.
..
❝Nerede ışıkları yanan bir ev görse baba ocağını özleyecekti, sıcacık sofraları, çocukluğunu... Ayrılıktı önce, sonra karanlık. Biraz yalnızlıktı ne kadar insan olsa da etrafında.❞
..
.
Leyla ile Necla, asıl istediklerini açık açık söylüyorlardı; ne hakla kendilerini eve kapatmışlardı? Herkesin kızları istedikleri yerde, istedikleri insanlarla gezip eğlenirken kendileri niye bu cehennemde çile dolduruyorlardı?
Evin adi artık “cehennem” olmuştu. Onlar da genç değil miydiler? İnsan içine çıkmak, sosyetelere girmek, dans etmek istemezler miydi? Gençlikleri geçiyor sayılırdı. Bu gidişle sonları ne olacaktı? Babaları kendileri için bir şey hazırlamış mıydı? Ev, delik deşik bir gemi gibi, günden güne batıyordu. Böyle zamanlarda herkese başının çaresine bakmak hakkı neden verilmiyordu? Üstlerindeki baskıyı kaldırmak zamanı gelmiş de geçiyordu. Kendi başlarına bırakılırlarsa belki birer hayırlı koca bulur, canlarını kurtarırlardı. Böyle zamanda kimin kapısını çalıp “Evlenecek kızınız var mı?” diye soruyorlardı...
Hygge'nin on tane manifestosu var ve bunlar o kadar keyifli, yapılması o kadar mümkün ki, denemekten hiç bir şey çıkmaz bence!
1- Atmosfer
Beyaz ampule sok. Yakın doğal ışıklarınızı loş bir ortam yaratın. Gelsin mumlar, doğal ışıklar.
2- Anda Kalmak
Kapatın televizyonu, tableti, bilgisayarı, cep telefonunu. Sadece o anda olmanın keyfini