Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İletişim Çağı ya da Besleyici Bir Aşk Öyküsü
Elektronik aygıtların bakımı politika gibi bir uğraştır. Eğer ortada arıza yoksa kendini gösteremezsin. Yok her şey zırt pırt bozuluyorsa, bu sefer de herkes seni suçlar. En iyisi, tellerden birini gizlice koparıp sonradan herkesin gözü önünde lehimlemektir. İyi politikacılar böyle yapar. Yani kendi yarattıkları sorunlara çözümler bularak sivrilirler. Tabii bunu yapabilmek için, hiç değilse hangi teli kopardıklarını unutmayacak kadar akıllı olmalıdırlar.
Sayfa 25
Eskiden, asalet iddia edilince, mutlaka, bir tanrının soyundan gelindiği ileri sürülürdü. Son zamanların sultanları bile, yeryüzünde Allah’ın gölgesi olduklarını iddia ederlerdi ya. Bir ağaca şimşek çarpıp da ağaç yıkılınca, eskilerce, birisi mutlaka ağaca savaş baltasını fırlatmış demekti. Yepyeni günü geçmiş günün bir olayına tamamıyla kurban
Reklam
Ya Termometre Bozuksa?
Eğer ki kendi termometremiz kendi içimizde değilse, çevremizdeki insanları termometre olarak değerlendiririz ve onların bizi ölçtüğü değerleri gerçek kabul ederiz. Termometrenin doğru çalıştığını varsayarız. Ama ya termometre bozuksa ya da taraflı ölçüm yapıyorsa? Seni olduğundan az ya da bazen fazla gösteriyorsa, işte böyle zamanlarda sorunlar ortaya çıkar.
Sayfa 70 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Eğitim gören bir talebenin karşılaştığı zorluklar şunlardır: her şeyden önce yoksulluk... Çünkü yoksul olan, iyi olan her şeyden yoksundur. Talebe bu yoksulluğu çeşitli şekillerde çekebilir: açlık, soğuk, çıplaklık, ya da hepsi birden. Ama bütün bunlara rağmen, her zamankine göre biraz gecikerek de olsa, hiç yemek yemeyecek kadar da yoksul değildir; yediği, zenginlerin artıklarını bile olsa -ki bu, talebelerin, aralarında -çorbaya talim etmek- dedikleri, en büyük sefalettir. sıkmasada, hiç değilse soğuk kıracak bir mangal ya da şömine bulurlar daima; son olarak da, geceleri bir çatı altında uyurlar. Birtakım başka sıkıntıların arasına girmek istemiyorum; mesela gömlek ve ayakkabı eksikliği, giysilerin kıtlığı ve yetersizliği, talih önlerine bir ziyafet çıkardığında büyük iştahla karınlarını tıkabasa doyurmaları. İşte bu tarif ettiğim Çetin ve dikenli yolda, kimi zaman sen sendeleyip kimi zaman düşerek, sonra kalkıp tekrar düşerek, istedikleri mertebeye ulaşırlar. Bu mertebeye ulaştıktan sonra da, nicelerini görmüşüzdür ki, bu sığlıkları, ... İyi talihim rüzgârları sayesinde aştıktan sonra, bir tahtan dünyaya emretmişler, dünyayı yönetmişlerdir; açlıkları tokluğa, üşümeleri gönül ferahlığına, çıplaklıkları tören giysilerine, hasır üzerindeki uykuları Hollanda bezleri ve damaskolar üzerinde dinlenmeye dönüşmüştür; faziletleri ile hak ettikleri mükafatı almışlardır.
Eğer içimizde yaşamı yadsıma, onu küçümseme ya da ondan kuşku duyma dürtüsü egemen değilse, bundan “ başka “ Bir dünya düşlemenin anlamı yoktur: kuşku duyarsak, “başka“, “ daha iyi“ bir yaşamın düşsel kuruntularıyla yaşamdan öç alırız.
Sayfa 29
İnsan doğuştan akıllı değilse ya da okuyup akıllanmamışsa ya iyi yetişmemiştir ya da çok aptal soydan geliyordur.
Reklam
"Erkekler ağlamaz"diyorlar;bunu dediklerine göre ağlamak doğru değil.Peki ama ağlamak iyi bir şey değilse neden kızlara yasak değil?Acaba kızların kötü şey yapmaları doğru da erkeklerin ki mi değil? Ya da kızlar için ayrı erkekler için ayrı kötü şeyler mi var?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.