Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

viOkur

viOkur
@viOkur
Issız yerlerde kendin için bir alem ol! instagram.com/violetokur?igsh...
ankara
57 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
282 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Okunması kolay ve akıcı roman kaliteli ve nitelikli bir roman mıdır?
Popüler ve akıcı bir roman ama 2020 “Goodreads Yılın En İyi Romanı” seçilmesini biraz abartılı buldum. Oldukça popüler olup aynı zamanda akıcı ve daha nitelikli romanlar olduğunu düşünüyorum. Konusu klişe, karakterlerin gelişimi yetersiz ve tahmin edilebilir. Bir romanın kolay okunması, akıcı olması o romanı en iyi yapmaz bence. Bir günde okuyabileceğiniz bir roman. Fakat bana göre en iyi roman hiç bitmesin istediklerimdir bitiğinde bir arkadaşımı kaybediyor gibi boşluk hissettiklerimdir.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,4bin okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Bir çırpıda okunabilecek etkileyici bir kitap. Okuması kolay fakat üzerine düşününce sindirilmesi zor bir kitap. Uyku ve kahramanın uykusuzluğu üzerine kurulmuş bir kitap olsada bana daha çok ölümü ve ölüm korkusunu hatırlattı. Ölüm ve uyku arasındaki benzerlik aşikar ve kahramanın yaşlanmaya karşı gösterdiği direnç( yani bana kalırsa ölüme karşı gösterdiği direnç) uykuya gösterdiği dirençle örtüşüyor. Kitabı kapatıp üzerine bir süre düşünmeyi ve varsayımlarda bulunmayı sevenlerin zevkle okuyacağı, bir günde bitireceği bir kitap.
Uyku
UykuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20153,111 okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
İçerisinde iki novellanın ve bir öykünün bulunduğu yine bir oturuşta bitirilebilecek bir kitaptır. Stefan Zweig kitaba adını veren ilk novella Sahaf Mendal’de, otobiyografik bir yazı yazmış fakat anlatıcı kendisi olmuştur ve Jacop Mendel isimli hafızası çok güçlü bir kitap antikacısının başından geçenleri anlatmıştır.(en sevdiğim karakter sanırım Mendel oldu.) Görülmeyen Bir Koleksiyon adlı novellada ise görmeyen bir resim koleksiyonerinin hazin hikayesini anlatıyor. Son olarak Unutulmayacak Bir İnsan geliyor ve bu öyküde parayla işi olmayan, hiç düşman edinmeden kendi halinde yaşayıp giden Anton’la tanışıyoruz.
Sahaf Mendel
Sahaf MendelStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20228,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
236 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ölümün olmadığı bir dünyada ne olurdu?
Saramago kitaplarında genelde dünyada bir şey olmasa ne olurdu üzerinden dünyayı sorgulama görürüz. Genel olarak romanlarını okumanın zor olduğunu düşünüyorum çünkü nerdeyse hiç nokta kullanmıyor genelde virgül kullanıyor. Diyalogları konuşma çizgileriyle ayırmıyor ve yine burda da virgülle ayırıyor. Okumayı daha kolay hale getirmek için önemli bir bilgi vermek isterim, eğer virgülden sonra küçük harfle devam ediyorsa aynı kişi konuşmaya devam ediyordur fakat büyük harfle devam ediyorsa diğer kişi konuşmaya girmiştir. Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş kitabına gelirsek ülkenin birinde bir anda ölüm ortadan kalkıyor, insanlar hastalanıyorlar, ölümün kıyısına geliyorlar fakat ölmüyorlar. Tam bir karmaşa ve sonrasında kurumların, insanların ne kadar saçmayabileceğini anlatan olaylar dizisi devam ediyor.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
194 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Karanlık… Öğretmenlik hayatını Hakkari’de geçirmiş Ferit Edgü’nün iki dağ arasında kalan bir köyde yaşadıklarını, yabancılaşmayı ve Hakkari sevgisini anlatan bir roman. Dilini bilmediği ve dilinin bilinmediği bir köyde yoksul çocuklara ilim öğretme gayreti. Uçsuz bucaksız dağların denize benzetildiği çaresizlik, yalnızlık… Okurken karı, kışı, yokluğu, yoksulluğu, otlu peynirin tadını hissediyorsunuz. Ait olduğunuz yerden alıp çok uzak yerlere götürüyor bu kitap sizi.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,2bin okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Delirerek ölenlere...
Kitabı ilk gördüğümde adına ve kapağına vuruldum. İçerisinde bahadır baruter'in harika çizimleri var. Resimler çok etkileyici ve sanki kitaptaki hikayeleri anlatıyor, konuşuyorlar. Bir yandan lütfen bitmesin derken bir yandan 21 kadının öyküsünü okumak, anlamak onların deliliğini hissetmek için sabırsızlandım. Yaşamları uçurum kıyılarında, dipsiz kuyularda geçen ve o uçurumdan atlamaya, o dipsiz kuyularda yok olmaya, yalnızlıklarından ebedi yalnızlıkla kurtulmaya can atan, lanetlenmiş kadınlıklarıyla yüzleşmek zorunda kalmış 21 kadın ve hikayeleri... İlk hikayeden önce bir yazı var beni fazlasıyla etkiledi. Tekrar ve tekrar ve tekrar okudum... Son olarak bu cümleleri paylaşmak isterim. " Size kadınlıkla lanetlenmiş bir varoluş hezeyanı anlatacağım. Sizi saçlarının ve ayaklarının ucu arasında olup biten şeylerden ibaret, doğurmaya mahkûm, çocuklarını kaybetmekle mühürlü, yalnız, yapayalnız bir kalabalıkta dolaştıracağım. İçlerine açılan kapıların arkasına saklanmış kadınların delirerek bedenlerinden dışarı açtıkları pencerelerden bakacağım. O pencerelerden tekrar ve tekrar ve tekrar kendimi aşağı atacağım. "
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,9bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İnsanın Acısını İnsan Alır
Denemelerden oluşan öylesine güzel, öylesine insanın ruhuna dokunan satırlar barındıran bir eser. Kitabı okurken neredeyse her sayfada altı çizili satırlar bıraktım. Buraya her satırı alıntılamayı o kadar çok istedim okumayan herkes görsün, okusun diye... Hayata dair, aşka, özgürlüğe, insana, ayrılığa ve yalnızlığa dair... Buraya son olarak bir kısımını yazacağım. “Günlerdir yoksun. Öfkeni bile özledim. Nasıl bir uzaklıktan geleceksin bilemiyorum. Ayrılıktan medet umar oldum. Kaşlarının işaret ettiği yerde duracağım. Bir ülkenin acılarına tutunarak özür dileyeceğim. Gelmen iyiliktir diyeceğim. Yüreğimde başka yanıtım olmayacak. Ellerimi geçmişe mi geleceğe mi koyacağımı şaşıracağım. 'Aşk iki kişiliktir' sözünü düşüneceğim uzun uzun. Kalkıp pencereden hayata bakacağım. Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde kadınım, diyeceğim. Bir gülüşünle çıkıp caddeleri dolduracağım. Ömrümden öteye taşıdığım çocuk...Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim... "
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,2bin okunma
198 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
"... kıymetli kardeşim, yazını seyrettim bugün."
- sunuş'tan - "...okur hikayelerimi okumak yerine "seyretsin" istedim. Bu,sinemasal anlatıma da çok benzeyen bir teknik demekti. Okuyucuma birşeyleri "anlatmak" değil de "göstermek" istedim hep... Ne kadar becerebildim bilmiyorum. Ama, bildiğim yapabildiğim elimden gelen bu. Ümitlendirense, bazen bir dostun ilettiği küçücük bir not: "... kıymetli kardeşim, yazını seyrettim bugün." - sunuş'tan - Vaad ettiği gibi seyirlik yazıların kitabı. Böyle gözünün önünde bir film şeridi...
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,168 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Uzun zamandır kitaplığımda bulunun fakat okumakta geciktiğim bir eser. Siz gecikmeyin derim uzunca bir süre duvara boş boş bakıp düşünmenize sebep olacak olsa bile... Albert camus’un 1937 senesinde yabancı’nın taslaklarını oluştururken yazdığı, ölümünden sonra 1970 yılında yayımlanmış, yabancı’nın öncülü ve bütünleyicisi olarak kabul edilebilecek olan romanıdır. Camus, mutlu ölüm’ü kurgularken, mutluluk konusundaki düşüncelerini okuyucuya farklı bakış açılarından yansıtmayı başarmıştır. Kitap, patrice mersault adında, liman idaresinde memurluk yapan bir adam hakkındadır. Fakirlik içinde günde sekiz saat çalışarak boyunduruk altında bir hayata sahip mersault ile bacakları olmayan fakat çok fazla parası olan zagreus arasında oldukça ilginç bir benzeşim kurmuştur. Mersault’un sağlığı yerindedir fakat parası yoktur ve bu yüzden mutsuzdur. Zagreus’un ise parası vardır ama sağlığı yerinde değildir ve bu yüzden mutsuzdur.Camus, bu eserde mutluluğun sırrını öncülü sayılabilecek sartre gibi “özgürlük” olarak vermektedir.
Mutlu Ölüm
Mutlu ÖlümAlbert Camus · Can Yayınları · 20164,837 okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
Okyanusları aşan Martin Eden'in hikayesi (SPOİLER İÇERİR)
Roman kahramanı sersefil bir hayatın içinde yuvarlanıp giderken kendinden farklı olan ve neredeyse tanrıça olarak tariflediği bir kadına aşık olur ve bu aşkla kendi yeteneklerini keşfetmeye başlar aslında temel motivasyonu sevdiğinin onu sevmesi üzerinedir, ancak giderek kendini ve hayatını sevmesini sağlayan bu motivasyonun nesnesi olan kadının nasılda sıradan olduğunu farkeder hayattaki tüm diğer şeyler gibi, tanrıça sıradan bir kadın olmuştur. artık aşık değil zekidir ve zekası bu hayatı daha fazla sürdürmenin anlamsızlığı altında ezilir. Hayatına tıpkı aşık olduğunda gösterdiği iradi davranışlar gibi denizin içinde bedeninin gösterdiği dürtüsel yaşama eğilimini ciddi bir irade ile alt ederek son verir.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201991,3bin okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Okurken insanı rahatsız eden bir kitap. Olayların iyi bir karakter üzerinden değil de, kötü kalpli bir karakter üzerinden anlatılması da ilginç. Karaktere başta önyargılar ile yaklaşırken sonlara doğru acıma ve merhamet duygusu kaplıyor içinizi. Anthony Burgess, iyi ya da kötü insan olmaya değişik bir bakış açısıyla yaklaşmış, sonunda da bu dünyada adaletin olmadığını çok güzel anlatmış.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,1bin okunma