Jules, üç askerle kâğıt oynuyordu. Çiftçi, sesinin tonunu ölçülü tutmakta bir hayli zorlanıyor, karısı onu susması konusunda uyarmak zorunda kalıyordu. Sidonie, Macbeth ile derin bir sohbete dalmış görünüyordu, adam ona ailesinin fotoğraflarını gösteriyor, Sidonie ise her fotoğrafta hayranlıkla hafif çığlıklar atıp beylik lafları sıralıyordu:
Sayfa 77 - Çevirmen: Bahadırhan Bozkurt, Hep Kitap
Odessa’yı öne çıkaran özelliklerden biri de kendine has mizahı. Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin mizah merkezi olarak kabul edilen Odessa’da her yıl 1 Nisan civarında Mizah Festivali “Humorina” düzenleniyor. Güney havasıyla birlikte Ukraynalı, Rus, Tatar, Moldovyalı, Yahudi, Yunan, Ermeni ve Gürcülerin bir arada yaşama kültürünün bu mizahı doğurduğuna inanılıyor. Bu karışım Odessa’nın kendi alt kültürünü, argosunu ve dilini, dünyaya ironik bakışını oluşturuyor
Reklam
Siyonizmin hedeflerinin böyle radikal bir sekilde tanımlanmasi bir kez daha şu soruyu gündeme getirmişti: Filistinli Araplar İçin ayrı bir siyasi varlıktan söz edilebilir mi ve böyle bir durum soz konusuysa, Siyonistlerin Araplara karşı tutumu ve öngörülen Yahudi devletinde Arapların konumu ne olmalıdır? Jabotinsky bu sorunun cevabını, 1923'te "The Iron Wall" başlığıyla yayımladığı iki önemli makalede ortaya koymuştu. Makaleler Revizyonist teorinin Arap sorunu hakkındaki duruşunu ve teorinin mücadele sloganinı da belirlemişti. İlk makale "On the Iron Wall (We and the Arabs)" başlığını taşımaktaydı. Makale, Jabotinsky'nin Araplara karşı duygularını mizahi bir tonla “nazikâne kayıtsızlık" olarak açıkladığı kişisel notuyla açılıyordu, ancak Arapların Filistin dışına çıkarılması hakkında herhangi bir görüşü de kesinlikle kabul edilemez bularak reddediyordu. Konuyu felsefi bir boyuta taşıyarak, asıl barışçıl hedeflere barışçıl yollardan erişmenin mümkün olup olmadığını sormak gerektiğini vurgulamıştı. Sorunun cevabıysa, Jabotinsky'nin tereddütsüzce ve ısrarla belirttiği üzere, Siyonizmin Araplara yaklaşımında değil, Arapların Siyonizme yönelik tavrında yatmaktaydı.
Sayfa 56
ARAPLARI KURTARMAK İÇİN TEKLİF İnsaniyet ve barış masalları okuyarak kendimizi aldatmayalım: Bazı meselelerin savaştan başka çözüm yolu yoktur. Bunun en tipik örneği Orta-Doğu’yu karıştıran Arap-Yahudi anlaşmazlığıdır. Araplar, İsrail’in varlığını tanımamakta haklıdır. On üç asırdır kendi vatanları olan bir bölgeye gelip devlet kurmuşlar ve
Don Quixote de la Mancha
Derebeğlikleri, Fransa, Ispanya, İngiltere gibi güçlü iktidarların teşekkül ettiği devletlerde merkezin siyasi ile iktiasadi baskısına fazlaca direnemeyip gerilemiş, 1550lerden itibaren de özerkliklerini yitirip etkisiz tarihi kalıntılar şeklinde suni solunumla yaşar hale gelmişlerdir-bu acıklı durumun nefis mizahi tasvirini Ispanyol yazar Miguel de Cervantes'in "Don Quixote de la Mancha" adlı şaheserinde bulabiliriz.
Sayfa 71 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
"Yahudi mizahı diye bir şeyden hiç haberleri yokmuş." "Almanlara göre mizah ayak gıdıklamak gibi bir şey."
Sayfa 120 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.