"İşte Descartes da, "Dünyadan çok kendinizi yenin!" derken aynı şeyi anlatmak istiyordu: Yani umuda kapılmadan işe girişin!.."
"Varoluşçuya göre insan daha önce tanımlanamaz, belirlenemez; hiçbir şey değildir o zaman. Ancak sonradan bir şey olacaktır ve kendini nasıl yaparsa öyle olacaktır. Kavrayacak, tasarlayacak bir Tanrı olmayınca, insan doğası diye bir şey olmaz bu durumda.
İnsan yalnızca kendini anladığı gibi değil, olmak istediği gibidir de..."
". Kant, bu evrensellikten şu özelliği çıkarıyor: Orman adamı da bir burjuva ile ayrı temel nitelikleri taşır, aynı tanıma, aynı kavrama uyar. Başka bir deyimle her ikisinde de aynı insancıl özellikler göze çarpar. Demek ki burada dahi insanın özü, doğada karşılaştığımız bu tarihsel varoluştan önce geliyor..."
“Özgürsünüz, onun için kendiniz seçin, yolunuzu kendiniz bulun! Hiçbir genel ahlak size yapacağınız şeyi söyleyemez. Buna ancak siz karar verebilirsiniz!”
Açıklamaya çalıştığım öğretide onları korkutan, varoluşçuluğun insana bir seçme olanağı tanımış olması mı yoksa?
Alıntılarla Yaşıyorum Kitap Okuma Grubu
2022 Haziran ayında Sanat 101 ve Görme Biçimleri kitaplarını okuyarak bir sanat tarihine başlangıç ayı yapıyoruz!
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu olan sanal okuma grubumu 2 yıldır devam ettiriyorum. Şu an farklı meslek gruplarından pek çok okur arkadaşımız gruba üye olmuş durumda. Peki, bu okuma grubunda neler var?
• Her ay benle beraber
Varoluşçuluk, insanın hep olmakta olduğunu, yani potansiyel olarak krizde olduğunu kabul eden bir tavırdır. Fakat bu da umutsuzluk anlamına gelmez. Hakikati bulmak için diyalektik bir arayışa giren ve varoluşçuluğun prototipi olan Sokrat iyimserdi. Fakat bu yaklaşım daha ziyade geçiş dönemlerinde ortaya çıkar; bir dönem kapanırken ve diğeri henüz açılmamışken görülür ve birey ya yersiz yurtsuz kalır ve kaybolur ya da yeni bir öz-bilinç kurmayı başarır.
HAYRET ve HAKİKÎ VAROLUŞÇULUK...
- " (...) Hayret, acz hissinin istilâsından doğan bir aydınlanmadır; ister benzeri olmayan, ister neşe ve saadet, ister korku ve endişe, ister vehim ve vahşi, ister yahşi ve estetik nitelemeleri içinde görünsün, böyle bir vesile veya netice. Tasavvufta en yüksek makamın "hayret" olması, varoluşçuluğun hakikatinin ve hakikî varoluşçuluğun İslâm'da olduğunu bildirmeye yeter..."
Sayfa 39 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
İnsan başkasına göre kendisini seçer.
Özgürlük ancak akıl yolu ile elde edilir..
