"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Havada süzülen kırlangıçlar baharın müjdesidir bana hep. Bahar nasılda insanın içini ısıtır. Bu sabah havada uçuşan kırlangıçlarsa insanın içini ürperten bir sonbahar hatta buz kesmiş bir kış sabahı gibi adeta… Mutlu bahar sabahlarının, kuş cıvıltılarının aksine tarihin en karanlık sabahı. Arabasına öyle hızlıca binip uzaklaşmıştı ki arkasından el bile sallayamamıştım. Sandalyeye çökmüş öylece bakakalmıştım, bu kadar kolay olamazdı gidişi
Bu sevimsiz, soğuk sabahın aksine bir yaz telaşı gibiydi gidişi. Arkasına bile dönüp bakmadan yeni umutlara koşmak için son hız gitmek istercesine koşup çıktı kapıdan, çıktı ve gitti. Gidişler kimine umut, kimine de karanlıktı bu sabah. Yüzündeki fütursuz bakışta yanlış mevsimde uçuşan kırlangıçların telaşlı yüzü gibiydi, o da yeni sıcak bir yuvanın telaşı içerisindeydi. Bense dağılan bir yuvanın tam ortasında kalmış yaralı bir kırlangıç kuşu…
" Zeynep ÖNER "
Sana bir uygarlığı getirdim; anlamadın
Yavuz kahramanları, şiirin burçlarını
Ayak ucuna koydum gecenin saçlarını
Urganmış boynumda taşıdığın gerdanlık
Sana hükümdarlığı getirdim; anlamadın
Sevda suya karışır, sızar kan dağlarına
Köpüren yüreğimde zıpkınlanır umutlar
Yüzün tunç gibi çöker ülkemin bağlarına
Irmaklar bilmediğin kadar hülyalı
Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs
Sana bugün bir mektup yazdım:
En çok
En çok güllerden sözettim
Kitabı okumaya başlamadan önce kıtabın isminin "Tek Kanatlı Kuş" olması sebebiyle kitap ile ilgili bir sürü tahminlerde bulundum.
İlk tahminim; şayet benzetme yapmıyorsa gerçekten hikaye yaralı bulunan bir kuşun çevresinde geçen olay örgüsü,
İkinci tahminim; şayet mecazi ise tek kanatlı kuşların hiç bir zaman uçamayacagi için insan
Nasıl sevdim bir bilsen
Bir başıma
Sana vurgun, sana hasta
Gel artık
Bu yaraya can dayanmaz
Gel yeter
Bu dertler de geçer
Yaralı bu kalbim
Kendimi sende unutmuşum
Kimse anlamadı
İyi ki akşam oluyor
Seninle birlikte geliyor
Gözlerim uykulu
Artık çok geç
Kanadı kırık bir kuş gibi yaralıyım...
🥀🕊️
CİMBOMUNKIZI
Bir çocuğun anne özlemi etrafında hayatı izleyişinden nereye varabiliriz ki? Proust, Swann’ların tarafı veya Guarmantes tarafından bakarak bize ne söyleyebilir?
Aslında anlatılan hikâyelerin hangi tarafta olduğunun bir önemi yok. İnsana, davranış biçimlerine, davranışın özündeki tutarsızlıklara dair bir sorgulama izleyeceğiz birlikte. Hangi
Konuştukça daha çok sinirleniyorum. Susunca
sustu oluyor. Susunca diyorum ki, bilseler böyle olmazdı. Susunca diyorlar ki, ne haldesin bilelim, demiyorsun bir şey. Ben ağzımı açınca yine aynı şeyler oluyor. Yine bi halt olmuyor. Doluya koysam ne, boşa koysam ne, ortada bardak yok.
Susmadan önce biraz konuşsaydım keşke. Bir şeyler mırıldansaydım kendime. Şimdi böyle yaralı hayvanlar gibi, sabahın erken vaktinde ağlayan kedi, kuş gibi belki.. Öyle garip bir durumdayım işte. Ne bileyim, bir şeyler deseydim en azından. Şimdi herkes dinlese bile açamam ağzımı. Zor günlerin hepsi geçiyor da geriye kalanlar hep buruk oluyor. Elini neye atsan kıracakmışsın gibi geliyor. Birçok şey seni kolayca deviremiyor ama ne zaman bir şeye sevinsen, mutlu olsan, hep buruk hissediyorsun. Insanin o an geçmişine dönüp, ağlayan haline sarılası geliyor. Hava almak için dışan çıkıyorum ama insanların arasında daha çok havasız kalıyor gibi dönüyorum eve. Şikayet etmiyorum da, gram hevesim yok. Yeni birini tanımak için, yaşamak için, en ufak bir girişimim olmuyor. Hatta ben kendimi sevdirmemek için bazen elimden geleni yapıyorum.
Filhakika tek bir an çıktı dünyaya
yaşamın gözeneklerinden
Elinde kitapları
Dilinde kuş sesleri...
bir nida ol şimdi cesurca
şakı...
Ahmet Telli külliyatının 8. kitabını da bitirmiş oldum. Daha 8 puanı aşamadık. Belki bir gün olur mu sanmıyorum. Artık 8. Kitap diye herhalde diğerlerinden ayıran özelliğin ne olduğunu bulmakta fark etmekte