– Bu yaz, vaziyet çok daha vahim...
– Niye?
Devam etti...
– Yabancıya 35 Euro’ya oda veriyoruz. Geçen sene de 35 Euro’ya veriyorduk... Sıfır zam. Zam yaparsan, gelmiyorlar. Lira’ya çevir, 60 lira filan. Türk’e aynı odayı, geçen sene 125 liraya veriyorduk, bu sene 185 liraya veriyoruz. Yani bir Türk, geçen sene 2 katı ödüyordu, bu sene 3 katı ödüyor. Yabancıya zam yapmamak için, kendi vatandaşımızı kazıklıyoruz.
O kadar açık konuştu ki, “resmen keriz yerine konduğum” halde, kendisini affettim. O da, bu iyiniyetim karşılığında, Almanya ve Rusya üzerinden nasıl ucuza rezervasyon yapabileceğimi öğretti... Ödeştik.
Turizm politikamız, işte bu...
Parası olan vatandaşını kazıklayacaksın, paraya ihtiyacı olan vatandaşını da en ağır işlerde çalıştıracaksın... Milletin vergilerini, teşvik olarak dağıtıp, önce dünyanın en lüks tesislerini yapacaksın, sonra da bedavaya yakın fiyatlarla yabancıya sunacaksın.
Bu nedenle diyorum ki, “Antalya’da seçimi Vladimir Putin kazanır, Angela Merkel de 4 milletvekili çıkarır...”
Hatta çıkarmalı!
Çünkü biz devamlı seçim yapıyoruz, haklarımızı savunsunlar diye, tatil bölgelerinden milletvekili çıkarıyoruz da, n’oluyor?
Rus’a yarıyor... Alman’a yarıyor...
Bize gram faydası yok.
O zaman, neden illa milletvekili seçeceğiz diye ısrar ediyoruz ki?
Bırakalım, adamlar kimi istiyorsa, onu seçsin, nasıl istiyorsa, öyle yönetsin...
Sonuçta, bizim memleketimizde, onların istediği olmuyor mu?