“Yar uçurum, yâr sevgili demektir. Bir insanın sevgili ya da kendimizi aşağısına bıraktığımız derin bir uçurum olması arasında ufacık bir çizgi var. Birisini sevmek, tam da böyledir. Kendimizi onun vicdanına emanet eder; bizi uçurumdan aşağıya atmamasını dileriz. İnsan insana nefes de olabilir, nefesini kesen sızı da. İnsan insanın umudu da olabilir, ömür boyu kapanmayan yarası da.”
İlimsiz birşey olmaz, ilim herşeye baştır, karanlık yollarda o, en aziz arkadaştır.
Ondan sadık dost olmaz, ondan vefalı yar yok, herşeyde zarar olsa, onda asla zarar yok.
İlim, uçsuz bucaksız, bir ummanı andırır, ilimden başka herşey, insanı usandırır.
Nasıl kıymetli olmaz, Allah onu övüyor, bak! Nebi'yi muhterem, bir hadisde ne diyor:
Ara, her yerde ilmi, o yer ister Çin olsun! İlim öğrenmek farzdır, her mümin için olsun.
Bak! Ali-yülmürteza, ne diyor dinlesene,
(Köle olurum bana, bir harf öğretene).
Ah bir bilsen, sınıfında ya da işyerinde arkadaş kabul ettiğin erkekler kendi aralarında sana dair neler konuşuyorlar. Eğer kuzu olsaydın kurtlardan uzak durur, kendini korurdun. Fakat ailen seni o masum halinle kurtlardan daha acımasız istismarcıların içine attı. Kurt kuzudan sadece etini ister, erkeklerse senden, seni anne yapan, yücelten, onurlandıran iffetini istiyorlar.
Kafede sohbet ettiğin, kulüpte kahve içtiğin, babana da, “sınıftan, işten arkadaş” diye tanıttığın her delikanlı en güzel, en çekici hallerinle seninle baş başa olmayı hayal eder. Sen belki işi, belki de dersi konuşurken o senin farklı farklı hallerini düşünür. Erkek erkeğe oturduklarında senden, bakışından, oturuşundan kime yâr oluşundan söz eder. Eğer bir duysan erkeklerin neler konuştuklarını, bir daha onların yüzüne bakmaya bile tahammül etmez, ortamlarına girmemeye yemin ederdin.