Bu kitapta toplandı “en sevdiklerim”...
Kâh bir haziran telaşında kâh kış güneşi altında; ya bir nehir kenarında ya dolunay sağanağında karalanmış satırlar bunlar... Kiminde eski bir resim, kiminde gizli bir hüzün, çoğunda içten bir söz ama hepsinde benden bir iz; içimi ısıtan aşklar, özlediğim telaşlar, kaybettiğim yoldaşlar, yitirdiklerimin ardından dökülmüş yaşlar var...
Can Dündar, en kişisel kitabı olarak gördüğü Yârim Haziran’da doğanın ve ruhumuzun dört iklimini dillendiriyor ama adından da anlaşılacağı gibi tutkuyla... Umutlu olmaktan, hayatın sürprizlerini de, şeytanın dediklerini de kucaklamaktan geri duramıyor.
Zira ilk öpücük heyecanından, yaşamın başıboş bir dere gibi akıp gitmesinin verdiği hüzne kadar uzanıyor bu yazılar...
Pastırma yazıyla birden bastıran tipiye, “gelecekse gelsin artık sonbahar” ile “hiç bitmese şu yaz” arasında sıkışıp kalmış ruh halimize tercüman oluyor; kimi zaman dünyanın uğultusunu kimi zaman içimizdeki sessizliği anlatıyor Can Dündar.
Kısacası, süresini ve yörüngesini bilmeden çıktığımız hayat yolculuğuna düşülmüş içten ve sıcak notlar; hayat yolunda yüreğimize vuran ayazlar, çöl rüzgârları ve meltemler var bu kitapta...
İçten geldiği gibi yazılmış, uçarı, satırlarına sığmayan, sayfalarından taşan bir kitap Yârim Haziran...
Tıpkı dalında patlamayı bekleyen bir tomurcuk gibi.
Arka kapaktan
Yârim HaziranCan Dündar · Can Yayınları · 20151,146 okunma
hazin dersler alarak ayrılıyoruz gardan...
... Bir başka Aralık sonunda yeniden buluşabilmek...
Ve gardan kalkacak son trene başı dik binebilmek umuduyla...
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Yarım yüzyıl dünyada yaşamak çok kök bırakır, öyle hemen ölmez. Belkide tek bir kök, ama derinlerde, sağlam ve yabani; yapraklar ölür,dallar kurur,gövde çürür sma o tek bir kök yaşamakta inat eder.
Hayal etmek düş görmektir: Hayat bu sırada uyuyup dinlenir; hissetmek aktifse yaşamaktır: Yorar tüketir.
Hayattaki her şeyde mantık ve kesinlik aramanın, şiirdeki en olağanüstü düşten ve en olanaksız idealden daha hayali ve ideal olduğunu keşfetmiş olmakla övünüyorum.
1843 yılında 17 Haziran, bir pazartesi, berrak ve seyahate başlamak için güzel bir günde başladığı gemi yolculuğu...
Lizbon'dan başlatan gemi yolculuğu Santerem'e oradan Tenjo nehrine uzanıyor.
Gemide yaşadıklarını okuyucuya sohbet havasında anlatıyor. Engin denizlerden, Afrika çölüne ,Portekiz ,Nil...
Olaylar ve mekanlar hızlı bir şekilde değişiyor okurken, çok fazla kelimeler ve isimler var bu yüzden odaklanmakta zorlandım yazar kendiside rahatsız olacakki "sapmaları bırakalım diye kendini uyarıyor.
Bazı yerleri öyle güzel tasvir ediyor ki Santarem vadisini cennet bahçeleri diye tarif ediyor.
Kitapta şairlere, yazarlara , filozoflara adını duymadığım nicelerine yer vermiş.
Yazar baş yapıtım dediği bu kitabında hem kendine hem dış dünyaya yönelik bir çok eleştiride barındırıyor.
Bir keşif yolculuğu yapmak isteyenlere önerimdir.
Eğitim, Öğrenim Hayatı
Necip Fazıl, 26 Mayıs 1904'te Çemberlitaş'ta doğmuştur. Asıl adı Ahmet Necip'dir. Varlıklı bir ailenin çocuğudur. Ahmet Necip eğitimine mahalle mektebinde başlamıştır. 1912'de Gedikpaşa'daki Fransız Frerler Okulu'na geçmiştir. Bir süre sonra bu okuldan ayrılıp Amerikan Koleji'ne devam
Portekizli yazarlar denildiğinde akla ilk onun adı geliyor, Jose Saramago. Hepimiz onu Körlük kitabı ile tanıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız pandemide de bol bol adını andık, Körlük ve Görmek kitaplarını çevremizdeki eşimize, dostumuza tavsiye ettik, bir kez daha okuduk. Büyüleyici bir kalemi, kıvrak bir zekası olan Saramago'yu