Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşkenceci bir abinin Kız Kardeşine Mektubu (28 Şubat)
Sevgili kardeşim Doğam,evimizin dördüncü kardeşten sonuncusu ve İzmir’de doğan tek kardeşimiz (Ablam ve erkek kardeşim biz Hakkari’de doğduk). Sana küçükken yaptığım her şey için o kadar mutluyum ki 😌örnek( yatak altından şeytan maskesiyle çıkıp korkutmak, yüzünü boyamak,kışın ıslatmak,yatak yorgan içine kapamak vs ) bana sorsalar “pişman mısın” diye bende “Pişman değilim yine olsa yine yapardım” derdim. Sende benim pokemon kartımı ısırmıştın hem de newton en zor çıkan. Demem o ki şimdi 25 yaşındasın ve artık öğretmensin. Sana bugün çocukken ablamla Hakkari’de birbirimize çizimler yaparak özel günleri kutladığımız ufak bir hediye hazırladım. Gerçi bizim monami pastel boyalarımız vardı renk renk ama olsun fosforluda iş gördü bunu çizdim.Birde yanlarını yaktım 2 boyutlu olsun dedim. Umarım beğenirsin.Bu arada tek özür dileyeceğimiz kişi ablamla birlikte annem olacaktır. Bu özel günlerde bazen anneme şiir yazmayı bırak, kendi rujunu paketleyip ona hediye olarak geri veriyorduk o da şaşırıyordu “AAAA NE GÜZELL HEDİYE BAYILDIM” bizde 5-6 yaşın verdiği beyinle birbirimize bakıp hafif kurnazlı bakışmarla kıkırdaşıp gülüyorduk.Neyse konu yine dağılmasın. Seni çok seviyorum. SENİN KADAR GÜZEL BİR YIL SENİNLE OLSUN DOĞAM 🎂 Sen evin son mirası ,prensesi ve eve doğduğunda dik saçla gelen gergin ve ağlayan tek bebesi iyi ki varsın🎂😎
Dün yemeği yaktım diye bugün böyle bi mesaj aldım. Benim tek adamım da reisim de kocamdır.
Reklam
Karaladım işte bir şeyler... (:
BİR DEFTERİN SONU Bir defterim vardı benim. Adı Aşk'tı. İlk kapağı açıp da bir şeyler yazmadan önce, nasıl da masum ve korkaktım. Bir süre açmadım o defteri. Sonra bir gün aniden açıvermiştim ve doldurmaya başladım. İlk satırlar güzeldi, mutluydum, keyifliydim yazarken. Biraz daha yazmaya devam ettikçe bana acı vermeye başladı bu satırlar,
Etkinliğin 2.yazısı
1. #110296058 ¶¶Güneş sıkılmıştı Dünya'dan¶¶ 2. Günler geçmiyor. Sen benden uzaklaştıkça Güneş Dünya'dan uzaklaşıyor sanki. Üşüdüğümü hissediyorum. Zaten uzaktın ama ışığını görmek yetiyordu bana. Artık tamamen yoksun, karanlıktayım. Hastanelere olan nefretim bitiyor. O kafeyi sevmeye başladım artık. Acılarla yüzleşmeye, onları kabullenmeye başladım. Ama bu beni daha da yoruyor. Kabullenemiyorum, kımıldayamıyorum. Senin hatalarınla yüzleşmek yoruyor beni. Evdeyim tüm gün. Yine o günlerden birinde annemin odasında bir defter buluyorum. Yaktım, yıktım geçmişe dair hiçbir şey yok dediği halde senin iki resmini hala o defterde saklıyor. Benimle olan resimlerin onlar. ( imgyukle.com/i/OzQWfe ) Ellerin omuzumda. İkisi de düğün resimleri. Kalabalık ortamda hissederdim sıcaklığını. İnsanlar olmasa bizi sevmek aklına gelmezdi belki de. Düğüne gittiğimde pasta için sevinen çocuklardan olmadım ben, olamadım. İnsanların içinde mecbur kalıp beni seveceksin diye sevindim hep. Aynı karede ellerin omuzumda olacak diye sevindim, 'baba'. Resmini gördüğüm her dakika, her an yeminler ediyorum, baba: "Çocuğuma bunu yaşatmayacağım". 3. #111414703 4. #111801065
KEDİMİ YAKTIM SABAH SABAH :D
Sabah 5 suları baktım bizim (kedimiz) Paşa (top)tespih böceği gibi kapanmış yatıyor.Dur bir ısıtayım dedim🥲 (Baba yüreği işte). Elektrikli battaniyeyi önce birinci seviyede açtım.😇Az biraz açıldı. Sonra dedim tam gevşesin, ikinci seviyeye açtım unuttum. Sabah namazından sonrada direk masaya geçtim dedim bizim kuzu arkamda tabi
1000Kitap
1000Kitap
yorumlarına dönerken aklıma geldi arkama hışımla bir döndüm.😨 Yuvarlanarak diğer 2.battaniyeye kaçmış hemde uyurken. BU KEDİLER TAM ŞAPŞİKO YA😂🔥
Dünya Kadınlar Günü'ne Bir Mektup
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
Reklam
Bilinmeyen Bir Erkeğin Mektubu
Tarihin en suçlu bilinmeyeninden, daha çok ölümleriyle bilinene... Ben, erkek. Bir çocuktum zamanında, öyle de kalmam gerekirdi. Sonraları artık büyümem gerektiği anlatıldı. Masumluğumu kaybettiğim nokta işte tam da o kırılma noktasıydı. Anlatılması gereken hikaye ise benim değil, unutulanlara ve anlatılmayanlara ait olan yarım kalmış
Davet
“şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim” diye düşündüm. Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Yaşlı bir kadın olduğumda olası ruh halim,,,
DAVET Şunları bir araya toplayayım,bir güzel muhabbet edelim diye düşündüm. Mutfak işinden anlarım, donattım sofrayı, bayağı uğraştım. Hepsinin ayrı ayrı ne yemekten ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti. Dört kişilik sofra kurdum Mumları yaktım Bak hepsi de müziği severdi, müziği de ayarladım. Geldiler... 20 yaşında ben, 30 yaşında ben, 40 yaşında ben ve bugünkü ben. Dördümüzdük. 20 yaşımı 30 yaşımın yanına oturttum, 40 yaşımın karşısına da bugünkü ben oturdum. 20 yaşım 30 yaşımı tutucu buldu, 40 yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.. Yatıştırayım dedim "Sen karışma moruk!" dediler. Büyük hır çıktı. Komşular alttan üstten duvarlara vurdular. 20 yaşım 40 yaşıma bardak attı. Evin de içine ettiler... Bende kabahat! Ne çağırıyorsun tanımadığın insanları evine...
Can Yücel
Can Yücel
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.