Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Paraşütçü
Manzara harikaydı, tüm ekipmanımla uçurumun kenarında atlamak için nefesimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Cebimdeki bitter çikolatanın yarısını iki ısırıkta ağzıma attım ve kalanını cebime geri koydum. Çikolata tadında 3'ten geriye doğru saydım ve kendimi aşağıya bıraktım. Sanki ruhum bedenimden ayrılmışçasına boşluğa doğru düşüyordum. Biraz
Anılar ve Günlük Şeyler
Merhaba sevgili. Nasıl olduğunu sorarak başlamak istiyorum. Kaç defa nasılsın sorusunu sorduğumu bilmiyorum ama hiçbirinde de cevap alamadığımı çok iyi biliyorum. Bugün sana çok küçük bir anımızdan bahsetmek istiyorum. Ramazan ayındaydık ve yine yürümüştük. Hatırlarsan yürüyüşlerimiz Ramazan ayının sonuna doğru başlamıştı. Eminim çok güzel bir
Reklam
21 Haziran Kuzey Yarım Küre orucundan farkın yok, Allah bana sabır versin.. :)
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Limonata ve Rafadan Yumurta
“Yaşamında hiç limonata içmemiş biri, limonatayı çok pahalı bir serinletici sanabilir. Oysa çok ucuz bir serinleticidir. Bir bardak suya bir çorba kaşığı toz şekeri döküp, iyice karıştırdıktan sonra, üstüne doğru dürüst sıkılıp çay süzgecinden geçirilmiş, yarım limon suyu eklersin… Ve hepsini karıştırırsın. Bardak, görkemli ve uzunca bir
17.002 tl'lik asgari ücrete kaçAKsaraydan bakış..
2022 sayıştay raporlarına göre (örtülü ödenek hariç tutulduğunda) kaçAKsarayın yıllık gideri; 5.669.796.202.64 tl (5 milyar 669 milyon 796 bin 202 lira 64 kuruş) 5.669.796.202.64 tl / 12 ay = 472.483.016.83 (472 milyon 483 bin 16 lira 83 kuruş) aylık harcama 472.483.016.83 tl / 30 gün = 15.749.433.89 (15 milyon 749 bin 433 lira 89
Reklam
Yarım kalan hikaye
Geçmiş 21 Haziran 2009 Salı Günü Saat : 10.30 Felsefe sınavımız vardı bugün biz on üç arkadaş dün felsefe sınavına çalışmak yerine sabaha kadar kitap okuma maratonu yaptık Birlikte . Sabah uyandığımizda gözlerimizin altı balon gibi şişmişti birde uyuyakalip okula geç kalmıştık kahvaltı yapmadan koşarak evden uzaklaştık derse son anda geç kalmaktan kurtulduk vahinet hoca gelmemişti şaşırdık hiç geç gelmezdi diye düşündük birden vahinet hoca sınıfa giriş yaptı çok sinirli görünüyordu ama bizden saklıyordu çok belli oluyordu bu hali vahinet hoca sınav kağıtları tek tek masalara dağıttı ben felsefe sorularına birden bakınca panik atak geçiyordum bu nasıl sınav sorulardi ya .... Biz on üç arkadaş biliyorduk ki felsefe kolay bir dersti felsefe bu sefer kolay olmadı.... Diğer sıralarda oturan mercan , Didem ve Serkan felsefe soruları jet hızıyla çözüyorlardi mübarek sanki ışık saciyorlardi sorulari çözdüler ben vazgeçtim soruları doldurmaktan ama benim krallım ve kraliçelerim yardım ettiler benden sonra diğer arkadaşlarımıza yardım ettiler iyi ki onlar vardı ya :) onlar olmasa ne yapardık bilemiyorum benim edisonlarım onlar ...... Zil çaldı sınav kağıtlarımizi vahinet hocaya verip çıktık bu sırada ateş ve Mert kantin için yarışmaya girip kapıdan koşarak uzaklaştılar ben duramiyim arkadalarindan " deli piyonlar koşmayın" diyerek bağırdım nafile ben duymadılar o sırada bizim alt devre olan cemre yanımıza yaklaştı.......
Annabel Lee şiirinden esinlenip kendi yazdığım hikayem
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi
İbrahim'e...
Sana eposta yazamadım; çünkü benim için fazla hızlı o. Hatırşinas'ta sıcakla serin arası bir cuma öğle sonrası, yanımda Bulak'la otururken yazmak daha güzel. Az önce mantarlı pizza da yemişken, okumaya devam ettiğim şu 8E sözlüleri bir anda bana fazla geldi. Güneş, La Marine bloklarından uzanıp Hatırşinas'taki çamların arasından
Bütünlenesi Yoktu
Keşif… Her zaman ‘yenilik’ demektir, yeni bir şey, hayatında muhakkak değişikliğe sebep olan tüm yeni şeyler gibi bir şey. Her yeni şey güzel midir, emin değilim . Fakat değiştirir. Eminim. 2000 parçalık, üç tablonun iç içe olduğu bir yapboz almıştım haziran ayında. Evdeki tek orta sehpayı da ona zemin olarak rehin verdim. Rızamla. Baktım, aylar olmuş, yapboz bitmiyor. Bitiremiyorum. Yaklaşık bin parçasını bütünlemiş olmama rağmen, o kadar emeğe rağmen bozdum, o kadar emeği bir kutuya koyup dolabın üstüne kaldırdım. Yarımlık zihni hep kurcalar, karıncalandırır, zeigarnik %100 gerçek. Yarım bir şey yok artık. Rahatladım. Orta sehpa mı? Balkona, yeni yerine çok yakıştı.
210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.