Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
48 syf.
·
Puan vermedi
·
1313 günde okudu
İntiharın varlıksal bir olgu olduğuna tanrı tarafından insanlara verilen us'un kullanılarak varlık sebebimin sorgulaması benim ve düşünsel fonksiyonlarımın ürünüyse bana verdiği üstün yeteneğimi kullanarak kendi kararımı kendim veririm diyebilirim.Tanrının bana verdiğini ve ne yapacağımı bilmesi ve bunun sonucunda bana ceza vermesi ilginç.
İntihar ve Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine
İntihar ve Ruhun Ölümsüzlüğü ÜzerineDavid Hume · Subpress · 201769 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Kitabı okumadan önce klasik aşk romanı tarzında yazıldığını düşünmüştüm. Ama okudukça aksine dünya ağrısı denen şeyin bir varoluş sorgulaması,bir nevi hiçlikle varlık arasında sıkışmış,ne var olmayı ne de yok olmayı başaramamış bir insanın arafta kalmış yaşantısıyla karşılaştım. Kendi iç hesaplaşmasının yanında toplumun dayattığı kokuşmuşluk,yalakalık,iğrençliği de gözler önüne seriyor. İnsanlık bir uçurumdur ne onlarsız yapabiliyoruz ne de onlarla.. kabulleniyoruz,kabullenemeyenler boşlukta iç ağrısı,dünya ağrısı ile sadece nefes almaya devam ediyor. Gitme isteği özgür olma isteği belki de kaçma isteği duyuyoruz bazen ama bir şeyler hep daha baskın çıkıyor,gidemiyoruz ruhumuz ağrıyor ama yine de yaşıyoruz. Bana biraz Oğuz Atayı hatırlattı gerçi Oğuz Atayın dili daha ironik daha şaşırtıcı ama öyle bir hisse kapıldım.
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,037 okunma
Reklam
226 syf.
·
Puan vermedi
Teoman Duralı Türkiye'de felsefe öğrenim ve öğretim alanında standart dışı ilim adamlarından biri. Benim hocayla tanışmam lisede kendi edebiyat hocam sayesinde oldu ve o günden bu yana her türlü konuda açıp karıştırdığım postitlerle doldurduğum bir baş ucu kitabı oldu benim için. Bu kitabında da yine önemli bir noktaya parmak basılmış. Türkler tarih boyunca barbar, savaşmaktan başka meziyeti olmayan sürekli ikinci sınıf idraktan bir haber olarak tanımlandı. Peki gerçekten öyle miydi? Türkler felsefe yapamaz mıydı? Bu mesnetsiz iddiaya karşılık Teoman Hoca çok güzel karşılıklar vererek mükemmel bir eser meydana getirmiş. Türkler gerek İslamiyetten önce Tonyukuk gibi bir bilgin ile ya da meşhur Vapşı Bakşı eseri ile ahlak, bilinç ve varlık sorgulaması yapmış gerek İslamiyetten sonra Yusuf Has Hacib ile ya da Ali Şir Nevai ile belli dönemlerde her daim felsefe icra etmişlerdir. Bunun diğer milletlerdeki gibi yansıma bulamamasının sebebi coğrafya değiştikçe alfabemizinde değişmesi ve ortada bir kümülatif oluşmamasıdır. Tüm bunlarla beraber günümüzden de atıflar ve eleştirilerle de yabancılaşma konusu ele alınarak yabancılaşma kavramını "Bunalımların annesidir" diye tanımlayarak son derece zihin açıcı, hayret verici bir esere imza atmıştır. Meraklısına sonuna kadar önerilir.
Omurgasızlaştırılmış Türklük
Omurgasızlaştırılmış TürklükŞ. Teoman Duralı · Dergah Yayınları · 2013221 okunma
Mecburi Geçit: Heidegger (Ölüm ve Zaman)
İnsanın asıl işi (Sache anlamında; bu kelime Sein und Zeit'de yer almasa bile), yapılacak, gerçekleştirilecek, kendi varlık gidişatına göre sürdürülecek varlık olduğundan, özü de var-olma-zorunda-olma'dan ibarettir.Dolayısıyla insan kendi sorgulaması içinde var olacaktır, sorgulayacaktır. Kendi varlığı ile kavradığı varlık arasında mesafe olmalıdır: Dolayısıyla bir ek-sistence [yerinden-edilmiş] olacaktır. İnsan kendi varlığında, bizzat kendi varlığından yola çıkan varlıktır, kendi varlığını kavraması gerekendir. Dolayısıla Daseiende değil, dasein olarak belirtilmiştir. Varlığı anlamak, var olma zorunda olmaktır. Dolayısıyla insanın kendi varlığı ve anlaşılması gereken varlık, neredeyse aynı varlıktır.
Sayfa 28 - Dost Kitabevi
264 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Varoluşçuluk felsefesi ülkemizde pek yer edinmediğinden kitabı okuyacak kişinin bu felsefe hakkında biraz araştırma yapması gerekir. Sonra kitabı okurken " Eee yani? Bunaldın ne oldu sana uşağum" dersiniz. :) Varoluşçuluk edebi yönden ülkemizde daha baskın bir felsefe kolu. Nihilist bir bakış açısı gibi gelebilir romanda ama aslında öyle değil. Ondan dolayı biraz toprağı eşelemek lazım. Roquentin'in Fransa'da yaşayan 30 yaşlarında bir tarih yazarı . Kitap onun notlarından oluşuyor. Karakterimiz nesnelerin fiziksel varlığı karşısında ezilip varlık sorgulaması sonucunda bulantılar başlıyor. Bu sorgulama ilerlerken dönemin birçok yönünü görüyoruz. Sartre bunca şeyi güzel harmanlaması onu edebiyatçı yönüne hayran kalmamı sağlıyor. Kitabı okurken aslında bizlerin de yaşadığımız ara ara o varoluş sorgulamasını hissediyoruz. Karamsarlığa bürünüyoruz. Kitabın atmosferi bizi çekiyor. Yazara hayranlığınız artıyor.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.