Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia

Yaşamını bir çocuk başı gibi görüyor o, ve yazgısı saçlarını karıştıran yönü belirsiz esinti. Bu rüzgar güleç bir yoldan tarihe geri gönderiliyor, Eşzamanıyla ilerleyişin,bulanıklığa ve deliliğe. Bir fısıltıyla ışıklanmış boncuk kümesi; Madeni kütleler,zaman aşırı göz topağı, İnce devinimlerle örtüyor onu, yerden,küreselden. Alayımı ve yüzümü olumluyor göz topağı, kıvranarak dans ediyor, bana,gökçe tütsüden!
Reklam
Belki ona gideriz yarın, Belleksiz sevgiliye, Poplin elli korkak çocuğa, Duyarlığı, unutkanlığının kanı anaya- Ona belki gideriz yarın, Gören gözlü kör güzele, Çılgın gülüşlü bebeğe, Yüreği, sızlanan ruhunun göğü yavrucağa- Yarın gideriz belki ona, Unutuşun türküsü, bekleyiş tortusunda, Esnek kokulu çiçeğe, Kaynak bakışlı Venüs'e- Ya nasıl dönüş sonra?
Bu masadan soyun tehlikesi akıyor Ben ezik, kadınsı bir aynayla uzaklaşırken Mavi ışığın memeleri de bu sergide Arsızca tehlikeye katılıyor Dışarda alacakaranlık; karda kargalar. Ben;çağrışımlar yurdunun yanık halkası, Bir derece eğmiş göz yuvasını ak üstüne, Nedensiz varlığında yok yerinden Ağan çiçeklere gülüyor,gülüyor Bir tan vakti eylemini düşünüyorum Ayrımcı doğaya ve masaya karşı Kürdan kılıçlarımla, fikrimin selüloza Düşman ordusuyla karşılayacağım

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biri kalabilir binlerce törenden sonra, ............... Ve biri kalabilir,yalnız kendi hatırı için- ............... Ve biri kalabilir,aşkım yürekte,bilinmeyen Gezegenlerin dokusunda saklanan cesaretin Birikimini saymak için
göksüz bir gecenin ayrışması bu, altsız ve üstsüz bir temponun tokadı. sanki bir kıyıdan al bir taş fırlatılmıştır telin yıkımına doğru ve dev goncaların boğaz tıkamalarına. göklü günlerin bireşimi bu,
Reklam
İnsanlar korunmaya ağlarlar Bu denli incelemeye karşı. Saydamlaşan sözcükler ölüm habercileri sürüye, Ürkeklikleri bundan,ketleri de. Onlar korkunç seslerden ve doğaldan Hep çekindiler. Bütün gizem taşıyıcılarına kucak kapadılar. Sözcüklerse,başıboş,bir bahçede Kimi zaman yomsuz zakkumu put bilir, Trajik ölüseverlikle bu bakışa tapınarak Endişe aydınlığında -AÇILIRLAR-
Kendimizle oynayan güçsüz mahluklarız biz,yaptırımla ödülü gönlümüzde barışık tutan.Mesafemiz kuyruğumuzla başımız arasında gider gelir,dehşetli sevincimiz bulunca ayrılmazlığını yengimizle yenilgimizin. Devimimiz: Felcimizin kaynağından fışkıran, Güçsüzlüğümüz: kıvrak istemimizin yatağı. Böylece doldururuz biz her kaygının,her doyumun kucağını.
Her yüz kabulü parçalanmayı çağıran eliaçıklık, ama, Yüzüm yanındadır seninkinin, sırlı camın değerbilirliğinde, İmgeleriz birbirimizi içsel yakarıyla, bilirim. Sakınmayla ertelediğimiz, gecikmiş an, Kurtulsun dilerim kuşkudan; sorusundan gerçek mi, gerçek mi? Budur çünkü kesen elleri, göğümüzü şaşırtan, Alıkoyan yağmur kokan otlardan bedenlerimizi. Budur sorgulayan özdeş isteklerimizi, bağlansın mı, bağlansın mı bebekliğe? İçinden geçmeyi seçerken bir durallığın, Ürkünç devinimine zincirlenme korkusu; o esriten kızıl değişimin. Şimdi gözyaşı ve endişe küplerini gizliyor aşk, kanadında. Bilemediğimiz ayin, şarkılarını bekletiyor dil için! Kaçtığımız her kare duvarına ekleniyor yuvarlak avlunun, üçgenleri yok ederek sonunda tutsak edileceğimiz!
Böyle düşüş görmemiştim ölgün ve kırık çakılmış kalmıştım/ gelecek zamanlı düşler çatıyordum kapladığım şuncacık yerde;/bu ölçümsüz gökyüzünde...
Çünkü denizin de düzeni vardır, Yaşayanı içinde dönüştürür
Reklam
Tutku benliği yok edebilir. Ama bu tutku biçime duyulan bir tutku değil,boşa gitmiş bir tutkudur.
Sayfa 154Kitabı okudu
Van Gogh’un vahşice bükülen selvileri; Cezanne’ın bize sonsuz bir baharın tazeliğini anımsatan nefis sarı-yeşil güney Fransa peyzajları- bu eserler kendiliğindenliğe sahipken,bir yandan da gerilimin içkinleştirilmesinden gelen olgun niteliğe de sahiptirler.Bu onları “ilginç”ten daha öte kılar;onları büyük kılar.Sanat eserinde varolan hâkim olunmuş ve aşılmış gerilim,sanatçıların sınırlamalar ile ve sınırlamalara karşı başarılı mücadelelerinin sonucudur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Onlar,erdemli bir kişinin özünün,tutkuları tarafından seçilmek değil,tutkularını seçmek olduğuna inanıyorlardı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Sartre’ın,kendimizi bir dizi seçimle yarattığımız savı abartılıysa da,içerdiği gerçek kısmen kabul edilmeli.
Sayfa 123Kitabı okudu
Barron’un saptamasına göre “yaratıcı kişiler”, çağdaşları tarafından,çalıştıkları sahaya müstesna katkılarda bulunmuş olarak tanımlanan kişilerdi.Onlar “normal” insanlardan oluşan bir kontrol grubuyla birlikte,bazılarında düzenli,sistematik çizimler ve bazılarında da düzensiz,simetrik-olmayan,kaotik çizimler olan bir dizi Rorschach kartları gösterdi. “Normal” insanlar en beğendikleri şekiller olarak düzenli,simetrik kartları seçtiler-evrenlerinin “biçimli”olmasından hoşlandılar.Oysa yaratıcı insanlar kaotik,düzensiz kartları seçtiler-bu kartları daha ilginç ve meydan okuyucu bulmuşlardı.Yaradılışın Kitabındaki Tanrı gibi düzeni kaostan yaratmayı istemiş olabilirlerdi. “Darmadağın”evreni seçtiler;onunla karşılaşmaktan ve onu düzene doğru biçimlendirmekten coşku duydular.Onlar kendilerindeki kaygıyı kabullenebiliyor ve bunu,düzensiz evrenlerini “yüreğin arzusuna daha yakın”biçimlendirmekte kullanabiliyorlardı.
Sayfa 117Kitabı okudu
1.358 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.