Ne kadar garip aşk, başlamadan dünyanın en kötü durumunda olduğunu hissediyorsun. Kurtarıyor seni, boğulmakta olduğun okyanustan çıkartıyor. Sonrasında o okyanusa gittiğinde daha da nefessiz kalıyorsun, elinden tutmak seni çıkarmak isteyenlerin ellerini tutamıyorsun. Ne olursa olsun onun elini arıyorsun. Gelip gelmeyeceğini bilmesen de o okyanusta nefessiz bir şekilde bekliyorsun. Yaşamıyorsun, yaşayamazsın da. Seni yaşatacak tek şey onun o eli, seni hayata döndürmesi. Başka bir elin beni bu okyanustan asla çıkaracağını zannedemiyorum. Pessoa da öyleymiş zaten Ophelia'ya son mektubunu yazdıktan sonra başlamış Huzursuzluğun Kitabı'na... Önceki alıntıları tabii ki var ama aşk dönemindeyken ne kadar da mutluymuş. Aşk insanı kurtarsa bile daha derine boğuyormuş. Günden güne daha çok öğreniyorum bunu. Daha nefessiz kalıyorum.