Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uyuyorduk yanyana. Yorgan bir senin koynunda, bir benim. Üşüyordum. Tuttun, kendine çektin beni. Saçların alnıma döküldü. Büyük bir mücevherdin sen. VE GİTTİN! Bu evren, seni de çekip koparttı benden. VE GİTTİN!
Sayfa 66
R. D.
Rüzgârda savrulan yapraklarımdan geriye kalan cılız benliğimde içimi ısıtan tatlı bir telaştı gülüşün. Toprağın derinliklerinden işlerken yeryüzünün soğu iliklerime ve İnce bir hastalığa tutulmuş gibi ürperirken dünyanın gerçekliğine, yüzündeki aydınlık, tenindeki güzellik, sen ve senli günlerin düşsel izdüşümleriydi beni böylesine sarıp, aidiyet duygusu ile saplanmış olduğum hiçlik ve anlamsızlık çıkmazından çekip çıkaran. Sonra gittin.. Hiçlik ve anlamsızlık dışında hiçbir şey kalmadı benden geriye. Alelade iklimlerde kaybediyorum kendimi. Günler ellerimde ufalanıyor..
Reklam
Üşüyordum. Tuttun, kendine çektin beni. Saçların alnıma döküldü. Büyük bir mücevherdin sen. VE GİTTİN! Bu evren, seni de çekip koparttı benden. VE GİTTİN! Bir elma soyar gibi, çıkan bir dişi paraya dönüşsün diye yastığın altına saklar gibi, kışın yokuşlarda kayan çocuklar gibi, kör bir yavru kediye yuva arar gibi, biraz U2 dinler gibi GİTTİN!
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
"Bir kadın gelir, değiştirir seni..."
Vedalar ne acı ama... Hele ki en kıymetlimize, en değerlimize, her şeyimize veda ediyorsak daha da acı. Son veda ise çok çok çok daha acı... En kıymetlimle vedalaştım, seninle sevgili. Farkına varmak çok zordu. Arabadan indin, az önce yanımdaydın. Son görüşmemiz bir fırının önündeydi, el eleydik. Son kez gittin yanımdan, kabullenemiyorum;
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
Reklam
Beni anlamanı istemiyorum. Bu sana fazladan bir mesai gerektirir ki, kimsenin hayatında ağırlık yapmamayı epey önce öğrendim. Biraz düşünmeni isteyebilirim, nasıl olduğumu. Belki de nasıl olduğumu anlatmak için tüm çabam. Bu boktan, beş para etmez dünyada hala iyi kalabilmenin ve iyi yaşamanın mücadelesini verdiğim için beni kutlamanı istiyor da
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
Son mektubum...
Saat 07.46.Yine soğuk bir pazartesi sabahı.Uyandım.Her akşam uyanmamak üzere kapattığım gözlerimi bir kez daha açtım.Bu sabah sol yanım ağrıyordu.Hayır,bu sabah sol yanım daha çok ağrıyordu.Sen gittiğinden beri en çok bu sabah ağrıyordu.Çünkü bugün gidişinin yıldönümüydü.Beni ve seni her daim seven kalbimi bırakıp gidişinin yıldönümüydü.Ve kalbim
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.