Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabrım benden yoruldu... Çatlattım taşlarını. Gül açması gerekirdi, Neden yosun bağladı ki? Ben sabrıma yol olurum derken, O beni yolda bırakmaya yeltendi. Vazgeçmiyorum senden, Sabrım. Sen benden vazgeçsen de.
Kitabsever
Kitabsever
Beni sınıyorsun, biliyorum. Çok zor... Ama senden vazgeçmiyorum. Sen varsın ve ben san inanıyorum.
Sayfa 233 - Dokuz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
ANNEM... Ortaokul yıllarımdı...O zamanlar sınavlar klasik olurdu. Her Türkçe yazılısı sonunda kompozisyon yazılır üstelik ağırlıklı puan bu sorudan alınırdı. O sınavın son sorusu Atatürk' tü... Üç sayfa yazmıştım kompozisyonu... Öğretmenim çok beğenmiş, bütün okulun önünde okutmuştu. O gün bana
"Bir gemi nasıl mavisinden vazgeçmiyorsa ben de senden vazgeçmiyorum!"
Sayfa 405 - Dokuz Yayınları
Vatanın ne anlama geldiğini biliyordum fakat bugün de biliyorum: Cinayet ve kölelik. İnsan kendi halkının bir parçası olabilir ama halk çılgınca davranırsa, sen de onlarla birlikte bunu yapmak zorunda değilsin. Onlar için bir sayı, bir rakam, bir aletsin, yalnızca bir top mermisinden ibaretsin. Buna rağmen ben seni hâlâ kanlı canlı insan olarak görüyorum ve onlara teslim etmeyi reddediyorum. Senden vazgeçmiyorum.
Sayfa 41
Bayım. Size anlatacak öyle çok şey var ki nereden başlamam gerek tiğini bilemiyorum. İçimden taşan bu sözcükleri anlamalısınız, zihnime batan tüm bu tümceleri artık yalnızca kendime sakla yamıyorum. Beynimin içindeki kara delik beni yiyip bitiriyor. Böyle çıldıracakmış gibi hissettiğim zamanlar sık sık seni düşü nüyorum. Ben bu haldeysem o kim
Reklam
Gidilecek yollarım varken gitmiyorum. Beni senden daha güzel sevecekler varken sevmiyorum. Beni kalbinden kovduğun halde senden vazgeçmiyorum... Çünkü sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum... Bilmek istemiyorum.
"Senden vazgeçmiyorum Ayla. O yüzden bizden de vazgeçme," diye mırıldandı, tekrar dudaklarımı kenetlemeden önce. Ve tam o anda, onun arabasına bindiğim için şükrediyordum. Çünkü o benim paramparça kalbimi ve kırık ruhumu onarmıştı. Alessio bana yeni bir soluk getirmişti.
Bir gemi nasıl mavisinden nasıl vazgeçmiyorsa ben de senden vazgeçmiyorum!
Sayfa 405
Seni düşlerde bile öldürmek güçse senden vazgeçmiyorum, vazgeçmiş gibi yapıyorum...
Sayfa 125
Reklam
“..Benim her şeyim olmayı düşün. Ne olursa olsun, sürekli geleceğim. Benim önceliğim sensin. Sürekli deneyeceğim, çünkü senden vazgeçmiyorum. Asla”
Benim suç ortağımdın. Biz geçecektik bu dünyanın üzerinden sen ve ben. Yaşam bizim oyunumuz olacaktı. Köşe başındaki bir tehlike gibiydin sen. Ben köşe başını aldım senden. Şimdi ikimizin de kalbi ucu kırılmış bir bıçak gibi. Körelmiş ve pas tutmuş. Ve son kez aynı sigaradan içimize duman çekiyoruz. Her zaman mağlup olduğumuzu biliyorduk, birbirimize kalışımızdan belki. Birbirimizin zaferi olsaydık eğer, sen de biliyorsun, diğerleriyle yarışmak zorunda kalmazdık. Her öpüşümüz ve sarmaş dolaş uykularımız birbirimize açtığımız başka kurşun yaralarıydı. En çok kanatan kazanır sandık. Kan kaybederken birbirimize aşkla bakıyorduk bunun bir hastalık olduğundan habersizce. Beni hep birbirimize uzun uzun baktığımız o sıcak nemli günlerdeki gibi hatırla, iskelede otururken, ayaklarımızı sallarken ve bir bardak buzlu çay içerken. Ve iskeleden birlikte atlayacak birini sev kendine, bu defa ölmek için olmasın. Veya öldürmek. Vazgeçmiyorum, korkma. Tökezleyerek de olsa sözümü tutuyorum. Kapına kadar koştuğum anlar olmuyor değil ama kapıyı çalmadan geri dönüyorum. Sadece, bazen, saatlerce o kapının önünde oturuyorum.
Sayfa 394Kitabı okudu
Anneler Günü, bu ruha sahip herkesin kutlu olsun
ANNEM... Ortaokul yıllarımdı...O zamanlar sınavlar klasik olurdu. Her Türkçe yazılısı sonunda kompozisyon yazılır üstelik ağırlıklı puan bu sorudan alınırdı. O sınavın son sorusu Atatürk' tü... 3 sayfa yazmıştım kompozisyonu... Öğretmenim çok beğenmiş, bütün okulun önünde okutmuştu. O gün bana sordu '' böyle güzel anlatabileceğin başka konu var
Seni fütursuzca özlüyorum. Bir insan hiç hissedemediği birini özler mi? Olabilir mi böyle birşey. Izdırap veriyor bu yaptığım ama iğrenmiyorum kendimden. Günden güne ölümün bana yakşaştığını bilsem de, hiç vazgeçmiyorum senden. Dokunamasam da, bütün bedenim sana ait sen bilmesen de.. Belki diye umutlanmak, beni kendime karşı yitiriyor mahperi. Acıyorsun değil mi? Bende acıyorum kendime. bu namert bedenle seni sevme cürretini kendimde bulduğum için. Bir çicek gibiyim lakin bulunduğum toprak, bir mezarlığın çürümüş bedenlerle dolu, gözyaşlarıyla pisliklerinden arınmaya çalışan binlerce yaşayan ölüden ibaret. Birgün seni burada görmek istiyorum. Çok geç olduğunda, sana olan bu ruhani aşkımı anladığın da, bende bu kalp gibi; çürümüş olacağım. Seni elbet anlayacağım, müphem bakışlarına karşılık, asılmayı hep isteyeceğim. Bazen bir halatla, bazen de bir tutam saçla.. Ben, beni sevmezken; sen benim için ne yapabilirdin? Hiçbirşey.
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.