papazın vaaz verdiği sahnedeki diyalog; rust: bu gruptakilerin ortalama iq'su kaçtır sence? marty: insanları böyle aşağılayınca eline ne geçiyor? bu insanlar hakkında ne biliyorsun sanki? rust: sadece gözlem ve çıkarım. obezite ve fakirliğe eğilim peri masallarına duyulan bir sevgi görüyorum. ellerindeki ufak miktardaki parayı da, dolaştırdıkları şu hasır sepete koyuyorlar. buradaki kimsenin atomu parçalamayacağını söylemek yanlış olmaz herhalde, marty. marty: gördün mü? şu s.k davranışların işte. herkes, senin gibi boş bir odada oturup cinayet romanlarına masturbasyon yapmak istemiyor. bazı insanlar toplum içinde olmayı, toplum yararını istiyor. rust: öyle mi? eğer toplum yararı dediğin peri masallarıysa o zaman bu kimse için iyi haber değil. marty: eğer insanlar inanmasaydı, neler yapabilirlerdi düşünebiliyor musun? rust: şimdi ne yapıyorsak aynısını, sadece daha açık şekilde. marty: s.ktr. ortalık kan gölüne dönerdi ve ahlaksızlıktan geçilmezdi. rust: eğer bir insanı doğru yolda tutan tek şey ilahi mükafatsa, o kişi adinin tekidir. True Detective
Mahmut öztürk
Bilmediğin halde inanmaya yada inanamaya başladığın herşeyde istisnasız ama herşeyde büyük bir sorgulama fırsatı kaçırmışsın demektir. İster evet ister hayır ile olsun kapıların çoktan kapanmıştır. Yolculuk etmemişsin evet demek daha kolay hayır demek daha kolay çünkü bu durumda yapmak zorunda olduğun bir şey yok! Hakikate ulaştığında olumluluk ya da olumsuzluk yoktur. Sadece bilirsin; o senin tecrübe ettiğin bir şey olur. Bunun olumluluk olduğunu söylemeyeceğim çünkü olumluluk her zman karşısında olumsuzluk kutbuna sahiptir. Tecrübe ettiğin durumda ise bu ikisinin ötesine geçer, kutupluluk dünyasının tamamını aşmış olursun.
Reklam
Köşe Yazılarından/Ahmet Murat
"...bereket, Cenab-ı Hakkın azımızı çok etmesi, zaafımızı güç kılmasıdır. Allah bizden her halükarda o işleri değil, aynı işleri kabul edeceği şekilde yapmamızı istiyor. Yani aynı “İslami” işleri, nasıl olursa olsun yapmak değil, onun istediği gibi yapmakla sorumluyuz..."
Denizdeki fırtınaları dindiremeyecegimize göre gemilerimizi fırtınalara dayanıklı yapmak zorundayız. Uğur UKUT
Görmek
birgün mimar sinan ve yanında başarılı 3 mimar çağırır 3 mimara 3 bilye verirler bunu üst üste dikin derler bu teknik olarak imkansız olduğundan mimarlar bunu yapamazlar mimar sinan'a verirler bilyelerin aralarına yüzük koyarak üst üste diker diger mimarlar itiraz ederek bunu bizde yapabiliriz derler baslarindaki yetkili onlara soyle der : görmek ve yapmak kolay ama önceden görüp yapmak zordur işte aranızdaki fark bu !
Seni sonunda mutlu gördüğüm için bahtiyarım. Ne yapmak, nasıl sevmek gerektiğini zamanın bittiğini anlayınca öğreniyoruz lakin geç kalmış oluyoruz değil mi? Kırılınca keskinleşiyormuş insanın kalbi. istemeden kanatmış olmalıyım seni. Evet, İkimize düşen bir seçim yapmak şimdi... youtu.be/KoQHM6zrkqs
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.