, bu da genç üzerinde psikoloji bozukluklara sebep olur ve toplumsal sorunlar yavaş yavaş ortaya çıkar.
Az önce bir video'ya denk geldim. Önde ki çocuklar giyinmiş kuşanmış, arkada duran yavrucağa bakın!! Tamam hadi ailesi alamadı. Kirası, faturası, evin masrafı derken bir de asgari ücrete talimse yetişemiyor, şuanki ekonomi insana bazen ekmeği bile zor aldırıyor. Yav arkadaş okul müdürü, öğretmeni de mi görmedi bu çocuğu. Veli gurupları var, okul gurupları var biride çıkıp hadi aramızda üç beş neyse toplayıp bu yavrucağa da alalım kıyafetini boynu bükülmesin demedi. Biz ne ara bu kadar kör, duyarsız, vicdansız olduk? Ne oldu bize?
Reklam
Tolstoy’un "İnsan Ne İle Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de
Onsuzluk ansiklopedisi-1
Alın tek kat elbisem i size vereyim Cebimde bir on liram var Onu da alın gerekirse Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil Aytensizlik kadar
Allah'ım, bir gönlümüz var o da sana emanettir. Sen ziyan edenin eline düşürme.
+Fazla mı kirliyiz sanki... - Biz fazla kirli değildik, biz fazla kirletildik sanki - İlk darbe değil ki bu, Küçük kız. Neden koydu bu kadar? + Bilmiyorum, Acımasız. Her darbe sanki ilkmiş gibi. Alışamadım, bir türlü bende bu duruma. - Alışmak zorundasın. Her darbe de yıkılırsan, hep yerde kalırsın. - Dikkat çekeceksin, böyle yaparak,
Reklam
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı çıktı… Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler… İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı… Yürüyen
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.