Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan gerçekten de sorgulanması gereken bir varlık. İçimizde kirli şeyler, dağınıklıklar, fikir ve teşebbüsler, karanlık düşler, yalanlar, aylaklıklar, yüz kızartıcı suçlar var ve bunların bir bir ortaya dökülmesi gerek. Bunun için de birilerinin sizi sorgulaması gerek. Sorgulamayı yapacak kişi kendimiz olamayız, zira yalancıyızdır. Harika yalanlar üretir ve hakikatlerin üzerini kapatırız. O halde bir sorgucuya gerçekten de ihtiyaç var.
Sayfa 187Kitabı okudu
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
Reklam
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
“İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu ‘saçma’lıktan sıyrılmaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi… Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik travma düşünülemez…”
Sayfa 55
İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu 'saçma'lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi... Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik travma düşünülemez..
Ali LidarKitabı okudu
İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu 'saçma'lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi... Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik travma düşünülemez.
Ali Lidar - Dostoyevski: İnsan Kendisiyle Kavga Etmeye Mecbur Bir HayvandırKitabı okudu
Reklam
“İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu ‘saçma’lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi… Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik travma düşünülemez…
İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu “saçma”lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi… Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik travma düşünülemez…
Hassas ruhlar için, bu dünya adeta bir cehennemdir...
İnsanın sürekli kendisiyle kavga etmesi, hayatını anlamlandırmaya çalışması, içinde bulunduğu “saçma”lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi...Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik (varlıkbilimsel) travma düşünülemez...
Sayfa 55 - İthaki Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2017Kitabı okudu
Varlık Sorgulaması
İnsanın içi, yalnızca Tanrıya ait olan bir gizler, bilinmezlikler uçurumudur. " Neyim öyleyse ben ey Tanrım? Ne çeşit bir varlığım? Değişken, biçimden biçime giren, kudurmuşçasına ölçüsüz bir yaşam."
Reklam
İnsanın sürekli kendisi ile kavga etmesi, hayatı anlamlandırmaya çalışması içinde bulunduğu "saçma"lıktan sıyrılamaması ve durmadan kendi varoluşunu sorgulaması trajedisi... Bunu bir lanet gibi yaşayan tek varlık, bir akla ve doğal olarak vicdana sahip olan tek varlık insandır ve bundan daha büyük bir ontolojik tramva düşünülemez...
Sayfa 55 - İthakiKitabı okudu
Felsefenin ortaya çıkma koşulları
- Felsefenin ortaya çıkabilmesi için önce kent devriminin (MÖ 4000'li yılarda) gerçekleşmesi gerekiyordu. - Devletlerin kurulmuş, toplumların da sınıflara bölünmüş olması, yani üretimde uzmanlaşmanın bir sonucu olarak işbölümünün (kafa-kol emeği) ortaya çıkması gerekiyordu. Dolayısıyla toplumun yönetici kesiminin geçimini üretim yapan milyonlarca kölenin emeği üzerinden sağlaması gerekiyordu. - Toplumlar bilimsel ve kültürel açıdan ileri bir uygarlık aşamasına varmalılardı. Toplumda bilim, din, sanat, edebiyat, hukuk, siyaset gibi uzmanlık alanlarının kurumlaşması ve profesyonel kadrolarca tahkim edilmesi erekiyordu. - İnsan zihninin üretimi olan teorik bilgilerin belli oranda evrenselleşmesi, yani Doğu-Batı ekseninde şekillenen kültürel bölünmenin önemli ölçüde ortadan kalkması gerekiyordu. - İnsanların akıl ve mantıkla çelişen bilgilerden, gelenek ve tabulardan ciddi bir şekilde şüphe duyması, bunları sorgulaması; evreni, doğa yasalarını, toplumların gelişimini açıklayan teorilerin ortaya atılması gerekiyordu. Düşüncenin yöntemleri (diyalektik, kıyas, analitik, metafizik, sentezleme vb.) ustalıkla kullanılabilmeliydi. - Birbirinin varlık koşulu olan farklı düşünce akımlarının (idealizm-materyalizm) ortaya çıkması getekiyordu.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.