“Korktuğun her şey senin en büyük zaafındır. Bir gün biri seni burdan vurursa ona karşı hamle yapamaz, kendini savunamazsın. Korku zaaflara, zaaflarda silaha dönüşür. O silah seni bulur ve en korktuğun yerden vurur”
“Eğer oturma odasında bir ceset bulsaydım ne yapardım?” diye mırıldandı kendi kendine. Birkaç dakika durup düşündükten sonra haykırdı. “ Yüce tanrım, şimdi ben ne yapacağım?”
Hepinize merhaba, bugün kızıl kitabının yorumuyla geldim.
Kızıl kitabı, öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzak soğuk bir odada yapyanlız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardıma ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır.
Ben konusu beğendim. Uzun zamandır kitaplığımda duruyordu ama bir türlü okuyamıyordum. Keşke daha önce okusaymışım dedim. Son kısımlarda o küçük kıza karşı beslediği sevgi, ilk başlarda çektiği acı...
Bence okuyan herkesin kendine bir şeyler katabileceği bir kitap. Gösterişli bir hayatın naif insanlar için ızdırap dolu olduğunu çok iyi aktarabildi bana. Özellikle sonunda üzülmemek elde değildi.
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229bin okunma
“Sadece o hala aynı yerde öylece duruyordu, erkekten çok kıza benziyordu, terk edilmiş odada kalmış kızaran bir çocuktu; ne yapacağını bilemez halde gözlerini yere dikmişti, başını kaldırıp bakmaya cesareti yoktu”
“Çocukluğu bu dünyayı doğru görmüştü gerçekten: Buradaki renki ve ışıltılı dönme dolap memlekettekinden daha cümbüşlüydü; hızı daha delice, daha nefes kesiciydi. Ama o bu dönme dolabın yanında duruyordu yalnızca, binemiyordu”
Hepinize merhaba, bu benim ilk incelemem. Şubat ayının sonunda bitirdim bu kitabı. Okuduğum ilk bilim kurgu klasiğiydi. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse her şey uzayda seyahat eden bir çiftin bir cam şişe bulmasıyla başlıyor. Daha sonra biz üç bilim insanının başına gelenleri okuyoruz. Soror adı verilen gezegenin en akıllı varlıkları maymunlar ve en akılsız varlıkları insanlar. Evet, yanlış duymadınız. İnsanlar maymun gibi davranırken maymunlar insan gibi davranıyorlar. Bence konusu gayet ilgi çekiciydi. Ayrıca sonunda fazlasıyla şaşırdım, kitabın son sayfasında ağzım açık kaldı diyebilirim. Bence okumanız gerek bir kitap.