"Nihayetinde insan o kişidir ki Auscwitz gaz odalarını düzenlemiştir, yine insan o kişidir ki dudaklarında Tanrı'ya dua ve Shema Yisrael ile o gaz odalarına dimdik yürümüştür." diyerek özetliyor yazar insanları.
İnsan var ki Nazi kamplarında ümidi sayesinde hayatta kalabilmiş, mücadele edebilmiştir; insan var ki hayatının anlamını kaybettiği için iyi şartlarda bile hayata tutunamamıştır.
Kitapta yazarın Nazi kaplarında geçen günlerinde biriktirdiği anılarını okuyoruz. Bir psikiyatrist olarak insanlara, hayata tutunma amacı sunmak için çırpınışını görüyoruz. Filmlerde, belgesellerde gördüğümüz olayları bu defa okuyarak zihnimizde canlandırıyoruz.
Peki nedir hayatın anlamı?
-Anlam, gerginlik, varoluşsal boşluk, varoluşun özü, sevgi, ıstırab, geçicilik, özgürlük, sorumluluk ya da inanç...
Bunlardan hangisidir ya da hepsi midir hayatın anlamı?
-Eşini kaybetmiş yaşlı bir amca depresyona girmiştir, eşinin yokluğuna alışamamıştır. Hayatı zindan olmuştur. Bir psikiyatrist nasıl bir çıkış yolu göstermiştir ki yaşlı amca hayata tutunabilmiştir?
Nazi kamplarında, ölen arkadaşlarının kıyafetlerine ve yiyeceklerine saldırarak hayata tutunan insanların hayat amacı nedir?
Neden insanlar ümitlerini kaybedince sona yaklaşır?...
Daha birçok sorunun cevabını bulacağımız, psikolojik incelemeleri okuyabileceğimiz bir eser.
Akıcı bir kitap. Sayfa sayısı az ancak üzerine saatlerce düşünülmesi gereken sayfalarla dolu. Bir Hitler faciası...
Bu kitabı okuyanlara Auscwitz Kütüphanecisi kitabını da öneririm.