636 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir. Oldukça güzel bir bilim kurgu romanı daha. 120 sene barış içinde geçmiştir ancak İkinci Vakıf'ın yok olmadığına inananlar vardır. Encümen üyesi Golan Trevize bu görüşleri yüzünden tarihçi Pelator ile Trantor'a sürgüne gönderilir. Bu arada İkinci Vakıf üyelerinden konuşmacı Gendibal , birinci konuşmacı olabilmek için yanında yerli halk denilen Ülge'li Novi ile birlikte Trevize'yi takip etmeye gider. Birinci Vakıf belediye başkanı Bronz Branno ve Gendibal, Trevize'nin her şeyin anahtarı olduğunu savunmaktadır. İzler bu insanların tamamını Gaia adı verilen gezegene götürür. Katır'ın da memleketi olan bu gezegende Trevize, Seldon Planı'nın geleceği için çok önemli bir karar verecektir. Bu arada en büyük kütüphanede Arz ile ilgili bütün kayıtlar yok edilmiştir. Trevize kararını verir. Bir solukta okunan bir roman.
Vakıf’ın Sınırı
Vakıf’ın SınırıIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 20061,004 okunma
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,7bin okunma
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
“İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!” Fareler ve İnsanlar Nobel edebiyat  ve Pulitzer ödüllerinin  sahibi John Steinbeck tarafından yazılmış bir roman.  Amerika’nın 1929 Ekim’deki borsa krizinden, II. Dünya Savaşı’nın başlamasına kadar geçen 12 yıl süren Büyük Buhran sırasında, Kaliforniya’da bir
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173,3bin okunma
450 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
On üç yaşında bir kız çocuğu şehrin en ünlü avukatlarından birine gider ve odasına girer girmez elindeki tüm bozuk paraları avukatın masasına bırakarak şunu sorar: "Vücudum üzerindeki tüm hakların bana verilmesi için dava açmak istiyorum, benim için çalışır mısınız?" Ne daha önce bu tür bir konuda çalışmış, ne de bir kaç bozuk para karşılığında bir kız çocuğu için çalışmış olan avukat ilgiyle davayı kime açmak istediğini sorunca kız kendinden emin bir şekilde cevap verir "Anneme" ! Hiç bir hastalığı olmamasına rağmen on üç yaşına kadar sayısız iğne olmuş, sayısız operasyon geçirmiş, sayısız defa tahliller vermiştir Anna. Zaten doğmasının bile bir sebebi vardır, lösemi olan ablasına hayat kaynağı olabilmek; uyumlu dokularıyla ablasına ilik verebilmek... Ne çocukluğunu yaşabilmiş Anna ne de ihtiyacı olduğu herhangi bir an annesini gerektiği kadar yanında bulabilmiş... Hayattaki rolünü hiç bir zaman sorgulamayan Anna, ablasına organ nakli gerektiği zaman durur ve artık buna bir son verilmesi gerektiğini düşünür ve ailesine dava açar... Bir tarafta Anna'nın çocukluğundan beri yaşadığı yalnızlık, diğer tarafta küçücük yaşından beri lösemiden kurtulamayan, ne çocukluğunu ne de gençliğini yaşabilmiş Kate, bir tarafta kızının iyileşmesi için her şeyi verebilecek anneleri... Ailenin tüm üyelerinin ağzından anlatılan, herkesi haklı bulacağınız olağanüstü derecede iyi anlatılmış, hayatta beni en çok etkilemiş kitaplardan bir tanesi... Jodi Picoult'un en mükemmel eseri...
Kız Kardeşim İçin
Kız Kardeşim İçinJodi Picoult · April Yayıncılık · 20191,457 okunma
8,5
İtalyan sinemasına ve tarzlarına hayran birisi olarak İtalya'nın tartışmasız en önemli eserini-en önemli yönetmenine değinmezsem olmazdı. 8,5 filmi bir ilham kaynağıdır. Filmin ana karakteri zavallı yönetmen Guido Anselmi'nin gerçek ile düş arasında gidip gelen çarpık düzeni hepimize tanıdık gelir. Kimi zaman Bergman'ın Persona'sı, kimi zaman
Güneşli bir gündü. Kadın parkta yanında oturan adama: “Bakın, salıncakta sallanan şu kırmızı kazaklı çocuk benim oğlum” dedi. Adam gülümseyerek “Güzel bir oğlunuz var” dedi. “Diğer salıncaktaki mavi kazaklı çocuk da benim oğlum” Sonra saatine baktı ve “Heyyy, Oğlum, sanırım artık gitme zamanı” diye seslendi oğluna. Çocuk salıncakta yükselirken “Beş dakika daha baba, lütfen yalnızca beş dakika daha” diye karşılık verdi babasına. Adam başını “peki” anlamında sallayınca çocuk neşeyle sallanmaya devam etti. Dakikalar sonra adam ayağa kalkarak tekrar seslendi oğluna Oğlum, artık gidelim mi, ne dersin?” Çocuk yine gitmeye isteksiz “Ne olur baba, beş dakika daha, lütfen, beş dakika daha” diye bağırdı babasına. Adam” Tamam” deyince çocuk kahkahalar atarak sallanmaya devam etti. Sonunda kadın dayanamadı ve sesinde gizli bir hayranlıkla “Ne kadar sabırlı bir babasınız” dedi. Adam gülümsedi kadına. “Sabır değil yaptığım bayan” dedi. “Büyük oğlumu geçen yıl burada sarhoş bir sürücünün çarpması sonucu kaybettim. Buraya yakın yolda bisiklet sürüyordu. Büyük oğluma hiç yeterince zaman ayırmamıştım. Oysa şimdi onunla beş dakika daha fazla birlikte olabilmek için her şeyi yapardım. Küçük oğlum da aynı hatayı yapmayacağıma söz verdim kendi kendime. O her “Beş dakika daha baba” dediği zaman, oyun oynamak için beş dakika daha kazandığını düşünüyor, oysa işin gerçeği ne biliyor musunuz? Ben onu oyun oynarken beş dakika daha fazla izleyebiliyorum, asıl kazanan benim.” -alıntıdır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.