Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia

MacLeish bize, “Şairin işi”nin çığlık Boğaz’ında düğümlenene kadar beklememek”olduğunu söyler.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Dil,yol arkadaşımız olan insanların ve kendimizin tarih boyunca birikmiş anlamlı deneyimimizin sembolik ambarıdır,ve böyle olduğunca,bir şiir yaratmada uzanıp bizi kavrayıveriyor. “Bilmek”anlamına gelen özgün İbranice ve Grekçe sözcüklerin “cinsel ilişkide bulunmak”anlamına geldiği de unutulmamalı.İncil de “İbrahim karısını bildi ve o gebe
Sayfa 112Kitabı okudu
Çinli bir şairden alıntı yapar: “Biz şairlerin yoklukla mücadelesi,onu varlığı ortaya çıkartmaya zorlamak içindir.Sessizliği bir müzik yanıtı almak için tıklatırız.”
Sayfa 104Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cezanne bir ağaç görüyor.Ağacı daha önce kimsenin görmediği bir biçimde görüyor.Kendisinin söylediği gibi hiç şüphesiz, “ağaç tarafından ele geçirilme”yi yaşamakta.Ağacın kemerlenen ihtişamı,kucaklayıcı yayılışı,toprağı kavrayışındaki narin denge -tüm bunlar ve ağacın daha birçok özelliği onun algısı tarafından emiliyor ve sinirsel yapısı boyunca hissediliyor.Bunlar onun yaşadığı görünün parçaları.Bu görü,sahnenin bazı yanlarının dışarıda bırakılmasını,diğer bazılarına daha fazla vurgu getirilmesini ve sonra bütünün yeniden düzenlenmesini içeriyor;ama tüm bunların toplamından da fazla.Evvela,bu artık bir ağacın görüşü değil, Ağaç’ın görüsü; Cezanne’ın bakmakta olduğu somut ağaç,ağacın özü biçimini alıyor.Görüsü her ne kadar özgün ve tekrarlanamaz olsa da,onun o özel ağaçla karşılaşmasından doğan tüm ağaçların görüsü yine de. Bir insan olan Cezanne ve bir nesnel gerçeklik olan ağaç arasındaki karşılaşmadan vücuda gelen tablo: Ağaç tamı tamına yeni,eşsiz ve özgündür.Bir şey doğmuştur,varlığa kavuşmuştur,daha önce varolmayan bir şey - yaratıcılığın bir tanımlanışı diye elde edebileceğimiz mükemmellikte. O halde,her kim ki tabloya yoğun bir farkındalık içinde bakar ve ona,kendisiyle konuşması için izin verir,ağacı oradaki eşsiz güçlü devimle görecektir,yöresi ile ağaç arasındaki kaynaşmayla ve Cezanne yaşayıp da resmeden dek ağaçlarla ilişkimizde varolmamış olan bir mimari güzellikle,hiç abartmadan, Cezanne’ın ağaç tablolarını görüp,onlar tarafından massedilmeden önce,bir ağacı gerçekten görmediğimi söyleyebilirim.
Sayfa 104Kitabı okudu
Picasso’nun altını çizdiği gibi, “Her yaratma edimi,ilk önce bir yıkma edimidir.”
Reklam
Bireylerdeki kaygı eğilimi anneleri tarafından ne ölçüde dışlanmış olduklarıyla orantılıydı.
140 syf.
·
Puan vermedi
·
79 günde okudu
Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)Nilgün Marmara
8.2/10 · 3.526 okunma
Ressamların “doğayı resmediş”lerinin,basit bir şekilde sadece dağları,gölleri,ağaçları bir zamandan diğerine taşıyan fotoğrafçılar gibi olduğunu düşünmek saçma. Onlar için doğa aracılık işlevi taşıyan bir ortam,dünyalarını açımladıkları bir dildir. Has ressamın yaptığı,kendi dünyasıyla ilişkisinin altında yatan psikolojik ve tinsek şartları açımlamaktır; bu yüzden,büyük bir ressamın eserlerinde tarihin o devresindeki insanların duygulanımsal ve tinsel şartlarının bir yansısını buluruz.Herhangi bir tarih döneminin psikolojik ve tinsel mizacını anlamak istiyorsanız,bunu o dönemin sanatının derinlerinde aramaktan daha iyisini yapamazsınız.Çünkü dönemin altta yatan tinsel anlamı ifadesini dolaysız bir biçimde sembollerle sanatta bulmuştur.Bunun nedeni sanatçıların didaktik olmaları,öğretici olmaya kalkışmaları ya da propaganda yapmaları değildir;bunu yaptıkları ölçüde ifade güçleri kırılır,ifade edilmemişle,ya da isterseniz,kültürün “bilinçdışı” düzeyleriyle olan ilişkileri tahrip olur.Sanatçılarda herhangi bir dönemin altta yatan anlamını açımlama gücünün olma nedeni,tamı tamına sanatın özünün sanatçıyla dünyası arasında güçlü ve canlı bir karşılaşma olmasıdır.
152 syf.
·
Puan vermedi
·
87 günde okudu
Yaratma Cesareti
Yaratma CesaretiRollo May
7.9/10 · 2.350 okunma
Kişinin belirli bir anda yaşadığı hep hayalleridir-ya da,aldanmaları; gerçeklerini ise hep sonradan,çok sonradan,geçmişi olarak yaşar-yani: kendisini belirleyen,hep gerçekler olduğu halde,yaşadığı hep hayalleridir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
“Gölgesiz güneş yoktur; geceyi de bilmek gerekir.” Bunu,burada aynı yerdeki Sisyphus nitelemesiyle birlikte,yalnızca anmış olayım: “ Gecenin sonunun hiç olmadığını bile bile görmeyi arzulayan bir kör adam”... Yani iki taraflı bir olanaksızlık: hem “gece” hiç bitmeyecek,hem de, “adam”,zaten, “kör”...
Sayfa 148Kitabı okudu
Bir insan,kendini,içten güdü ve eğilimleriyle olduğu kadar,aldatmacalarıyla da tanımlar.”
Sayfa 148Kitabı okudu
“Kim bilir sen nasıl böyle oldun? Bir dağ çiçeği gibi kimse görmeden serpildin.Kendin bile göremeden ve bilemeden. Şimdi ise hem kendin görüyor hem de başkaları,ama önce kendin gör,sonra başkaları.”
Sayfa 143Kitabı okudu
Artık,ne özlem,ne uyarılmışlık,ne coşkunluk... Yalnız,ölümcül suskunluk
Sayfa 135Kitabı okudu
1.358 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.